Banka denetim sistemi değiştiriliyor

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

‘‘Önümüzdeki hafta Bankalar Birliğini toplayacağız, bankacılık sisteminin kontrolü ile ilgili olarak uygulayacağımız kararları, yöntemleri birlikte tartışacağız’’

Bu sözler Hazine'den ve Merkez Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner'e ait.

Taner'e mali sektörde disiplini sağlayabilmek ve geçen yazımızda belirttiğimiz ‘‘kural dışı uygulamaların’’ önüne geçmek için neler yapılacağını sorduğumuzda, bu yanıtı alıyoruz. Taner, devam ediyor:

- Ben sistemdeki boşluklara bakıyor, o boşlukları doldurmaya çalışıyorum. Yani geçmişte suistimalleri doğuran boşlukları süratle kapatıyoruz. İhalelerin yapılma yöntemi, ihalelere kimlerin karar vereceği, hangi ortamda karar verileceği gibi konuları zaten düzenlemeye başladık.

Yapılacaklar konusunda bir sıkıntıları olmadığını, suistimalleri doğuran boşlukları kapatmaya başladıklarını kaydeden Taner, sorumuza, ‘‘Evet sıkıntımız bundan önce yapılanlar konusunda’’ yanıtını veriyor.

Taner'in dikkatli olmaya çalıştığını gözlüyoruz. Hazine'de bankalar yeminli murakıplarının çalışmaya başladığını, ‘‘her taşı kaldırıp altına bakacaklarını’’ kaydeden Taner, yanlışlıkların üzerine gidilip, kanun dışı işler varsa bunların savcılığa verileceğini söylüyor.

Taner, buna karşılık isimsiz ihbarlar, kanıtsız suçlamalarla biryere varılamayacağını belirtip, henüz geçmişe dönük somut ihbar ya da kanıtın kendilerine ulaşmadığını, bir sürü söylentinin ortada dolaştığını söylüyor.

Buna rağmen,kesin kanaat bulunan, somut bilgisi kendilerine ulaşan iddiaları da inceleyeceklerini kaydeden Taner, şunları söylüyor.

- Bundan sonra herşey kurallarına göre yapılacak. Bırakın insider information'u(gizli bilgi alma), insider relationship (gizli ilişki) de kesinlikle ortadan kaldırılmalıdır. Bunu kabul edemeyiz.

BÜROKRASİNİN MORALİ

Taner'in bu sözleri, bundan sonra mali sektörde disiplinin sağlanması, kurallara herkesin uyacağı konusunda, biraz umut ışığı veriyor.

Ancak daha önce söylediğimiz gibi ‘‘Gerçek disiplini sağlamak için bankacılık kesiminde geçmiş dönemde elde edilen haksız kazançların da ortaya çıkarılıp cezasının verilmesi gerektiği’’ konusunda, fazla bir umut ışığı gözükmüyor. Taner, belki de haklı olarak bu konuda çok hassas...

Ortada garip bir durum var. Geçmişte bankacılık sisteminde haksız kazançları sağlayan ve sağlatanları çoğu kimse zaten biliyor. Ancak, kendi koydukları, işlerine gelince değiştirdikleri kurallara uygun haksız kazanç sözkonusu... Bu nedenle ‘‘hakkımda soruşturma, dava yok’’ diyebiliyorlar.

Şu anda Başbakan Mesut Yılmaz'ın ekonomideki kredibilitesini oluşturan ekonomi bürokratlarının morali, son günlerde bozuk. Yılmaz'a güvenmekten başka çare görmeyen, O'nun suistimalleri önleyecek sistem değişikliklerini yapacağına inanmak isteyen bürokratlar yine hayalkırıklığına uğradılar.

Yılmaz'ın ‘‘sayısal üstünlük’’bahanesiyle yaptığı son transfer,umutları aldı götürdü. Çünkü Yılmaz'ın belli görevlere getirdiği kişilerin hepsi ‘‘transfer’’i çok iyi tanıyor, ne yaptığını çok iyi biliyorlar...

Umutları öylesine aldı götürdü ki; üst düzey göreve gelen bir bürokrat, ‘‘işler düzelecek mi?’’ sorumuza, şu fıkrayla yanıt verdi.

Deniz Hoca'nın affına sığınarak, bu fıkrayı size de aktarmak istiyorum:

-Köyün delisi ‘‘iyi olacak, iyi olacak, iyi olacak...’’diyerek dolaşmaya başlamış. Köylüler sormuşlar: Ne oldu, ne iyi olacak?

Deli yanıt vermiş: ‘‘İyi olacak. Annem ölecek babam genç bir kız alacak, önce babam sevecek, sonra ben sevecem. İyi olacak...’’

Bir süre sonra köyün delisinin ‘‘kötü oldu, kötü oldu...’’ diye, başını sallayarak dolaştığını gören köylü, yine sormuş: Ne oldu,hani iyi olacaktı?

Deli yanıt vermiş: ‘‘Kötü oldu. Annem yerine babam öldü. Annem de genç bir adam aldı. Adam önce annemi seviyor, sonra da beni. kötü oldu...’’

Yazarın Tüm Yazıları