Bar sponsoru süt firması

Kanat ATKAYA
Haberin Devamı

GRİPLE mücadele yolunda büyük adımlar atınca, perşembe gününe 'ortaya karışık' program yaptık. İlk ayağa kafadan Viktor Levi'yi yazdık. Pano'nun başarısının ardından pıtrak gibi şarap evi açılmaya başlayınca, Pano'cular ikinci bir mekan olarak açtılar burayı. Pano'dan iki boy daha büyük filan. Ferah, ferah, ne güzel.

Ama Viktor Levi'ye kısa metraj takıldık. Çünkü o akşamki amacımız Milk'e gitmek. Normalde Milk'te program başladığı vakit ben ya uyumuş oluyorum, ya da kendi kendimle ‘‘Yat zıbar! CNBC-E'de gece yarısı filmini seyredersen sabah yine uyanamayacaksın’’ tartışması yapıyorum.

Ama bu sefer gitmemiz şart. Çünkü Jay Jay güzel şehrimize ikinci ziyaretini gerçekleştiriyor.

Belki daha önce de belirtmişizdir, hastasıyız bu arkadaşın. Tipini görseniz balık yağı içirmeye kalkarsınız. Soluk benizli, sopa gibi, çipil bir oğlan. Fakat gelin görün ki; çok şahane bir müzik yapıyor.

İlk olarak bu yıl H2000'e gelmişti. Yağan yağmura (Aslında sel diyerek abartsak da olur) inat aslanlar gibi dinlemiştik Jay Jay Johansson'u.

Nasıl biz ona hastaysak, belli ki arkadaş da İstanbul'a hasta olmuş. ‘‘İlla gelecem’’ diye tutturunca, Pax'taki çocuklar da kalpsiz değil ya, ‘‘Madem ısrar ediyorsun gel bakalım buraya ciğerim’’ demişler.

Güzel bir konser

Türkiye'de pek olmayan bir şey olmuş ve konserin biletleri harbiden günler önceden tükenmiş. Milk zaten 500 kişi kapasiteli. Sağolsun içerden tüyo verdiler de, biz biraz erken gittik.

Beyoğlu'nun bir zamanlar SAT komandosu teçhizatıyla bile girilse sağ çıkılamayacak sokaklarından geçip Milk'in kapısına dayandık.

İzbe sokakta böyle, bol kıyafetler giymiş, yüze komple metal aksam yapmış (piercing) ultra modern genç insanlar filan görmek enteresandı tabii ki. Yanımdaki patavatsız insan ‘‘Bunlar yıldırım düşmesinde öncelikli gidici değil mi?’’ gibi kötü bir espri yaptı. Ama tınmadım.

Biz girerken millet daha buluşma aşamasında, sokağa yayılmış vaziyetteydi. Neyse uzatmayalım, o karanlıkta kapıyı denk getirip içeri girdik...

Milk, yani eski Magma, modern seslerin peşinden koşan insanların buluştukları bir mekan. Normalde karanlık mekanlarda daralıyorum, fakat bunun üst katı gayet güzel.

İşte söz konusu üst kata çıktık. Hemen mekan taraması yapıldı tabii ki. Merdivenden çıkar çıkmaz karşına bar denk geliyor, onu önceden biliyoruz. Fakat bara sırtını verince sol tarafta (Bu tarif işlerinde hep hata yaptığım için bu kadar detaya giriyorum, kusura bakmayın vallahi) bir bar daha var.

Yanlış mı görüyorum diye bir baktım, doğru görüyormuşum. Arkadaşlar, dünya tarihinde ilk kez bir süt firması (Mis), bir bara sponsor olmuş. Helal olsun vallahi. Milk'in içinde bir de süt ve süt ürünleri satılan bar var ciddi ciddi. Kahve, çay filan da bulabiliyorsunuz. Çok güzel fikir, bir daha helal olsun.

Neyse, Jay Jay 23.00 gibi çıktı sahneye. Mekan komple dolu, kitle şarkı sözlerini filan ezbere biliyor, zemin konser vermeye müsait... Çok güzel bir konser oldu.

Jay Jay zaten çok mutlu. Bir gece önce Aylin Aslım'ı dinlemeye gelmiş. Aylin bundan bir parça patlatınca herif uçmuş. Gece boyunca zaten o teşekkür etti, kitle, ‘‘Ne demek yine bekleriz’’ diye karşılık verdi.

Zaten niyeti bir daha gelmek. Eğer büyük bir aksilik olmaz ise şubat ayında yine burada olacak. Gelsin, bekliyoruz...

Her zamanki gibi konserin sonuna kadar dayanamadım. Bayağı bir takıldım ama neticede uykum geliyor işte, n'apayım... Esneye esneye eve gittim, zıbardım yattım...

Yazarın Tüm Yazıları