Baldızlık kurumuna saygı lütfen

Berna Öztürk kimdir? Tarkan’ın sevgilisinin kız kardeşi.

Biz onu başka bir meziyetinden ötürü tanıdık mı daha önce?

Hayır. Maalesef işte, o hálá baldız.

Baldızlık kurumunun (varsa öyle bir şey) son seksapel temsilcisi (baldızlar ayaklanabilir).

Ama hálá şikayet ediyor bu kategoriden, öyle yaftalanmaktan.

Geçen gün şöyle bir demeçcik yumurtlamış mesela Berna Baldız, "Oscar alsam da baldız Oscar aldı derler". Hı? Derler adama, ya da: Nasıl yani?

Niye bu memleketin her ünlüsünün bir adet Oscar’lı demeci vardır, bunu da yeri gelmişken terapilere tabi tutalım derim. Hakikaten niye? Neden Altın Ayı değil de Oscar?

Nedir bu her Türk ünlüsü ve ünlümsülerinin Oscar’lanabileceğine dair yürekten gelen o kör(ebe) inancı?

Neyse işte, attırmasınlar Oscar ertesi tepemizin (hamam) tasını, sadede gelelim:

E öyle derler tabii sayın Berna Baldız, asıl tanınma sebebiniz acaba nedir, nedir? (çayda kahvaltıda yenir).

Berna Oscar Baldız, yatsın kalksın şükretsin bence: Bu yoklukta, bu şahane kim kime dum duma hadi dön kol kola ortamda, binlerce kez şükretsin. Baldızlık bağlarına...

Hep beraber: Amin.

Kodak, Oscar baba ve L.A’in Meltem’i

Oscar demişken devam edelim, durmayalım hani.

Sinema yazarımız Ömür Gedik önceki gün yazdı: "Kodak Tiyatrosu bana ilk gezdiğimde çok sıradan bir yer gibi gelmişti. Her yıl aynı şeyi söylüyorum belki, ama Oscar gecesinde burayı nasıl oluyor da bu kadar ihtişamlı gösteriyorlar anlamıyorum doğrusu. Tiyatro yine muhteşem görünüyordu".

Ömür’e aynen katılıyorum, o kadar sıradan bir yer ki Kodak Theatre, o gece nasıl evrim geçiriyor anlaşılmaz (son Amerikan mucizesi mi?).

Ömür’ün dediği gibi, ekranda muhteşem görünüyordu.

Oysa hem dışarıdan hem de içeriden bakıldığında acayip sıradan bir yer.

Tek merak ettiğim, o gece sevgili Meltem Cumbul yakınlarda mıydı acaba?

Mesela sevgilisi Marc Senter’la?

Malum iki oyuncu epeydir beraberler ve üstelik Meltem Kodak’a oldukça yakın oturuyor.

Sunset civarlarında...

En azından ben geçen yıl gittiğimde öyleydi.

Ne yaptı ne etti Meltem son zamanlarda, cidden merak ediyorum. En son bir Hollywood yapımında oynadığını duydum. Hakikaten: Ses verin sayın Cumbul...

Selin çocuk istiyor

Aslında konumuzla pek alakası yok, ama itiraflanmak istiyorum: Son zamanlarda bende şuursuzluk had safhada.

Mesela "merhaba" diyorum birine, ama çoğu zaman kim olduğunu anımsamıyorum.

Erken yaşta alzaymır sivilceleri dedikleri, bu olsa gerek...

Ve işte yine gecelerden bir gece, Selin Toktay ve Ali Rıza Özderici ile karşılaşıyorum.

Onları anımsıyorum ama, endişeye mahal yok.

Nerede karşılaşıyoruz? (bugün soru-cevap ilerlensin).

Asmalımescit’teki meşhur bohem mekan Otto’da, öylesine bir cumartesi partilemesinde...

İkisinin çok zamandır sevgili olduğunu biliyorum, ama sadece o kadar.

Bu bilgi de aslında eski, belki bir yıl öncesine ait. Sonradan Selin yumurtluyor: "Biz bir ay önce evlendik".

Valla şaşırıyorum, haberim yok. Evlilik, nasıl yani?

Selin mutlu, hem de çok. Nasıl derler? Gözlerinden okunuyor.

O beş-altı yıl evvel tanıdığım deli dolu manken kız değil bu kez.

Bir Tibet sakinliği çökmüş üzerine: Belli işte, seviyor yanındaki adamı.

"Çocuk istiyorum" diyor üstelik.

"İnşallah" diyesim geliyor onca gürültünün içinde, ama es geçiyorum.

O yüzden şimdi yazı vasıtasıyla temennilerde bulunuyorum işte: İnşallah Selin inşallah!
Yazarın Tüm Yazıları