Bağımsız otorite olmadan enerjiye yabancı zor gelir

BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan’ın seçim sonrasında bağımsız kurullarla ilgili düzenleme yapılacağını, bazı yetkilerinin siyasi otoriteye alınacağını söylemesi özellikle yabancılardan büyük tepki gördü.

Haberin Devamı

IMF, Dünya Bankası gibi yabancı misyon temsilcileri, yabancı ülke elçiliklerinden yetkililer, son günlerde, ilgili gördükleri herkese “Hükümetin niyeti bağımsız kurumları yok etmek mi?” diye soruyorlar.
Mevcut Hükümetin baştan beri bağımsız kurullara karşı olduğunu, bağımsız kurulları aynı devlet kurumları gibi, uzmanlıklarına pek bakmadan siyasi kişilerle doldurduğunu görüyor ve zaten bu durumdan yakınıyorlardı. Şimdi yeniden iktidar olmaya yine en yakın parti gördükleri için, “Zaten bu kurumlara karşılardı ama artık tümüyle siyasileştirecekler mi?” diye soruyorlar.
Bir üst düzey Enerji yetkilisinin aktardığına göre; Babacan’ın bu sözlerinin hemen ardından yurt dışında halka arz için uğraşan bir enerji şirketine, toplantıyı organize eden yabancı bankanın yetkilileri, “Bağımsız bir otorite tarafından düzenlenmeyecek enerji sektörü için, yatırımcılara, Türkiye’nin enerji sektörüne girip yatırım yapın diyemeyiz” yanıtı vermişler. Verilen bilgi doğruysa; yabancılarla planlanan toplantı da iptal edilmiş...
Bağımsız kurumların önemini, küreselleşme içindeki fonksiyonunu, yabancıların ancak rasyonel biçimde düzenlenecek, fiyat oluşumu piyasaya bırakılacak bir sektöre yatırım yapacaklarını, mevcut ekonomi yönetimi bir türlü anlayamadı. Bağımsız kurumlar içinde belki de en önemlisi olan Merkez Bankası’nın bağımsızlığını bile içine sindiremedi. Hükümetin görevde olduğu 8.5 yıl içinde ekonomik istikrarın sürmesinin, küresel krizi ucuz atlatmamızın en önemli dayanaklarından birinin, 2000 yılı programı çerçevesinde yeralan bu bağımsız kurumlar olduğunu ise hiç göremedi.

Haberin Devamı

ELEKTRİK BORSASI

Enerji sektörü, Türkiye’nin ihtiyacı olan kalıcı yabancı sermaye yatırımlarını çekmek için en uygun görülen sektör. Avrupa’daki büyük oyunculardan RWE’nin Türkiye İcra Kurulu Başkanı Andreas Radmacher ile önceki gün sohbet imkanı bulduk. RWE olarak Denizli’deki yatırımla girdikleri Türkiye pazarında yatırımlarını artırmak istiyorlar ama bunun için ‘Elektrik Borsası’nın kurulması gerektiğini söylüyorlar. Seçimden hemen sonra bu konuda Hükümetin somut adımlara başlaması gerektiğini kaydediyorlar. Yabancı şirketlerin özellikle üretim kısmına yatırım yapmak istediklerini, özellikle ABD’li, Avrupalı ve Arap ülkelerinden bu konuda yoğun talep olduğunu kaydeden Radmacher, sorunun yaptıkları üretimi nereye satacakları noktasında oluştuğunu bununla ilgili bir güven ortamı yaratılması gerektiğini söyledi. Satılan elektriğin, elektrik satış kanallarının açık olması gerektiğini, şu anda ürettiklerini kendi satış ekiplerini kurarak yapabildiklerini hatırlatan Radmacher, ancak her yabancı şirketin bunu yapmak istemediğini belirterek, Avrupa enerji borsası gibi Türkiye’nin de bir enerji borsası olması gerektiğini söyledi. RWE yetkilisi, ancak o zaman yabancı sermayenin gelip, üretime yatırım yapabileceğini söyledi. Elektrik Borsası’nda satabilme imkanı yaratıldığı zaman yabancıların Türkiye’ye, enerji sektörüne ilgisinin artacağı görüşünde.
Türkiye’nin kendine özgü bir Borsa kurması gerektiğini de kaydeden Radmacher’a, elektrik borsasının kurulmasının yetip yetmeyeceğini, piyasanın siyasi etkiden uzak işlemesi ve bağımsız otoritenin önemini sordum. Radmacher bağımsız bir otorite tarafından regüle edilen bir piyasanın, zaten şart olduğunu, siyasi etkiden uzak bir piyasa istediklerinin altını çizdi.
Bağımsız kurumların varlığı, Hükümetin bu konuda alacağı kararlar ile birlikte Elektrik Borsası da seçim sonrası ciddi olarak gündeme gelecek gibi gözüküyor.

Yazarın Tüm Yazıları