Bana aşkı anlat!

Güncelleme Tarihi:

Bana aşkı anlat
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2011 16:20

Elele dergisi, 14 Şubat Sevgililer Günü için ünlülerden ‘aşkı tasarlamalarını’ istedi. Onlar da bildikleri en iyi yoldan aşkı anlattı. Bade İşçil çanta tasarladı, Siren Ertan romantik bir elbise hazırladı. Derin Sarıyer çok popüler bir tasarımını eşi için yeniden yorumlarken, Gripin’in solisti Birol Namoğlu da şarkı sözü yazdı!

Haberin Devamı

Birol Namoğlu (Gripin grubunun solisti)
14 Şubat’la aram iyi değil

Birol Namoğlu, sesi ve yazdığı romantik şarkı sözleriyle hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip. Bu nedenle en iyi bildiği şeyi yaptı ve Sevgililer Günü için şarkı sözü yazdı.
“Yazdığım satırlarda, aşkın içinde bulunan hüzün, korku, umutsuzluk yerine güzel bir tablo var. Olabildiğince tabii. Yazarken ilk satırda bahsedilen yerdeydim. Ve geri kalan satırlarda yazılanları yaşar bir halde. Aklımdan ise sadece satırların gizli öznesi geçiyordu. Belki bu sözleri bir gün besteleyebilirim. Belki bir kısmı belki de tamamı bir şarkı olur, sonsuz olur. Belki nicedir planladığım ama beceremediğim ve ‘döküntüleri bir kitapta toplama’ olarak adlandırdığım küçük bir kitapta bir sayfayı işgal edebilir.”
Ünlü solistin unutamadığı Sevgililer Günü anısı biraz acıklı: “Sanırım 1996 yılıydı. O zamanki sevgilim, o gün benden ayrılmıştı. Tüm yazılanları yakıp yırttığımı hatırlıyorum. Belki 14 Şubat ile aramızın iyi olmamasının sebeplerinden biri de budur. Sevgililer Günü’nü o kadar özel görmüyorum yani. Bence sevgilinizi seviyorsanız, her ayın her günüdür Sevgililer Günü.
Aşk konusundaki kararlarımı ömrümün sonunda vereceğim sanırım. O zaman ‘Bu aşktı’ diyeceğim. Bugüne kadar çok heyecanlandığım, aşık olduğum ilişkilerim oldu ama kararı filmin sonunda vermek daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.”

Haberin Devamı

İşte Birol Namoğlu’nun yazdığı o şarkı:
Rumeli Hisarı yıkılıyordu bu sabah;
Kalp atışlarım Fatih’in toplarıymış gibi...
Boğaziçi düğümlendi.
Herkes onu izlerken biz onunla seni...
Köprüyle kafa kafaya vermiştik. Saatlerce izledik seni.
Utandık bir zaman sonra, sustuk, izledik, utandık.
Yine bu sabah -yıkamadığım kalende-
Aldığımız kalemlere doldurdum
Boğazın suyunu ve sinemi.
Tutamadım sözümü,
-tutamıyorum dilimi tutsam elimi, elimi tutsam dilimi-
Döküyorum her yere şimdi.
Bu sabah Boğaziçi ile beraber izledik seni.
Sustuk, utandık ama yine de izledik.
Seni, omzundaki beni, omzundaki beni...

