Güncelleme Tarihi:
- Ölen kanatlı hayvanları analiz için Ankara’ya gönderiyorlar. Hastalığın yayılma riskini arttırmaz mı bu?
- Canlı hayvanlarla, özellikle de göçmen kuşlarla yayılma riskinin yanında devede kulak kalır. Zaten Doğu ve Güneydoğu’da yeterli laboratuvar olmadığı için başka çare yok.
- Peki bir yetkili “İstanbul ve Ankara’daki hastaneler hazırlık yapıyor. Anadolu’daki hastaneler yeterli olmazsa, ‘kuş gribi’ne yakalanmış hastaları büyük şehirlere taşıyacağız” diyordu. Eğer insandan insana geçme riski varsa, hastalık böylece büyük şehirlere taşınmış olmaz mı? Bu akıllı bir karar mı?
- Akıl dediğin izafidir Serdar. Büyüklerimiz karar alınırken ‘akıl’ pek devreye girmez... dedi ve bir fıkra anlattı.
*
Sağlık Bakanı şehrin en büyük akıl hastanesini denetliyormuş. Başhekime sormuş:
- Bir insanın akıllı mı, deli mi olduğuna karar vermek ne kadar zor, değil mi! Ağır bir vicdanî sorumluluk.
- Zor tabii ama Sayın Bakanım, sizin memleket meseleleriyle ilgili kararlarınız kadar değil.
- Bir hastayı enterne etmeden evvel, son kararı nasıl veriyorsunuz ?
- Son kararı vermek için ‘küvet testi’ uyguluyoruz Sayın Bakanım. Banyo küvetini suyla dolduruyoruz. Hastaya bir çay kaşığı, bir kahve fincanı, bir de tencere veriyoruz ve soruyoruz: ‘En hızlı ve en zahmetsiz şekilde suyu boşalt bakalım!’
- Ha anladım, deliyse kaşıkla yahut fincanla boşaltmaya alışıyor, akıllıysa tencereyi kullanıyor...
- Hayır efendim, akıllılar genelde ‘Tıpayı çeksek olmaz mı?’ diye soruyorlar...