Ayşe'nin gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Hay Allah!

Şanslıyım.

Çünkü bana bir dolu okur tepkisi geliyor.

Kimi ilgisizliğini, kimi ilgisini belli ediyor, birbirlerinden farklı sebeplerden ötürü de olsa, en azından insanların elleri kaleme-kağıda, bazen de bilgisayar tuşlarına gidiyor ve yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, tanık olduklarını, yazılmasını gerekli bulduklarını, düşüncelerini, tepkilerini, hatta bana karşı ne hissettiklerini, hakaretlerini, sevgilerini, bazense nefretlerini faks, mektup ya da e-posta'yla iletiyor.

Doğal olarak bu da çok hoşuma gidiyor.

Yani kendi çapınızda bir iş yapıyorsunuz ama birileri de bunun farkına varıyor. Varıyor ki, ‘‘ses’’ veriyor. Arada sizi rahatsız eden, zaman zaman üzen, ‘‘Bu kadar iğrençlik fazla ama’’ dedirten ‘‘ses’’ler de yok değil. Yine de bence herşey ‘‘sessizlik’’ten daha iyi. Ben halimden memnunum yani. Elimden geldiği ölçüde insanların bana yazdıklarına da yer vermeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki, bir dolu ‘‘okur’’ aynı zamanda ‘‘yazar’’ da, yani sadece bizlerin değil onların da eline kalem tutuyor ve emek harcayıp yazdıkları bir şeyin gazetede yer almasını istiyorlar; ben okurlarla böylesine bir ilişki kurabilmekten mutluyum.

Bazen bir mektubu sırf eğlenmek için yazdıklarını da biliyorum.

Ben de eğleniyorum onların yazdıklarını okuyunca.

Anlayacağınız, bir tür oyun bu.

Aşağıda okuyacağınız Adapazarı'ndan yazmış bir okurumun mektubunu da böyle kabul ediyorum. Yine de kendisini bilmesini istedim, yazı yazarken istediğim kelimeleri kullanma özgürlüğüm olmalı değil mi? Yani bundan sonra, ‘‘fesüphanallah’’, ‘‘inşallah’’ ve ‘‘maşallah’’ kelimeleri geçerse yazılarımda bir yanlış anlamaya meal vermemek için bu yazıyı yazayım, söz konusu mektubunu da yayınlayayım istedim.

İyi eğlenceler!

MURAT'IN MEKTUBU

Ben seninle evlenmek istiyorum.

Niye mi?

Çünkü sen iyi bir kızsın.

Ve şimdi sana soruyorum:

- Benimle evlenir misin?

ŞİMDİ SEBEPLER

Seninle evlenmem için bana sebep göster, ne münasebetle olacakmış böyle bir şey, diyecek olursan, sebepleri hemen sıralarım:

1. Çünkü ben aptalım. Aptal bir koca 40 yıl geçse bile senden boşanmayı akıl edemez. Düşünsene bir yastıkta 40 yıl.

2. Otomatik çamaşır makinasında çamaşır yıkamasını biliyorum.

3. Sigara ve alkol kullanmıyorum. Ama senin hatırın için bazen kırmızı şarap içebilirim.

4. Gece hayatım yok, AIDS tehlikesi yok, ben tek eşli yaşarım.

5. Geceleri uyuyamadığın zaman seni uyutmanın yolunu biliyorum, masal anlatırım.

6. 20 Haziran Cumartesi günü Hürriyet binasına geldim. Ama seni bulamadım. Hiçbir erkek sana benim davranacağım gibi iyi davranamaz. Oysa sen bana hiç fırsat tanımadın.

VE YAPMAN GEREKENLER...

Neyse ben durumu anlattım.

Şimdi de, bu durumda senin yapman gerekenleri sıralayım:

1. Evlenme teklifini kabul ediyorum diyorsan, içinde ‘‘fesüphanallah’’ kelimesi geçen bir yazı yaz. Bu kelimenin geçtiği bir yazını gazetede okuduğum günün ertesi Hürriyet binasına gelirim. Ama kapıda yine yok-mok derlerse hiç düşünmeden geri dönerim.

2. Biraz düşünmem lazım diyorsan, yani cevap vermek için zamana ihtiyacın olduğunu ve ayrıntılı konuşmamız gerektiğini belirtiyorsan içinde ‘‘maşallah’’ ve ‘‘inşallah’’ kelimeleri geçen bir yazı yaz. Böyle bir yazıyı gazetede okuduğum günün ertesi yine senin işyerine, yani Hürriyet Gazetesi'ne gelirim. Mesela, ‘‘maşallah, maşallah, nazar değmez inşallah’’ şeklinde de bir şey yazabilirsin.

3. Senin bu teklifini kabul etmiyorum, reddediyorum diyorsan içinde ‘‘Hay Allah’’ kelimeleri geçen bir yazı yaz. Mesela ‘‘Hay Allah senden razı olsun’’ şeklinde bir şey yazabilirsin.

MEKTUBUN FİNALİ

Birinci ve ikinci şıklara uygun bir yazını görürsem, çok ciddi söylüyorum oraya gelirim. Ama kapıda en ufak bir teslik olursa geri dönerim. Ben bu kelimeleri gelişigüzel seçmiyorum. Üçüncü şıkkı tercih etmiş olsan bile ben seni seviyorum. Ama birinci ve ikinciyi tercih edersen, daha çok seviyorum.

NOT: Birinci ve ikinci şıkları tercih edersen, ben oraya gelince senin istemediğin bir şey yapmam.

YAZININ HAMİŞ'İ

HAMİŞ: Murat Bey, ben zaten evlenmek üzere olan nişanlı bir kızım, Allahaşkına benden ne istiyorsunuz? Size benden, bana da sizden fayda gelmez. Ama illa ki duymak istiyorsanız: Üçüncü şık, üçüncü!






 








Yazarın Tüm Yazıları