Ayşe'nin Gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Yüreğim ağzıma geldi

PAZAR günü o haberi görünce yüreğim ağzıma geldi. Noel'di. Adana'daydım, Annem yanımdaydı. ‘‘Bu o haberini yaptığın kız değil mi?’’ dedi. Yutkunarak ‘‘Evet’’ dedi. Ve içimden ekledim:

- Eyvah onu da kaybettik!

Bir süre elim telefona gitmedi Berin Yavuzlar'ı arayamadım.

Ne diyecektim ki?

- Hayırlı olsun, Binnaz'ı oynamak istiyormuşsun... mu?

Sonra akıl ettim, anonsu birinci sayfadan verilen haberin içerdekini devamını okumayı! Okuyunca anladım tabii meseleyi, yayınlanan bir Leman (eşittir en ciddi mizah dergisi!) röportajıydı.

Yani Berin dalga geçiyordu.

Mizahtı yani...

Rahatladım ve sizin de aşağıda okuyacağınız, konuya dair mail'leri okumaya başladım.

Muhbir no:1

Bu mail'i göndermekteki amaç, Ali Karacan'ın şu ana kadar şirketlerinde çalışan personele yaptıklarıdır. Kendisiyle yapılan röportajda, Berin Yavuzlar'ı kastederek ‘‘O kişi benim şirketimde sigortalı olarak çalışmıyor ki’’ diyor. Ama zaten, o şirketteki, kimsenin sigortası ödenmiyor. Sadece sigorta değil, nema, vergi iadeleri ve hatta maaşları bile. Maaş ödemeleri şu şekilde yapılıyor: Ayın 10'unda yüzde 25'i, ayın 15'inde yüzde 25'i ve ay sonuna doğru da geri kalanı. Servis masrafından kurtulmak için evi uzak olan personeli işinden atma gibi bir huyu da var. Atılan hiç kimseye tazminat vermemek gibi bir adeti olduğunu belirtmeme gerek yok herhalde! Ben şu anda Ali Karacan'ın şirketlerinden birinde çalışıyorum, o yüzden böyle isimsiz bir mail atmak durumundayım. Belki konu kapandı ve tekrar didiklemeye gerek yok gibi düşünebilirsiniz ama hiç olmazsa siz bilin... (Muhbir)

En tabii hakkıdır

Böylesine yararlı oluşuma (Discovery Channel) imza atmış bir insanı, incir çekirdiğini doldurmayacak, tamamen kişisel görünüme dayanan bir olaydan dolayı gündeme getirmek büyük hakszlık.

Gazetede eleman arama ilanlarına bakın; daima ‘‘prezantabl’’ diye bir ifade vardır, bunun Türkçesi şudur: Mümkün olduğunca düzgün görünümlü, olabildiğince güzel/ yakışıklı bir eleman arıyoruz. En alt kademeden en üst kademeye kadar, tüm işe alımlarda mülakat yapılır. Bundaki ana amaç yine görünümü incelemektir. Evlerine temizlik için yardım alan hanımlar bile, ‘‘Aman eli yüzü ve görünümü düzgün olsun’’ derler. Uzun lafın kısası acı da olsa orada bir gerçek var. Ne yazık ki görünüme önem veriliyor. Ama ölçüler farklı. Herkesin, her işverenin yaptığını Ali Karacan da yapmış. Çok normal değil mi, çalışacağı insanlar için kafasında bir ölçü geliştirmiş. Bence en tabii hakkı. Bu olayı entel barlardaki geyik muhabbeti düzeyine indirip, ‘‘Yok insan hakkıymış, yok kadın hakkıymış’’ bağlamında ele almak bence yanlış. Tekrar ediyorum, tamamen kişisel bir tercih ve takdir hakkıdır. (Nesrin Çıtırık)

Ayıp ediyorlar

Berin Yavuzlar'ın Media Grubu'nda redaktör olarak çalışmadığının iddia edildiğini duydum. Bu konuda (olayın başından beri) Berin Hanım'a haksızlık edildiğini düşünüyorum. Ben Discovery Channel yayına başladığından beri (kısa süre öncesine kadar) bu kanala aralıklı olsa da sürekli çeviriler yaptım. Eylül ortasında yeniden Discovery'deki koordinatörle ilişki kurduğumda bana Berin Yavuzlar'ın redaktör olarak işe başladığını haber verdi. Sonuç olarak ben onun Media Grubu'nda redaktör olarak çalıştığına tanığım. Onu savunmayan arkadaşlarının da işverenin ayıbına ortaklık ettiklerini düşünüyorum. (Sermin Evrendilek)

