Babasından gören oğul kaçıyor
Güncelleme Tarihi:
Samanpazarı’nda 40 yılı aşkın süredir işlediği bakırlara hayat veren Şener Kartal, tarihi mesleğin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söylüyor. Çırak bulamamaktan yakınan Kartal, “Eskiden büyüğümüzden görüp mesleğe özenirdik, şimdi babasının yaşadıklarını gören oğul, bakırcılıktan kaçıyor” diyor.
Başkent’in tarihi mekanlarından Samanpazarı’nda soyadını taşıyan dükkanında 43 yıldır el emeği ürettiği bakırlara hayat veren Şener Kartal, ülkemizin yanı sıra dünyanın dört bir yanına satış yapıyor. Kazakistan’ın en büyük camisi olan ‘Hazret Sultan Camii’nin bakır alemlerini tek başına yapan Kartal, Ankara’daki farklı ibadet yerleri için de bakır işlemeler yapmaya devam ediyor. 57 yaşındaki Kartal, ‘En değerlim’ dediği 2.60 metre uzunluğunda ve 45 bin TL değerindeki saray usülü bakır mangalı da Guiness Rekorlar Kitabı’na girmenin hayaliyle atölyesinde saklıyor. Bakır işlemeye büyük bir tutkuyla başladığını belirten Kartal, mesleğin yok olmaya başladığını belirterek şunları söyledi:
‘KÜLTÜRÜMÜZÜN BİR PARÇASI’
“El emeği bakırcılık gelişen teknolojiye yenildi. Alternatif mutfak eşyalarının sayısı artınca, insanlar bakırın değerini unuttu. Bakırın kanıtlanmış faydaları var bunu yeteri kadar tanıtamıyoruz. Bakırda pişen yemek ve çayın lezzetini bilen bilir. Bunların yanında bakır, Türk kültürünün de önemli bir tarihi değeridir.
‘ÖLEN MESLEĞİ OMUZLADIK GÖTÜRÜYORUZ’
Bu meslek eskiden babadan oğula geçerdi. Şimdi geldiğimiz noktada kendi çocuklarım benim yaşadıklarımı görüp kaçıyor. Ölmüş bir mesleği omuzladık götürüyoruz. Bütün bakırcılar zor şartlar altında her sabah dükkanını açmaya devam ediyor. Biz burdayız ve mesleğimizi sürdürmek için destek bekliyoruz.”
“İşin sırrı, el emeği ve uygun çekiç” diyen bakır ustası Şener Kartal, mesleğe başladığı 14 yaşından beri kendi oyduğu tahta saplı demir çekiçlerle çalışıyor