-----

Derin Sarıyer (Mobilya tasarımcısı)Aşk=konforlu bir yatak

Derin Sarıyer, 14 Şubat için eşini düşünerek kendi tasarımı olan Ram sehpayı yeniden yorumladı. 2010 yılında yaptığı tasarımı, parlak lakeden göz alıcı kırmızı bir sehpaya dönüştürdü.
“Ram sehpa, benim 2009-2010 yılları arasında yaptığım çalışmalardan biri. Kanepe ve koltuklara yükseklik itibariyle çok rahat entegre olan ve hafifliği sayesinde yeri kolay değiştirilebilen bir sehpa tasarımı. Dolayısıyla hediye de edilebilir. Hiç parlak lake olarak kullanmamıştık. Evinizin hoş bir köşesinde tek başına bir obje olarak da, üzerine sadece bir aksesuvar koyarak da kullanabileceğiniz bu ürünün kırmızı oluşu da günün anlam ve önemine gönderme yapıyor. Bu halini o kadar çok beğendim ki, 2011 için hazırladığımız ev koleksiyonumuzda, artık parlak lake olarak da kullanma kararı aldık.
Aşk bir tasarım olsaydı, konforlu bir yatak olurdu. Çünkü iki insan birlikte yaşamaya başladığı zaman, bunu en iyi sembolize eden şey aynı yatakta yatmaları. Bir yatağı paylaşıyor olmak bana çok önemli bir şey gibi geliyor. Aynı yatağı paylaşıyor olmak demek, sekiz saati uykuda geçirdiğimizi düşünürsek, günün üçte birini dolayısıyla hayatın üçte birini beraber geçirmek demek.”

-----

Haberin Devamı

Siren Ertan (Moda tasarımcısı) Benim hayatım aşk!

14 Şubat için kıyafet tasarlayan Siren Ertan, pudra tonu, etekleri uçuşan ve romantik bir elbiseyle duygularını paylaştı. Aşkı sadece karşı cinsle yaşanan etkileşim olarak sınırlandırmadığını söyleyen Ertan, hayatının her alanını aşkla yaşayanlardan... Yine de “En büyük aşkım, kendi imzamı taşıyan kıyafetleri giymek” diyor. Bu yüzden fotoğrafta üzerinde görünen elbise de kendisinden başkasının değil!
“Benim hayatım aşk! Her akşam evime koşarak gitmeme sebep olan, bir insanı koşulsuz ve çıkarsız sevmenin saflığını yaşadığım adama duyduğum da aşk; her yeni kıyafetle bir şey yaratmanın tadına doyulmaz heyecanını yakaladığım, her müşterimle onun mutluluğunu paylaşma şansına sahip olduğum mesleğime duyduğum güçlü duygu da... Zaten benim işim ‘aşk’ hissetmeden yapılabilecek bir şey değil. Tamamen insan memnuniyetine dayalı olduğundan çok zor. Ama bu zarif ve romantik nişan elbisesinde de olduğu gibi başka bir hayata dokunabilmenin ve müşterinin yüzünde o mutluluğu görebilmenin verdiği haz, her şeye değer!
Bazıları tarafından ‘marketing’ olarak tanımlansa da ben Sevgililer Günü’nü seviyorum! Çünkü William Shakespeare ve Lord Byron romantizmini okumaktan zevk alan, her duygusal filmde ya da akşam haberlerinde ağlayan, iflah olmaz bir romantiğim!”

----

Haberin Devamı

Bade İşçil (Oyuncu) Kendime hediye alacağım 

Oyunculuğuyla kendini ispatlamayı başaran Bade İşçil, aslında Yeditepe Üniversitesi Moda ve Desen Tasarımı Bölümü mezunu. Sevgililer Günü’ne özel keçe bir çanta tasarlayan güzel oyuncu, çantanın üzerindeki aşk tanrısı Eros’un oklarını kendine çevirerek, işini şansa bırakmadı:
“Çocukluğumdan beri en büyük hayalim, kendi ismimi taşıyan bir marka yaratmak. İleride insanların üzerinde kendi yarattığım giysileri görmeyi çok isterim. Bu nedenle ileride modayla ilgili bir şeyler yapmanın hayalini kuruyorum. Şu an tüm konsantrasyonumu oyunculuğa vermiş durumdayım. Oyunculuğu bırakmayı aklımın ucundan bile geçirmiyorum. Ancak işimi yapmaya devam ederken tasarım yönümü değerlendirebileceğim projelerde yer almayı isterim.
Sevgililer Günü’ne gelince... Sevginin bir günü olmaz bence. Ben sevdiklerimle geçirdiğim ya da sevdiğim şeyleri yaptığım her günü sevgi günü olarak değerlendiriyorum. Bu yıl da sevdiğim şeyleri yapacağım. Ya sette olurum ya da yürüyüşe çıkarım. Bir de hediye alırım kendime, e daha ne olsun?”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!