Barışı istemek yetecek mi?

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Belfast

Terör ve baskılarla sindirilmiş Kuzey İrlanda'nın tarihindeki en yüksek katılımlı referandumda barışa ‘‘evet’’ çıktı.

İrlanda Adası, kuzey ve güneydeki bağımsız İrlanda Cumhuriyeti'yle birlikte, barış istediğini gösterdi.

İrlanda halkı, barışı istiyor. Ama barışı istemekle onu hayata geçirmek aynı anlama gelmiyor. Çünkü Kuzey İrlanda sorununda, taraflar hâlâ birbirlerine şüpheyle bakıyor.

* * *

1974'lerin İRA militanı, Belfast Barış Anlaşması'nın kahramanlarından Sinn Fein'in lideri Gerry Adams, referandum sonucunu değerlendirirken ‘‘Bu son nokta değil. Süreç yeni başlıyor’’ diyor.

‘‘Bugün, tarihi bir gündür.’’ diye söze başlayan Adams, değişim için çalışmak gerektiğini vurguluyor ve devam ediyor:

‘‘Bazı antikaların yani barışa karşı unsurların, Kuzey İrlanda'da eşitlik ve adaletin sağlanmasına karşı direnecekleri anlaşılıyor. Biz özgürlük, adalet ve barışı elde edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Barışa inanıyorum. Ama kalıcı barıştan söz etmek için henüz erken.’’

Adams'ın sözlerinden, Kuzey İrlanda'nın normale dönmesi için zaman gerekeceği anlaşılıyor.

Barışa ‘‘evet’’ mesajı, İRA'nın temkini elden bırakacağı anlamına gelmiyor.

Bugünlerde en çok tartışılan konulardan biri de, Belfast Barış Anlaşması'nın öngördüğü siyasi af meselesi. Ülke dışına kaçan İRA militanlarının geri dönmeleri ihtimali, bu anlaşmayla iktidarlarını kaybetmekten ürken bazı Protestan çevreleri rahatsız ediyor.

Adams bu konuda şunları söylüyor: ‘‘Bu çok önemli bir mesele değil. Benim en büyük sorunum, buradaki İngiliz asker ve polisleri. Onlar hâlâ burada bulunuyorlar. Gelirken etraftaki askerleri gördünüz. Tepemizde uçan İngiliz helikopterinin sesini duyuyor musunuz? Şimdi benim en önemli sorunum, askerlerin geri çekilmeleri.’’

1990 sonunda, İngiliz Hükümeti'yle başlayan ve Belfast Anlaşması'nı hazırlayan gizli görüşmeler sırasında İRA, muhatabının her yan çizişine İngiltere topraklarında bombalarla cevap veriyor. Gerry Adams'ın İngiliz ve Protestan kamuoyunun kendisinden beklediği ‘‘savaş sona erdi’’ açıklamasını yapmaması, bu taktiğin devam edebileceğini düşündürüyor.

Adams, ‘‘Uzun vadede barışa inanıyorum. Ama ona henüz sahip değiliz. Anlaşmanın hayata geçirilmesini tıkayacak her adım, bizi geri götürecek, geçmişe kilitleyecek’’ diyor.

* * *

Kuzey İrlanda'da günde ortalama 16 kişi intihara teşebbüs ediyor.

Hayatını kaybedenlerin çoğunu ise 25 yaşının altındaki gençler oluşturuyor.

İşsizliğin kol gezdiği Kuzey İrlanda'nın yoksul mahalleleri, İRA'nın ya da Protestan silahlı grupların denetiminde.

Katoliklerin yaşadıkları mahalleleri İRA kontrol ediyor, Protestanların düzenini ise Protestan paramiliter gruplar sağlıyor.

Komşular arası kavgalardan, uyuşturucu kullanan ve hırsızlığa yeltenen gençlerin ‘‘terbiyesi’’ne kadar, her türlü günlük sorunu çeteler 'çözüyor.'

Gelir düzeyi yüksek olan bölgelerde ise, her iki grup da barınamıyor ama şiddetin kolu tüm Kuzey İrlanda'ya ulaşıyor.

Dünyaya gözlerini açtıkları günden ölene kadar belirsizlik, baskı ve şiddet altında yaşayan Kuzey İrlanda halkı, referanduma büyük ilgi gösteriyor, ‘‘Evet’’ oylarıyla kaderini değiştirmek istediği mesajı veriyor.

İstemek, ona sahip olmak anlamına gelmiyor. Ama silahlı gruplar da dahil sorunun tüm taraflarını kapsadığı için Belfast Anlaşması, başarısızlıkla sonuçlanan diğer üç anlaşma girişiminden daha umut verici görünüyor.

Kuzey İrlanda'da, yeni bir dönem başlıyor.













Yazarın Tüm Yazıları