Ben tanığım

Özellikle yaz aylarında Discovery'e yaptığım çevirileri redakte etmesi için Berin'e teslim ettim. Çevirimin karşılığı olan telifimi almak için Media Grubu'na gittiğimde Berin'in fiilen o binada çalıştığına da tanığım. Hala kadrolu olarak Medya Grubu'nda çalışanların bu konuda ses çıkarmadıklarını görüyorum. Ancak benim gibi dışarıdan çalışan ve Berin'le muhatap olan birçok kişi olduğunu biliyorum. Hatta Berin, kanalın redaksiyonunu devraldığında kendisinden çok memnun kalındığını ve kanala yeni çevirmenler kazandırması konusunda kendisine yetki verildiğini de hatırlıyorum. Bütün bu tanıklıklara rağmen Ali Karacan'ın ağır bir haksızlığa uğrattığı Berin'i şov yapmakla suçlamasındaki rahatlığı anlamak zor. (Esra Akın)

Doğru söylüyor

Son bir senedir, Discovery Channel'da çevirmen olarak çalışmaktayım. 1999 Ağustos ayından itibaren Discovery Channel kadrosunda redaktör olarak çalışan Berin Yavuzlar'ın fazla kiloları yüzünden, ayrımcı uygulamalara maruz kaldığını öğrendiğim zaman, böyle bir kurumun çıkarlarına daha fazla hizmet edilmemesi gerektiğini düşünerek çeviri yapmayı bıraktım.

Berin Yavuzlar'ın şimdiye kadar gösterdiği tutumu kişisel olarak çok takdir ettiğimi ve Berin Yavuzlar'ın iftirada bulunduğunu iddia eden Ali Karacan'ın samimiyetine kesinlikle inanmadığımı, inanmayacağımı bilmenizi isterim. Discovery Channel'da redaktör olarak çalıştığı süre boyunca çeviri-redaksiyon konularında kendisiyle defalarca görüştüm. Bu anlamda ne kadar özenli ve titiz çalıştığını da bilirim. Sonuç olarak Berin Yavuzlar'ın doğru söylediğini ispat etmek ve bu ayrımcı tutuma karşı çıkmak için elimden geleni yapmaya hazırım. (Berrin Türkmen)

Ali Bey'e hak verdim

Ben Discovery Channel ve Nickelodeon'a seslendirme yapıyorum. Patronun ilk ismini bile bilmiyordum. Bugüne kadar kısaca Karacan diyordum. Çünkü dublaj, çeviri gibi işlerde karşılaştığımız insanlar belli. Bana da çeviri yapar mısın diye sordular, işlerim yoğun olduğundan almadım, belki ileride.

Üstelik ben de şişmanım.

Çevirilerde ciddi sorunlar var, konuşurken ya da izlerken o kadar hatayla karşılaşıyoruz ki, bir daha bu çevirmenle çalışmayın dediğimiz çok oldu. Ayrıca dublaj sırasında, kötü çeviriler, fazla uzun ya da kısa cümleler bizi süründürüyor.

O hanımın çevirisinde hiç konuştum mu bilmiyorum.

Ama öyle çevirilerle karşılaşıyoruz ki, stüdyoda oturup yeniden çevirmek zorunda kaldığımız oldu.

Böyle durumlar da tabii ki idareye bildiriliyor.

Netice de her iki tarafın söylediklerini okuyunca işin içinde olan biri olarak Ali Bey'e hak verdim. (Seden Edgü)

Gereksiz bir ayrıntı

Discovery Channel konusunda sizin özellikle de bir gazeteci olarak bu kadar taraflı olabilmeniz beni müthiş hayal kırıklığına uğrattı. Yani biz şirketçe gazeteyi okuyarak gülüyoruz da...

O sevimli kilolu arkadaşımız bize doğruyu söylemiyormuş gibi geliyor. Yani akıl var mantık var, iki tarafın da söyledikleri açık ve beyefendi'nin söyledikleri çok daha mantıklı geliyor kulağa.

Evet, belki hanım arkadaşımız kadar sevimli değilim ama, böyle bir kanalın yöneticisinin işini iyi yapan birinin kilolarıyla uğraşması ve sırf göz zevkini bozuyor diye de işten çıkarması (ayrıca kadrolu bile değil) çok gereksiz bir ayrıntı değil mi? (Yeliz Ural)

Dahilisi 117 idi

Yaklaşık bir buçuk yıldır Discovery Channel için free-lance çeviri yapmaktayım. Bu olay üzerine bıraktım. Elbette ki Berin Yavuzlar Ağustos '99 tarihinden itibaren kanalın redaktörlüğünü yapmaktaydı. O dönemden bu yana kendisine teslim ettiğim ve üzerinde görüştüğümüz birçok çeviri metni olmuştur. Aksinin iddia edilmesini çok komik buluyorum. Çünkü Media Grubu'nda çalıştığı dönemde, kendisini çok kez 117 numaralı dahilisinden aramışımdır. Tamamen profesyonellikten ve sağduyudan yoksun bir medya patronu olan Ali Karacan'ın bu olayı yalanlamış olmasını, belki de çok garip karşılamamalı... Ne diyecekti ki? Ben yine de Yavuzlar'ın doğruyu söylediğini kanıtlamak için elimden geleni yapmaya hazırım. (Neşe Akın)

Yazarın Tüm Yazıları