Ayşe'nin Gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Güç en büyük afrodizyaktır

Hillary'i şu kadarcık kıskandıysam, iki gözüm önüme aksın.

Nesini kıskanacağım ki?

Şu anda kıskanılacak bir özelliği yok.

Daha henüz politikaya girmiş değil.

Daha henüz senatör seçilmiş değil.

Şu anda sadece başarılı erkeğin arkasındaki kadın.

Önünü, arkasını topluyor...

* * *

Ama Clinton öyle mi?

Günlerdir ülkemizde bir güç timsali olarak bulunuyor.

Ağzından çıkan laflar peygamber kelamı gibi dinleniyor.

Bir de yakışıklı namussuz.

Zayıflamış mı ne...

Böyle değildi.

Yüzü daha şişti. O tedirgin bakışlar gitmiş, yerine kendine güvenli bir hal gelmiş. Bir tek burnunun kırmızılığı kalmış, o da çok affedilebilir bir sapma. Ve adam bir iktidar abidesi olarak karşımızda. O nasıl bakışlar öyle! Hafif alaycı, hafif tepeden ama aynı zamanda kavrayıcı, kucaklayıcı. Şefkatli. Bizi anlıyor, ama hafiften de eleştiriyor. Çocuğunu seven ama azarlamazsa şımarmasından korkan, poposuna vururken, kafasını da okşamayı ihmal etmeyen bir baba gibi.

Ama aynı zamanda bu iktidar anıtı, sade bir erkek.

Ve yaramaz bir erkek.

Size de komik gelmiyor mu? Onun hakkında, özeline dair, herşeyi ama herşeyi biliyoruz. Ya da öyle zannediyoruz. Yani o da diğer erkekler gibi bir erkek. Sadece bir başkan değil, zaafları olan bir erkek. Bu da kendimizi ona daha yakın hissetmemize, ona her baktığımızda ‘‘Seni kerata, seni!'' dememize yol açıyor. Açılan yol, onun sadece bir başkan olarak değil, bir erkek olarak da daha iktidarlı algılanmasına sebep oluyor.

Ve doğal olarak bütün erkekler hasetinden çatlıyor!

* * *

Bu yazının konusu bu:

Bütün erkekler Clinton'u kıskanıyor!

Yani bir tesadüf mü, ellilerinin üzerinde, henüz dede olmamış, bir arkadaşımın iç çekerek, ‘‘Richard Gere'a benziyor be!'' demesi.

Alenen kıskançlık işte.

Bazı erkekler, bazı kadınların efendisidir.

Örneğin Hollywood yıldızları ya da pop star'ları.

Hükmetme, kadınların yüreğini oynatma alanları sınırlı.

Oysa bu öyle mi?

Mr. Clinton bütün kadınların efendisi.

Laf Amerikalılardan açılmışken, pek bir ünlü eski ABD Dışişleri Bakanı (bizde nerede öyle laf edecek bakanlar!) Henry Kissinger ne demiş:

''Güç en büyük afrodizyaktır'' demiş.

Bir daha söyleyin bakiiim:

- Güç en büyük afrodizyaktır!

Dolayısıyla, deprem söylentileri sırasında Ahmet Mete Işıkara'yı en seksi erkek seçen bu zihniyet, Clinton'a ne yapar Allah bilir.

* * *

Demek istiyorum ki, o afrodizyağı elinde tutan erkeklere kadınlar içten içe bayılıyor. Benim gibi dıştan dışa bayılanlar da var. Dolayısıyla bu yazının içerdiği iki tez kanıtlanmış oluyor.

a) Trafik felaket acilen eve gitmem gerekiyor

b) Erkekler hasetinden çatlıyor

Bu iki tez de birbiriyle çelişiyormuş gibi görünmesine rağmen, aslında öyle değil. Çünkü yolları tıkayan da o adam. Ben işe kaç saatte geldim biliyor musunuz? Peki kaç saatte döneceğim, onu biliyor musunuz!

Hangimizin kocası, sevgilisi, aşığı, platoniği yolları böyle tıkayabiliyor? Kimsenin komplekse kapılmasını istemem ama ne yazık ki gerçek bu. Yolları kapayabilen, kalpleri de kapar. Anlamlı bir cümle olmasa bile, çok havalı oldu! Kapmak fiilinin iki anlamına da dikkat çeker, burada dükkanı kaparım.

Yazarın Tüm Yazıları