Bana dost hayatı teklif ediyor

Sevgili ablacığım, 19 yaşında genç bir kızım.

Çalıştığım yerde, müdür düzeyinde bir adamla tanıştım ve ona deliler gibi bağlandım. İşime bile konsantre olup doğru dürüst çalışamıyorum. O da beni çok seviyor. Ve beni çok kıskanıyor. Hiç kimseyle görüşmemi istemiyor. Ancak evlenmemiz mümkün değil. Çünkü o 43 yaşında, benden çok büyük. Üstelik evli ve benim yaşıma yakın çocukları var. Benimle evlenmesi mümkün değilmiş ama bana dost hayatı yaşamayı teklif ediyor. Bana ev tutacakmış. Hatta çalışmam bile gerekmeyecekmiş. ‘Ben sana bakarım’ diyor. ‘Sana bir ev alırım, dayarım, döşerim. Evinin kadını olursun, ne diye çalışacakmışsın’ diyor. Ben neye karar vereceğimi bilemiyorum. Kafamın içi allak bullak. Danışabileceğim sizden başka kimsem de yok. Çünkü aileme söylesem, beni anında kapı dışarı ederler. Lütfen bana bir akıl verin. Çok zor durumdayım ve çıldırmak üzereyim.

RUMUZ: EVLİ VE ÇOCUKLU

Güzel kızım, sana yardım etmek isterim. Yol göstermeye de çalışırım. Ama acaba sen beni dinler misin? Buna pek inanmıyorum, dersem bana gücenme. Çünkü eğer benim köşemi izliyorsan, senin durumundaki birçok genç kıza ne yönde öğüt verdiğimi çok iyi bilirsin. Sana da daha farklı bir şey söylememi bekleme benden. Hayatta en çok üzüldüğüm olaylardan biri bu işte. Sen çalışan hayatını kazanan, ayakları üzerinde durmaya çalışan bir genç kızsın. Ama bu adam, baban yaşında. Sana hiçbir gelecek vaat etmiyor. Sana bir süre baksa, ne olacak? Seni eve kapatacak, meşru olmayan bir konumda yaşatacak, seni bir süre kullanıp, sonra da sırtını dönüverecek. Ya karısının, ya da çocuklarının ilişkinizi öğrenmesi tehlikesine, ne diyorsun? Tabii ki bu iki ihtimal de çok kuvvetli. Bir gün, çocuklarından biri karşına çıkıp da ‘Senin gibi bir kadına ne denir, biliyor musun? Babamın hayatında ne işin var ?’ diye soracak olsa, ne cevap vereceksin kızım? Sana yazık olmayacak mı? Erkeklerin senin gibi gencecik bir kızla günlerini gün etmekten çok keyif aldıklarını hep tekrarlarım. Ama zorda kalınca, hele hele senden biraz sitem gelmeye başlayınca, seni bir anda unutuvermeleri işten bile değildir. Bunu düşün ve öyle karar ver. Böyle olgun yaşta erkeklerin senin yaşındaki gencecik bir kızın başını döndürmesi çok kolaydır aslında. Sen ancak kendi yaşında, senin duygularını ve hayatını paylaşabilecek bir erkekle mutlu olabilirsin. Bana sorarsan, hayatında sana, ikinci kadın konumundan başka hiçbir hak sunmayan bu ilişkiye çok geç olmadan, noktayı koymalısın.

Çocuksuz çiftlerde sorun kadında mı?

Sevgili ablacığım, ben 8 yıllık evli, çalışan, çocuksuz bir genç kadınım. Benim derdim çocuğumuzun olmaması. Evliliğim aslında hiç de kötü gitmiyor. Ancak kayınvalidem ve eşimin ailesi hiç durmadan beni suçluyor, bir türlü bir bebeğimizin olmamasını bana bağlıyorlar. Hatta eşime bu nedenle baskı yapıp, ‘Kısır karını boşa, biz torun istiyoruz’ diye benden ayrılması için kışkırtıyorlar. Allah’tan eşim onlara uymuyor. Ben birkaç defa kadın doktoruna gittim. Bana ‘Hiçbir engel yok sizde’ dedi. Şimdi size sormak istediğim, acaba çocuksuz çiftlerde sorumluluk yalnızca kadında mıdır? İnsanlar neden hep kadınları suçlarlar? Bana bir açıklama yaparsanız çok sevineceğim.

RUMUZ: SUÇ BENDE Mİ?

Sevgili kızım, ülkemizde çocuksuz ailelerde, suçu kadına atmak eğilimi hakim. Kadın hemen kısırlıkla suçlanır. Büyükler araya girip, işi boşanmaya kadar götürebilirler. Oysa bu sorumluluğun erkekte olma ihtimali de oldukça yüksek. Yıllar süren araştırmalarda görülüyor ki, çiftlerde çocuk olmamasının sorumluluğu % 35 oranında erkeğin kısırlığına bağlıdır. Kadın, doktor doktor gezdirilirken, hiç kimsenin aklına erkeğin sperm tahlilini yaptırmak gelmez. Oysa erkeğin salgısında santimetrekübe en az 60 milyon spermatozoid düşmelidir ki, kadının yumurtasını aşılayabilsin. Bu oran düşükse, basit bir tedavi uygulanır, çiftlere çocuk sahibi olma fırsatı tanınır. Ancak gerek erkek, gerekse erkek ailesi, bunu kişilik ve cinsel güç sorunu haline getirir, bu tahlili yaptırmaya yanaşmazlar bile.

Fantezilerinin esiri oldum

Sevgili ablacığım, Ben Almanya’da yaşayan 19 yaşında bir gencim. 2 yıl önce komşumuz olan bir hanımla ilişkiye girmeye başladım. Kendisi o zaman 38 yaşındaydı ve eşinden ayrılmıştı. Onunla 2 yıldır haftada 3- 4 defa birlikte oluyoruz. İlk önceleri hoşuma gidiyordu. Fakat artık hoşlanmaz oldum. Kendisinin sürekli değişik fantezileri ve istekleri oluyor. Artık tiksinmeye başladım. Lütfen bana bir yol göster. Bütün gençlere tavsiyem böyle şeylerden uzak dursunlar. RUMUZ: ALMANYA’DAN S.D.

Sizlere ne oluyor böyle oğlum, Almanya’da yaşayan Türk gençleri, hep kendinizden büyük hanımlarla cinsel fantezilere merak sardınız. Ve tüm sevgisiz cinselliklerde yaşandığı gibi, bir süre sonra, doğal olarak bu ilişkiden soğuyor, uzaklaşıyor, pişmanlık duyuyorsunuz. Seninkine benzer çok fazla mektup alıyorum. İlk gençlik heyecanıyla, çok yakınında bulunan ve sana eğilim gösteren, seni arzulayan bir kadının çağrısına cevap vermen bir açıdan doğal görünüyor ama, sonuçta, madem bu durum bir süreden beri seni rahatsız etmeye başlamış, o halde iradeni kullan ve bu bağımlılıktan kendini kurtar sevgili oğlum.
Yazarın Tüm Yazıları