Azerbaycan’dan ses bekliyoruz

DÜNKÜ yazımda Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in Fransa’daki gelişmeler hakkında sessiz kalmasını eleştirmiştim.

Haberin Devamı

Olumlu, olumsuz çok tepki aldım. Azerbaycan Musavat Partisi Lideri İsa Gamber Bakü’den telefon açtı. Aliyev’in suskunluğunu kendisinin de eleştirdiğini, Fransa’daki kararın Azerbaycan’a da zarar vereceğini, Ankara ile Bakü’nün beraber hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Halk Cephesi Lideri Ali Kerimli, Azadlıq gazetesinde çıkan beyanatını gönderdi, “İlham Aliyev niye hâlâ susur? Ne vakt danışacaq? Neyi hesap edir ki?” diyor.

Azerbaycan, Fransa nezdinde kuvvetli şekilde ağırlığını koysaydı belki de bu kanunun çıkmayacağını söylüyor. Liberal Parti Lideri Lale Şevket Fransa’daki Azerbaycan büyükelçisinin çağrılması, Fist Lady Mehriban Aliyeva’nın “Legion d’Honneur” nişanını iade etmesi gibi tepkiler gösterilmesini istiyor.

Azerbaycan halkı ve aydınları Fransa’ya daha sert davranılmasını istemektedir.

Düşük profilli tepki

Azerbaycan Başkonsolosu Hasan Sultanoğlu dünkü yazıma bir hayli sinirlenmiş, telefon açtı, “Türkiye ile Azerbaycan’ın arasını açıp kime hizmet ediyorsun, Hocalı katliamını niye yazmıyorsun?!” gibi laflar etti, bu üslupla tartışmaya girmedim.

Sultanoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’nın ve parlamentosunun tepkilerini hatırlattı. “Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Siyasi Analiz ve Enformasyon Şubesi’nin bildiri yayınlayarak Fransa’yı kınadığını unutma” dedi.

Bakü’den de bu yönde mail’ler aldım.

Bunlar doğrudur ve mesele de buradadır: Sayın Aliyev kendisi konuşmuyor, diplomaside “düşük profilli” denilen açıklamalar yaptırıyor.

Böylece hem Türkiye’yi ve Azerbaycan kamuoyunu tatmin ettiğini, hem Karabağ meselesinde hayati bir role sahip olan Minsk grubundaki Fransa’yı itmediğini, dışlamadığını düşünüyor...

Fakat elbette Sarkozy biliyor ki, “düşük profilli tepki” demek, ihmal edilebilir tepki demektir!

Karabağ’a gidenler kimlerdi?

Geçen ağustos ayında Fransız parlamenterler Grubu Ermenistan’ı ve Karabağ’ı ziyaret etti. Bu, Ermenistan’ın işgaline dolaylı bir destekti. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı da haklı olarak 22 Ağustos’ta Fransa’yı resmen protesto etmişti.

Bu Fransız heyetinin başında kim vardı biliyor musunuz? Soykırımın reddini suç sayan kanuna öncülük eden Bayan Valerie Boyer!

Fransa’daki kanunun perde arkası açık değil mi? Bir “protesto” da şimdi gerekmiyor mu?!

Aliyev’in Minsk grubuna titizlenmesini anlıyorum fakat “düşük profilli tepki” politikası, Fransa’da Bayan Boyer, Deveciyan ve Sarkozy gibilerin Minsk grubunda “tarafsız” davranmasını sağlayabilir mi? Aksine cesaret alacaklardır.

Kafkasya’da rol sahibi olmaya çalışan Fransa’nın bir ayağı Ermenistan’dır. Öbür ayağıyla Minsk grubu vasıtasıyla nüfuz kazanma peşinde... Onun içindir ki, Bakü “yüksek profilli” bir tepki gösterseydi hayli etkili olabilirdi.

Yüksek profil zamanı

Şimdi Fransız Anayasa Konseyi’ne başvuracak 60 parlamenter aranıyor.

Sayın Aliyev, ses verin de bu aşamada bizzat şahsınızın bir katkısı olsun.

Azerbaycan’ın iç politikası konusunda kendimi hak sahibi görmem. Amacım kimseyi desteklemek veya kötülemek değildir. “Bir millet iki devlet” gerçeğinde iki devletin farklı politikalarının olabileceğini de kabul ederim. Fakat hayati konularda birlikte davranmak gerekmez mi? Tarihi ve hukuki bir gerçek olan Yahudi soykırımı İsrail devletinin işgal siyasetine bir tür dokunulmazlık kazandırmıştır. Ermenistan’ın devam eden işgaline Türkiye’den başka dokunan var mı?! Soykırım iddiası resmen kökleşirse Karabağ sorunu nereye gider, bir düşünün ve “yüksek profilli” bir ses verin Sayın Aliyev...

Yazarın Tüm Yazıları