Babil Kulesi Hilton

Müdavimlerin arasında merhum Prof. Dr. İsmet Giritli, Galatasaray Spor Kulübü eski başkanlarından Faruk Süren, Musevi camiasının önde gelen isimleri, İngiliz’i, Alman’ı... Kısacası Babil Kulesi gibi bir ortam vardı.

Hilton’da sadece amatör tenis ruhu yoktu. Tenis tarihimizin önemli isimlerinden Balkan şampiyonu Vahram Şirinyan’ı, o zamanların klasik uzun beyaz pantolonu ile nadiren de olsa ders verirken izlerdik. Şirinyan; hem raketlerin tellerini çekerdi hem de top satar, raket kiralardı.

Hilton’da aynı zamanda bir "Ball Boy" (top toplayıcı) ordusu da vardı. Çoğu daha sonra özel ders hocası ve performans tenisçisi olarak yaşamlarını sürdürdüler. Bazıları Hilton’a gelen yabancıların sayesinde yurt dışına giderek eğitimlerini tamamlayıp iş sahibi bile oldular. Örneğin yine Hilton’da yetişmiş olan Ali Yenilmez bugün İspanya’da başarılı bir şekilde kendi tenis akademisini işletmekte. Bu sporcuların yetişmesinde büyük emeği geçen kişi ise dönemin Türkiye çiftler şampiyonu ve aynı zamanda Hilton tenisinin de başında bulunan Atıf Aksel’di.

Havası başkaydı

Hilton aynı zamanda birçok şampiyonun da uğrak yeriydi. Bir haftalık, iki kişilik yurt dışı Hilton Otelleri’nde konaklama, uçak biletleri, hafta sonu tatilleri, gibi ödüller o tarihlerde organize edilen tenis turnuvalarına da başka bir hava katmaktaydı. Kupa törenlerinde İngilizlerin Wimbledon şampiyonu efsane tenisçisi Fred Perry bile davetliler arasında yerini alırdı. Ne yazık ki uzun süre Hilton anlatmış olduğum bu nostaljik tenis olaylarından uzak kaldı.

Ancak geçen hafta sonu otel yöneticileri, tenisteki eski günlerine dönmek için harekete geçti. Hilton Oteli’nin müdavimlerinden ünlü modacımız Vural Gökçaylı’nın fikri ve tenisimizin Paşası Nejat Müldür’ün girişimleri ile tenis camiasından birçok insan davet edildi. Bol bol tenis oynandı, havuza girildi, yemek yendi. Hilton Spor Müdiresi Tuğba Buyurucu’nun da başarılı organizasyonu ile Hilton bu eylül-ekim döneminde yapılacak yeni organizasyonlarının temelini de atmış oldu.