Balıkçı dalyanında yemek yedik

Geçenlerde Beykoz’daki balıkçı dalyanında Bizans usulü pişirilmiş gümüş balığı yedik.

Haberin Devamı

Benim için çok ilginç bir deneyimdi, çünkü ben hayatım boyunca hiç dalyan görmemiştim.

Metro Toptancı Market ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) birlikte organize ettiği dalyan yemeğinin önemli bir sebebi vardı.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bu iki kuruluşun birlikte gerçekleştirdiği “Palamutlar Nerede” projesinin ilk yılını değerlendirmek amacıyla toplandık.
Proje, bir yıl önce başlamıştı. Çeşitli bölgelerde palamutlar yakalanıp markalanmış ve tekrar denize bırakılmıştı.
Projenin amacı ise palamudun gittikçe azalmasına engel olmak ve bilinçsizce avlanan palamut hakkında daha çok bilgi toplayabilmekti.
İlk yılını başarıyla tamamlayan proje sayesinde palamudun göç yolları, gittiği sular, izlediği yollar hakkında pek çok değerli bilgi edinildi.
Projeye katılımı artırmak için balıkçıların yakaladıkları markalı balıkları TÜDAV’A bildirmeleri ve bunun karşılığında sembolik hediyeler kazanmaları sağlandı.

53 DALYANDAN 3 TANE KALDI

Proje dört yıl sürecek ve böylece sürdürülebilir balıkçılık, bilinçli avlanma konusunda büyük adımlar atılacak.
Üstelik palamut hakkında bilmediğimiz pek çok şeyi de bu güzel proje sayesinde öğrenmiş olacağız.
O gün yemekte bulunan ve projenin koordinatörlüğünü de üstlenen Prof. Bayram Öztürk, dalyanların 500 yıllık bir tarihe sahip olduğunu ve Evliya Çelebi’nin de Beykoz Dalyanı’ndan bahsettiğini söyledi. /images/100/0x0/55ea43f9f018fbb8f874da02
Dalyanlar, hepimizin bildiği gibi, üç tarafı kapalı, bir tarafı açık ağ sistemleridir ve balıkların geçiş yollarına kurulurlar.
Bazı dalyanların kara tarafında balıkçıların ihtiyaçlarını karşılayan yatakhane ve yemekhaneler de vardır.
Dalyanın ağzında bulunan mavnada ve kenarlardaki direklerin üzerinde ise balıkların gelişini takip eden gözcüler (eski adıyla tayfalar) oturur.
Modern avlanma yöntemleri yaygınlaşmadan önce İstanbul Boğazı’nda 53 adet
dalyan varmış.
Oysa şimdi bunların sadece üçü varlığını koruyabiliyor.
Evet, dediğim gibi proje sürdürülebilir balıkçılık konusunda olumlu adımlar atılmasını amaçlıyor. Ayrıca proje, balıkların göç yollarındaki değişim, balık sayısının azalması ve geleneksel avlanma yöntemlerini yaygınlaşması gibi konularda çeşitli çözümler üretmeyi amaçlıyor.
Ben de çevreci bir yemekçi olarak projeyi gönülden destekliyorum. Daha barışçıl, daha güler yüzlü ve daha hoşgörülü bir Türkiye ve dünya dileğimi de bu sayede tekrarlamak istiyorum.   

Yazarın Tüm Yazıları