Ayse'nin gozlugu

Ayse ARMAN
Haberin Devamı

Ayaspasa'da son tango

Romy Schneider rolunu ben ustlenmis durumdayim.

Kedim ise o hafif kilo almis hali, muhtesem gobegi ve sis gozleriyle bir adet Marlon Brando.

Sadece ikimiz kaldik uc yilimi gecirdigim bu evde.

Tarifsiz bir heyecan icindeyiz.

Aslinda tarif edilir de...

Biz beceremeyiz.

*

Esyalar gitti.

Hayatimdaki bir donem daha bitti.

Sanki anilarimin cenazesini kaldiriyorum, onlarin arkasindan guller atiyorum, tamamiyle bensiz olacaklari bir dunyaya ugurluyorum, nankorluk etmek istemem ama elimde degil, ben cok seviniyorum.

Hafifliyorum.

Yuklerimden ariniyorum.

Yenileri icin hem yer, hem de yeni bir ev aciyorum.

Bay, baaay.

*

Son tango simdi yapiliyor.

Ayip olmasin diye, bu evde gecen zamanlar simdi kutsaniyor.

Icecek sadece su var, olsun bazen su da ise yariyor. Tekir Marlon herseyin tanigi, o yuzden burada benimle olmaya hak kazaniyor. O da sinsi sinsi gulumsuyor, ‘Benden laf cikmaz, biliyorsun’ diyor.

Sesi yankilaniyor.

Diyorum ya, aynen o filmdeki gibi.

Bombos bir evde.

Son'larin keyfine variliyor.

Duygusuz muyum neyim?

Ayriliklar, tasinmalar, kopmalar bana huzun degil, ferahlik duygusu veriyor. Parkelerin uzerine yuvarlaniliyor. Aciga cikan butun kablolarin uzerinde ip atlaniyor. Salonun bir ucundan diger ucuna daha bu sabah beyaz oldugu Gulten tarafindan iddia edilen coraplarla kayiliyor. ‘Yasasin bizim 31 Aralik’i beklememize gerek yok, yeni yil bizim icin bugun basladi' deniyor.

*

Nostaljik bir tip olamamakla birlikte...

Sanirim hafizasizim da.

Umarim gunun birinde su cok sevdigim lafi da unutmam!

Cunku bu da mumkundur.

Hafizayi beser nisyan ile maluldur.

Yani insan hafizasi hatirlama ozurludur. Unutur. O yuzden de, yasadiklari kareleri surekli geriye alip izleme beceresi gosterenlere, gecmise dair herseyi biriktirenlere hep hayret etmisimdir. Benim boyle bir yetenegim yok. Bir gun olsun eski albumleri karistirmadim. Bugun tasiniyorum ya, evde sekiz adam calisiyor, sucluluktan biraz ben de yardim edeyim dedim, ancak oyle gecmise ait bazi seyleri kolilere tiktim.

‘Huzunlen’ diyorum kendi kendime, mektuplar, notlar, ivirlar, zivirlar, armaganlar, acili acili yazilmis gunlukleri gorunce...

Ama ne yapsam huzunlenemiyorum.

Oysa ben aile buyuklerinin albumlerini, fotogralarini eskicilere verenlerden hic hazetmezdim, kalpsiz mi bunlar derdim, birden farkettim ki, ben de aslinda o elestirdigim kisilerdenim.

Umrumda degil, gecmis...

Ustelik kendi gecmisim...

Gecmis, gecmistir.

*

On yildir Istanbul'dayim.

Hesapladim.

Asagi yukari dort yilda bir adam, iki yilda bir de ev degistirmisim.

Adamlarin ismini burada sayacak halim yok ama yasadigim semtleri sayabilirim: Erenkoy, Bebek, Tarabya, Etiler, Yenikoy, Ayaspasa ve simdi yeniden Bebek.

Buradan tabii su sonuc cikiyor, demek ki erkeklere mekanlara oldugundan daha cok bagliyim ya bu durumun benimle hic bir alakasi yok, soz konusu erkekler evlerden daha iyi cikiyor.

Cikiyor ama...

Bazen de isin cilki cikiyor.

Ama hayatimdaki bu yeni donemde, evin de adamin da iyi oldugunu dusunuyorum.

Bakalim...

Yazarın Tüm Yazıları