Ayvalık Zeytinyağı’nı izlemeye devam edin

AYVALIK üç yıllık mücadelesini kazandı.

Neydi bu mücadele? Türk Patent Enstitüsü’nden "coğrafi işaretleme" hakkını almak.

Ayvalık geçenlerde Türk Patent Enstitüsü’nden müjdeli haberi aldı. "Ayvalık Zeytinyağı" etiketini bundan böyle sadece Ayvalık’ta üretilen zeytinyağları kullanabilecek.

Markalaşma için önemli bir adım.

Ayvalık sızma zeytinyağı, Girit ve Toskana’nın yağları gibi kalitesiyle, tadıyla ünlü bir zeytinyağı.

Başka bölgelerden gelen zeytinyağlarının "Ayvalık" diye satılması haliyle buradaki üreticilerin hoşuna gitmiyor. Bu yüzden zeytinyağının "menşei"ni belirtme meselesi önemli.

Mücadele kazanıldı kazanılmasına ama bundan sonrası zor.

Zira zeytinin ağaçtan fabrikaya kadar dikkatle izlenmesi, tahlillerin yapılması gerek.

Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer, Türkiye’de zeytinyağında böyle uygulama olmadığına dikkat çekiyor.

"Üreticiye sertifika vereceğiz. Ambalajlama aşamasına kadar ürünü takip edeceğiz. Sektörümüz bunun önemine inanmak zorunda aksi takdirde Patent Enstitüsü’nden aldığımız belge duvarda çerçeve olarak kalır" diyor.

Ayvalık’ta 7 bin ton civarında zeytinyağı üretiliyor.

Yüzyıllardan beri burası zeytinyağı ticaretinin merkezi aynı zamanda. Yılda 40-45 bin ton zeytinyağının ticareti yapılıyor.

Dolayısıyla dışarıdan giren zeytinyağı nasıl kontrol edilecek?

İTALYA’DA 38 İSPANYA’DA 20

Ayvalık Ticaret Odası
, bu iş için üreticileri, sanayicileri, önemli 20, 25 markayı bir araya getiren bir Çalışma Komitesi oluşturmuş.

Bu arada yeri gelmişken hatırlatmakta yarar var.

Tariş’in bundan önce "Edremit Körfez Zeytinyağı" ve "Güney Ege Zeytinyağı" diye Türk Patent Enstitüsü’nden aldığı iki "coğrafi işaretleme" var.

Ama bugüne kadar bunları uygulamaya sokmamış.

Avrupa’da zeytinyağında "coğrafi işaretleme" durumuna gelirsek.

Rahmi Gençer’in verdiği bilgiye göre, İspanya’da 20, Fransa’da 7, İtalya’da 38, Yunanistan’da 25, Portekiz’de 6 "coğrafi işaret" var.

8 bin yıldan beri zeytinyağının işlendiği Türkiye’de ise şimdiye kadar sadece üç tane alınmış, bunlardan biri uygulama aşamasında. Türkiye’nin 38 "coğrafi işarete" sahip İtalya’ya ulaşması yıllar alır.

Ama neticede Ayvalık önemli bir adım attı. Duyduğum kadarıyla sırada Edremit, Burhaniye de var.

Rahmi Gençer diyor ki:

"Coğrafi işaretlerin artması Türkiye’nin yararına. Ne kadar çok artarsa Türk zeytinyağı o kadar tanınır, rekabet edebilir. Biz diğer bölgeleri de bu konuda destekliyoruz..."

Ayvalık
başarırsa Türk zeytinyağını markalaşmada bundan böyle kimse tutamaz...

CHP ile MHP başa baş gibi

CUNDA’da Rahmi Gençer ile sohbete Kürşat zeytinyağlarının sahibi, gerçek bir zeytinyağı aşığı Mustafa Kürşat da katılıyor.

Sohbet zeytinyağından turizme, seçime kadar daldan dala.

Gençer, Ayvalık zeytinyağının ilk kez önümüzdeki ekim ayında Köln’deki Anuga Gıda Fuarı’nda görücüye çıkacağını söylüyor.

Fuara katılım Türk zeytinyağının tanıtımı için önemli diye mutlu.

Diğer yandan "Türkiye’ye gelen 20 milyon turisti niye zeytinyağımızla buluşturmuyoruz" diye hayıflanıyor.

Mustafa Kürşat ise Ayvalık’ta bir "Zeytinyağı Müzesi" hayalini kuruyor.

Gerçekten Ayvalık sahillerindeki o eski, görkemli zeytinyağı fabrikalarından birini müzeye dönüştürmek mümkün.

Dünyada hızla yaygınlaşan, "Fast Food" karşıtı "Slow Food" Hareketi’nin kurucusu İtalyan sosyolog-gazeteci Carlo Petrini bir süre önce Ayvalık’ı ziyaret etmiş.

Yemeğinden, kültüründen, binalarından özetle her şeyinden müthiş etkilenmiş.

Kürşat’ın aktardığına göre, müze fikri Petrini’den çıkmış.

Bu arada Ayvalık’ta "Slow Food" Hareketi’nin bir şubesi kurulmuş.

Başında da Kürşat ailesinin otelcilik ve işletme mezunu ama zeytinciliğe gönül vermiş oğlu Ali Kürşat var.

Daldan dala sohbette değindiğimiz seçime gelince...

Bir kere otellerin çoğu boşalmış, tatilcilerin çoğu oy kullanacakları şehirlerin yolunu tutmuş.

Konuşmalardan çıkarttığıma göre ise Ayvalık’ta sandıktan CHP ile MHP’nin başa baş çıkması mümkün.

Ayvalıklıların yeni hükümetten beklentilerinin başında ise Edremit Havaalanı ihalesi geliyor.

Uluslararası olmadığı için Ayvalık turizmine katkısı olmayan Edremit Havaalanı’nın acilen büyütülmesi şart.

Cunda’daki Koç Kültür Merkezi’ne Necdet Kent Kütüphanesi kuruldu

CUNDA, 7 Ağustos’ta önemli bir açılışın hazırlığında. Rahmi Koç’un Cunda’nın tepelerinde 29 yıllığına kiralayarak restore ettirdiği küçük kır kilisesi açılıyor.

Ayvalık yazarı diye bilinen Ahmet Yorulmaz’ın son kitabında "Ayos Yannis" Kilisesi diye tanımladığı küçük kilise ve yine Koç’un restore ettiği hemen yanıbaşındaki yeldeğirmeni bir kültür kompleksi olarak değerlendirilecek.

Kompleks, Coca-Cola’nın ikinci adamı Muhtar Kent’in babası, Büyükelçi Necdet Kent’in Kütüphanesi’ni de barındıracak.

Dolayısıyla 7 Ağustos’ta Cunda’da Necdet Kent’in kütüphanesininde açılışı var.

Cunda açılış için Rahmi Koç, Muhtar Kent, Ümit-Cem Boyner gibi isimleri bekliyor.
Yazarın Tüm Yazıları