Güncelleme Tarihi:
Bakan Akdağ, yaptığı açıklamada, sağlık çalışanlarının şartlarının iyileştirilmesinin Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ikinci döneminin önemli bir parçası olduğunu belirtti. Bir başka iyileştirmenin ise sağlık çalışanlarının iş yeri şartlarına yönelik olduğunu kaydeden Akdağ, geçmiş yıllarda hastalarla birlikte ciddi mağduriyetler yaşandığını ifade etti.
Akdağ, kendi yaşadıklarından örnekler vererek, sözlerine şöyle devam etti: "Ben, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde yıllarca kanserli çocukları takip ettim. Kanserli bir çocuğun tedavisi için zaman zaman hastaneye yatırılması gerekir. Hastaneye yatırıyorsunuz, sekiz kişilik koğuşa koyuyorsunuz. Yanında refakatçi olan annesi, yerde betonun üzerinde günlerce bir mukavvanın üzerinde yatıyor. Bunları, bizzat ben hekim olarak yaşadım. İki sene çocuğu tedavi ediyorsunuz, tedavinin sonuna geliyorsunuz, artık evine gidecek. Ancak, tedavinin bazı yan etkileri de olur. Mesala, kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan pulcukları azalmış. Kanama olabilir, biliyorsunuz. Onun için o pulcukları ihtiva eden bir yoğunlaştırılmış kan sıvısını çocuğa vermeniz lazım. Yeşil kartlı bir hasta. Eğer hastanede yeşil kartlı için malzeme varsa eyvallah, yoksa kullanamıyorsunuz. Satın almalar bazen aylar sürüyor. Onu temin için uğraşmaya başlıyorsunuz. Normal yolların dışına çıkıyorsunuz. O sıvıyı verebileceğiniz malzemeyi saatler sonra uğraşarak buluyorsunuz, ama tam bir kişiden kan alıp plazma kısmını toplamaya başladığınızda çocuk beyin kanamasına bağlı ölüyor. Bu, benim yaşadığım olaylardan sadece biri.
Düşünün, hekim olarak ne büyük bir mağduriyet hissedersiniz, ne kadar mutsuz olursunuz. O zaman gözünüz hiçbir şeyi görmüyor. Çünkü, o çocuk iki sene boyunca ailenizin bir üyesi gibi olmuştur. Onun iyi ve acılı günlerini birlikte yaşarsınız."
Tedavi için gerekli tıbbi malzeme, ilaç ve teknolojiye erişim olanaklarının artırılması ve bu sürecin en kısa süreye indirilebilmesinin de sağlık çalışanları için hayati önem taşıdığına dikkati çeken Akdağ, buna ilişkin de bir örnek verdi.
Bakan Akdağ, Hakkari ziyaretinde, eski bir hastanede bir kadın doğum uzmanı ile karşılaştığını, hekimin kendisine bu ilden gitmek istediğini söylediğini anlattı. ilde yaşanan depremin ardından Hakkari'ye kısa sürede yeni bir hastane yapıldığını anımsatan Akdağ, "Aynı doktorumuz oradaydı. 'Ne yapıyorsun, nasıl durumun?' diye sordum. Hekimimiz, 'Bakanım, hastane yapıldıktan sonra ben şimdi çok mutluyum.' dedi. Aynı kişi, aynı şehir. Yani, siz hekim olarak, sağlık çalışanı olarak, hemşire olarak elinizin altında cihaz ve malzeme yoksa o kadar büyük bir mağduriyet yaşıyorsunuz ki" değerlendirmesinde bulundu.