Bakü ve Paris

AZERBAYCAN halkının kardeşlik duygularını elbette biliyorum. Bunu Paris sokaklarında da, Bakü sokaklarında gördük. Fakat Sayın İlham Aliyev neden suskun?

Haberin Devamı

Evet, Azerbaycan’daki muhalefet partileri Fransa’yı kınadılar, hatta Fransa’nın Karabağ sorunuyla ilgili Minsk grubundan çekilmesini istediler. Bakü’de Fransız Büyükelçisi bakanlığa çağrılarak son yasadan dolayı “Azerbaycan’ın çok rahatsız olduğu” resmen bildirildi. Azerbaycanlı parlamenterler Fransa parlamentosuna mektup yazdı... Dün Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı “Fransa tarafsızlığını kaybetti” diye açıklama yaptı.

Bütün bunlar için teşekkür ediyorum.

Fakat Türkiye Ermenistan’la diplomatik bir protokol imzaladı diye Gence’de Türk şehitliğindeki Türk bayrağını indiren Cumhurbaşkanı Aliyev’in niye sessiz kaldığını anlamıyorum!

Sayın Aliyev’in Sarkozy’ye bir telefon açmasını, etkili bir beyanat vermesini, mesela Minsk grubunda Fransa’nın üyeliğiyle ilgili bir şeyler söylemesini günlerce bekledim. Hayır, ses çıkmadı. Aliyev gibi Azerbaycan’ın Tek Adam’ı sessiz kalınca diğer yapılanlar etkisiz kaldı tabii, diplomatik deyimle “lip service”, yani “rüşvet-i kelam”.

Haberin Devamı

Le Pen rolünde Sarkozy

Bakü ve Paris

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy sadece bizim değil, The Economist ve Newsweek gibi saygın Batılı yayınların da gözünde kalitesiz, vizyonsuz bir politikacıdır. The Economist’in “Küçülen Başkan” başlıklı kapağını daha önce burada yayınlamıştım. 4 Ekim 2010 tarihli Newsweek’in de kapağında gözlerinden zeka fışkıran bir Sarkozy fotoğrafı var. John Rosenthal yazısında Sarkozy’yi ırkçı Le Pen’le, Hollandalı İslamofobik Geert Wilders’le mukayese ediyor. Sarkozy’nin Fransa’daki Romanlara karşı yaptığı operasyonları Nazi uygulamalarına benzetiyor. Sarkozy’yi Avrupa’da “yükselen aşırı sağ”ın örneği olarak gösteriyor.

Sarkozy, içindeki İslamofobik nefreti Türkiye düşmanlığıyla kusuyor. AB sürecinde çıkardığı engellerin arkasında Le Pen türü, Wilders türü saplantıları vardır bu “küçülen başkan”ın.

Türkiye’nin davranışı

Şimdi en önemli süreç, Fransa’da Anayasa Konseyi’ne başvurulmasıdır. Bunun için en az 60 senatörün imza vermesi lazım. Senatodaki oylamada hayır oyu verecek olanlar üzerinde nasıl bir baskı kurulduğu bilindiğine göre, medeni cesaret isteyen bir süreçtir bu!

Haberin Devamı

Türkiye ve Fransa’daki Türkler, bu senatörlerin işini zorlaştıracak aşırılıklardan sakınmalıdır.

Kullanılacak tek dil, hukuk dilidir. Tek doğru davranış medeni tavırlardır.

Başbakan Erdoğan’ın “Süreci bekliyoruz, sabrımız devam ediyor” açıklaması isabetli olmuştur.

2015’e kadar Fransa benzeri başka sorunlar da ortaya çıkabilir.

Fransa örneği, savunma zeminimizin fikir özgürlüğü ve demokrasi olduğunu gösterdi.

Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Ermenistan vatandaşı Ermenilere jestler yapması, hem insani hem siyasi bakımdan gereklidir. Bu arada Türkiye’ye faydadan çok zarar getiren 301. maddenin evrensel bir içeriğe kavuşturulması gibi demokratik adımlarda da artık gecikmemek gerekiyor.

Haberin Devamı

Hukuk ve tarih; akademik ve entelektüel; bu iki alandadır siyasi mücadele...

Yazarın Tüm Yazıları