Ayşe'nin gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Kedilerin intikam saati

Bugüne kadar, bütün kedi yazılarında, kitaplarında ‘‘özne’’ sahiplerdi.

Kedi sahiplerinin ağzından kedilerle ilgili ne kadar fikir, duygu varsa hepsi ifade edildi.

Şimdi...

Kedilerin ‘‘intikam saati’’ geldi!

Anladığım kadarıyla intikamları acı oldu...

Çünkü ilk kitapları yayınlandı.

Stephen Baker yazdı.

Güncel Yayıncılık'tan çıktı.

Aydın Demirer bana yolladı.

Ben size tanıtıyorum.

Siz ne yapacağınıza artık kendiniz karar verirsiniz!

Bu arada, kitabın adı:

‘‘Nevrotik Kedi Sahibiyle Nasıl Yaşarsınız?’’

* * *

Durumun vehametini anladınız değil mi?

‘‘Özne’’ kedi.

Konu biziz...

Yani kediler, sahiplerini anlatıyorlar.

Kitabın girişinde de bir mini-test var:

‘‘Geçimlilik Testi’’.

Kedinizle iyi geçinip geçinmediğinizi anlamak için söz konusu on soruyu cevaplıyorsunuz.

Benim yaptığım gibi.

Yarıdan fazlasına ‘‘evet’’ diyorsanız, onlarla iyi geçiniyor olduğunuz anlamına geliyor.

‘‘Hayır’’larınız ‘‘evet’’lerden fazlaysa, hapı yuttunuz, kediniz kendisiyle yeterince iyi geçinmediğinizi düşünüyor.

* * *

Birinci soru, ‘‘Siz ve kediniz yediğiniz yemekten aynı tadı alıyor musunuz?’’ şeklinde...

Doğal olarak ‘‘hayır’’ dedim.

Öyle demeliydim.

Çünkü o hem yemek yemeyi benden daha fazla seviyor...

Hem de bunun keyfini sürebiliyor.

Benim öyle bir şansım yok!

Onun da selülit gibi sufli sorunları...

İkinci soru, kedinizi kendinizi sevdiğiniz kadar sevip sevmediğinizdi. Bu soruya da ‘‘hayır’’ dedim. Çünkü şöyle bir mantık yürüttüm: Hiç kimse, beni de benim kendimi sevdiğim kadar sevemez, öyle değil m? Onun başı kel mi, doğal olarak bu benim kedimin kendisi için de geçerli!

Üçüncü soru, ‘‘Kedinize günde en az üç kez komple bir masaj yapıyor musunuz?’’. Hemen ‘‘evet’’ dedim. Çünkü valla yapıyorum. Yani yaptırıyor! Komple masajdan ziyade, karın bölgesini okşamamdan ve kollarını iki yana açıp kapatmamdan hoşlanıyor...

Dördüncüsü yemek masanızda kendi sandalyenizin yanında kediniz için özel bir sandalye olup olmadığıydı, hemen ‘‘hayır’’ dedim, ama bu soruyu hiç sevmedim, çünkü benim evimde yemek masası yok. Bugüne kadar bir türlü bir tane edinemedim....

Beş, ‘‘Kedinize uykuya dalmasına yardımcı olmak için onun en sevdiği ninnileri söyleyip söylemediğiniz.’’

‘‘Hayır’’ çünkü o ninni eşliğinde değil, Kral TV'yi seyrederken uyumayı seviyor.

Altı, kediniz patronunuzdan, eşinizden ve çocuklarınızdan önemli mi?

Eşim ve çocuklarım henüz yok, ama hemen herkesin olduğu gibi bir patronum ve bir adet sevgilim var ve cevap: Kesinlikle evet.

Her ikisini de kedim için satarım!

Yedi, geceleri yatağınızda kediniz için yer ayırıp ayırmadığınız. Buna da ‘‘evet’’ dedim, çünkü yarısı veya daha fazlası zaten onun, o isterse onunla yatabiliyorum, o isterse sevgilim de bizle uyuyabiliyor.

Sekiz, eğer yatakta sadace ikinizden birisine yetecek kadar yer varsa, gidip salondaki kanepede uyuyor musunuz? ‘‘Hayır’’ çünkü kanepe rahatsız, onun ‘‘Hadi gel, benimle bu gece de uyuyabilirsin!’’ demesine bekliyorum.

Dokuz, kedinizle aynı televizyon programlarını beğenip beğenmediğiniz...

‘‘Hayır’’ dedim ama bu sonucu değiştirmiyor, yine onun tercihleri seyrediliyor.

Ve sonuncu soru, ‘‘Hiç kedinizi bilerek on dakikadan fazla uyanık tuttunuz mu?’’ şeklinde abuk sabuk bir şey. Ama bu geçimlilik testi bir kedi tarafından hazırlandığı için, abuk sabuk deme hakkım yok biliyorum ve cevap veriyorum: ‘‘Eveeet’’.

* * *

Farkındaysanız beş ‘‘evet’’ ve beş ‘‘hayır’’la paçayı kurtarmış bulunuyorum.

Soruların yarısına ‘‘evet’’ dediğim için, kedilerin nezlinde, onlarla iyi geçinmeye hak kazanan sahibelerden biri oluyorum.

Yani kedi sahipliği için yeterli niteliklere sahibim...

Dolayısıyla kitaptaki diğer bölümlere geçebiliyorum.

O da ne?

Kedi sahipleri veya sahibeleri şu başlıklar halinde kategorilere ayrılmış ve psikolojileri anlatılmış:

Bağrına basanlar, yanlız yaşayanlar, uzman, hayvansever, köpeksever, evin küçüğü, kedi koleksiyoncusu, övüngen tip, apartman sakini, fareci, koruyucu ana, oyun arkadaşı, dokuzdan beşe’ci, geveze.

Ben hangi kategoriye girdiğimi biliyorum.

Sizi?

Valla sizi bilemem...

Herkesin kedisi ve kedisinin sahibi ya da sahibesi hakkında ne düşündüğü kendine...






 








Yazarın Tüm Yazıları