Bankalar kredi verdikçe ekonomi büyüdü ama...

DÜN açıklanan Mart ayı sanayi üretim verisi, ekonomideki büyümenin devam ettiğini gösteriyor. Bu verilerin gösterdiği bir başka gerçek de, üretimin iç talebe bağlı olarak büyümesini sürdürmeye devam etmesi...

Haberin Devamı

Merkez Bankası’nın hâlâ tehlikeli bulmadığı iç talep, çok açık ki büyümenin motoru...
Yine dün açıklanan bankacılık verileri de, ekonomik büyümenin büyük ölçüde hızla artışını sürdüren kredilere bağlı olduğunun bir kanıtıydı. Bankaların karları düştü ama ilk çeyrekte kullandırılan kredilerdeki artış devam etti.
Özetle; son birkaç yıldır olduğu gibi; 2011 Mart sonuna kadar bankaların reel sektöre açtıkları krediler ciddi biçimde artışını sürdürdü ve bu eğilim, Türkiye’nin yüksek büyüme rakamlarını sürdürmesini sağladı.
Bir başka deyişle; Başbakanın istediği doğrultuda bankacılık sektörü reel sektöre elinden geldiğince yardım etti’ bunun somut kanıtı olarak reel sektöre verdiği kredileri artırdı.
Şimdiye kadar böyle oldu ama bundan sonrasında neler olacak?
Başbakan gerçi bankaların reel sektöre yardım etmesi gerektiğini daha yeni söyledi ama alınan önlemler bankaların reel sektörü artık yardım etmemesi amacı taşıyordu. Öyle ya, Hükümet Merkez Bankası aracılığıyla, iç talebi kısmak, cari açığı azaltmak için bankaların kredi maliyetlerini yükseltecek munzam karşılık kararı aldığını zaten açıkca söyledi.
Alınan bu önlemlerin sonuçlarını da Nisan ayından sonra görmeye başlayacağız.
Yani Başbakan bir yandan bankalar reel sektöre yardım etsin, kredi açsın derken, öte yandan aldığı tedbirlerle bunun önünü kesmeye çalışıyor. Önlemlerin asıl etkisini de bariz biçimde yılın ikinci yarısında, yani 12 Haziran seçimlerinden sonra görmeye başlayacağız.
Bir başka deyişle yılın ikinci yarısından itibaren kredi artış hızında, büyüme artış oranlarında ciddi bir fren devreye girmeye başlayacak. Frenin dozunu ise seçimlerden sonra iç talebi kısmaya dönük alınacak tedbirlerin dozu belirleyecek.
Artık önümüzdeki birkaç yıl, kimse 2011 Mart sonuna kadar görülen yüksek büyüme trendinin tekrarlanmasını beklemesin...

Haberin Devamı

CARİ AÇIK EN ÖNEMLİ RİSK

Aslında sadece bununla yetinirsek, yani büyümenin bir-kaç yıl yavaşlamasıyla yetinirsek, bence bu dönemi ucuz atlatmış sayılabiliriz.
İlk çeyrek üretim verileri, ekonomide sınırlı bir yavaşlama olduğunu ancak büyümenin dördüncü çeyreğe paralel olarak, yüzde 9-10 aralığında gerçekleşeceği yönündeki piyasa tahminlerini doğrulamış sayılabilir.
Gelen verilerin iç talep ile dış talep arasındaki açılmanın halen sürdüğünü göstermesi ise, ileriye dönük olarak risklerin biriktiğinin bir kanıtı gibi...
Mart’taki sanayi üretimindeki artışın yanı sıra, gelen öncü veriler Nisan ayında da üretimin canlı seyrettiğini gösteriyor. Nisan ayında özellikle otomotivde dış talebin de biraz kıpırdandığı gözleniyor ama üretimin daha çok iç talebe bağlı seyrini sürdürmeye devam ettiğini de rahatlıkla söyleyebiliyoruz...
İktisatçılar bu yılki büyüme tahminlerini revize etmek için daha çok Mayıs ve Haziran aylarındaki verilene bakacaklar. Temmuz’dan itibaren zaten üretimin yavaşlayacağını, büyümenin düşeceğini bekledikleri için Mayıs-Haziran ayı verileri ve seçimden sonra alınacak tedbirlerin dozu, yeni tahminlerde belirleyici olacak.
Ne olursa olsun; cari açık rakamının ise büyümeye devam etmesi kaçınılmaz. Temmuz’dan itibaren değil, ancak birkaç ay gecikmeli olarak ithalatta bir gerilemeyi görmeye başlarız.
Dolayısıyla Türkiye’nin önündeki cari açık sorunu giderek büyüyecek, Merkez Bankası beklemese de, kurlardaki sıçramanın da getireceği, bir enflasyon riskini yaşayacağız.

Yazarın Tüm Yazıları