Bankacılar önlerini göremiyor

BİR büyük banka yöneticisi ile konuşurken, genel bir durum tespiti yapmasını istediğimde “Öyle bir noktadayız ki her şey olabilir; çok iyi de olabilir, birden bire işler tam tersine de dönebilir” yorumunu yaptı.

Haberin Devamı

Hem küresel ekonominin durumu, hem Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu ortam hem de bankacılık sektörü açısından ileriye dönük kesin bir şey söylemenin imkanı bulunmadığını söyledi.
Özetle, bankacıların önlerini göremedikleri açık...
Tabi ki sadece bankacılar değil, ekonomideki tüm aktörler için bu belirsizlik söz konusu. Bakmayın uzunca bir süredir kimsenin kamuoyunda eleştiri yapmadığına, riskleri işaret etmediğine, içten içe tedirginlikleri büyüyerek devam ediyor.
Her şeyden önce küresel ekonomi konusunda tedirginler. Avrupa birliğindeki karar alma sürecinin sağlıklı çalışmadığının artık ortaya çıktığını, bundan sonrası için de fazla umut görülmediğini söylüyor. Bu nedenle Avrupa ekonomisinin, euro’nun geleceğinin belirsiz olduğunu, çok açıkca söylenmese de Avrupa ekonomisinin bizi çok derinden etkilemesinin kaçınılmaz olacağını söyledi.
Bu arada şimdiye kadar hiç sözü edilmeyen “Obama’nın ABD seçimlerini kazanma şansının zayıflaması”nın da tedirginlik yarattığını, özellikle ABD-Türkiye ilişkileri açısından Romney’in seçilmesinin ciddi sıkıntılar yaratmasından korkulduğunu gözledim.
Bu arada diplomasi alanındaki gelişmelerin, özellikle de yanı başımızdaki Suriye başta olmak üzere sıcak çatışma konularının, kamuoyuna hiç açıklamamalarına rağmen, bankacıları ciddi biçimde rahatsız ettiğine de şahit oldum. Gelişmeleri yakından izliyorlar ve uygulanan dış politikadaki hataların, bizi zor durumda bırakacak çatışmalar içine sokmasından korkuyorlar.
İçeriye baktığımızda ise özellikle Avrupa’ya göre çok iyi durumda olduğumuzu kaydeden aynı bankacı, buna karşılık ciddi riskler olduğunu, yani mevcut durumun sürdürülebilirliğinin kuşkulu olduğunu söyledi. Riskin unsurlarını sorduğumuzda kur da, faiz de dahil geniş bir yelpazeden söz ederek, Türkiye’nin içine girdiği büyüme sıkıntısının,en önemli sorun kaynağı olduğunu belirtti. Politikacıların düşük büyüme oranlarına razı gelmeyeceğini, hele Başbakan Erdoğan’ın hiç kabul etmeyip büyümeci politikalar isteyeceğini tahmin eden aynı bankacı, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın şimdiye kadar popülizmi,dengeleri bozacak harcamaları tuttuğunu ancak bundan sonrasında başarılı olup olmayacağını bilemediklerini söyledi.

Haberin Devamı

TEK DEFALIK GELİR DE ARTIK ZOR

Haberin Devamı

Sorunun büyümeye bağlı olarak, vergi sistemindeki çarpıklığın da etkisiyle, büyüme oranlarının düşmesiyle birlikte gelirin azalması olduğunu, politikacıların ise gelire bakmadan eski harcama eğilimlerini devam ettirmek istediklerini, çünkü büyürken siyasi sorunların da fazla göze batmadığını, özetle büyümeden kaynaklı denge sorunu yaşandığını söyledi.
Şimdiye kadar gelir yetmeyince bir defalık gelirler bulunduğunu ama hem küresel ekonomi hem içerideki durum nedeniyle, artık tek defalık gelirde de fazla umut kalmadığını kaydeden bankacı, “2 B’den istenen gelirin gelmeyeceği anlaşıldı. Mütekabiliyet yasasıyla özellikle konut sektöründeki sıkıntının aşılması için umut edilen yabancı eğilimi de gözükmüyor” dedi.
Bu arada bankacıları karamsarlığa iten en önemli nedenlerden birinin de “karlılık” sorunu olduğunu biliyoruz. Banka karlarının büyümediğini, geçen yılki rakamlarda kaldığını ve kar kalemlerinin değiştiğini hatırlatan bankacı, karların bilanço içinde yer değiştirdiğini, işlem ve komisyon gelirlerini kamu bankaları dahil herkesin artırmasının şart olduğunu, buna karşı komisyonlar konusundaki kamuoyu baskısının bankaların işini zorlaştırdığını söylüyor.
Dolayısıyla içeriden ya da dışarıdan ekonomiyi etkileyecek yeni dalgalar geldiği takdirde, bankaların bunu karşılayacak esnekliklerinin artık azaldığını söylüyor. Kendi bilançolarını da bozacak dalgalar nereden gelir diye baktıklarında, o kadar çok yer görüyorlar ki, bu nedenle tedirginler, bu nedenle önlerini göremediklerini söylüyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları