Ayşe'nin gözlüğü

Bilinç akışı(m)Oh be!Kent hafifledi.İnsanların çoğu terketip gitti.Bayramları iyi geçsin, ‘‘iyiiice’’ dinlensinler ‘‘Aman ola Pazartesi'ye kadar geri geleyim!’’ demesinler.Biz sayelerinde hafifledik.Mutlu azınlık olarak burada kalmayı tercih ettik.Gerçi ben perşembe sabahı ‘‘bölücülük’’ yapıp uzaklara uçacağım ama olsun...Kalanlar bir 58 kilodan daha kurtulmuş olurlar, ne güzel!(Acaba kilo alıp bu aralar 59 oldum mu?)Ne diyordum ben?Ruhumuz da hafifledi...Havalar da güzelleşti...Ne bileyim sanki bahar geldi.Yoksa gider mi?Yok o terketmez beni, o iyi...Sadece ruhumuz mu, bedenimiz de şu aralar pek bir iyi!Hafif, hafif...Paltolar gitti, montlar onların peşinden, bir pantolon bir gömlek idare edebiliriz gibi...* * *Şu aralar benim için pantolon kelimesi resmen bir tür ‘‘parola’’.Gülmeye başlıyorum duyunca...Hani sevgiliniz eve gelir de, kapıda espri yapar, ‘‘Aç, benim’’ der, siz ‘‘Sen de kimsin, önce parolayı söyle’’ dersiniz. O da ‘‘Bu yıl Nisan daha sıcak geçecek’’ der ve siz kapıyı açıp boynunuza atlamasına izin verirsiniz.Şimdi Sanlı Ergin'le aramızda böyle bir şey olmadı!Benim sevgilim Zafer, Sanlı değil...Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz Sanlı da, Yeşim'le evli, Allah bahtiyar etsin çok da mutlular bir de kızları var Su, uyumlu uyumlu yaşıyorlar. Gerçi televizyonları yok ama bu onların bilinçli tercihi, pardon televizyonları var da antenleri yok, özellikle taktırmıyorlar...Televizyon sanki mutluluk mu demek?Saçmalıyorum.Bir dakika ne demek istediğimi toparlıyorum:Bayram ya şimdi...Hafiflik geldi aklıma...Önce ruhen sonra maddeten, maddeten olanı bedenle ilgili olan, beden deyince pantolon geldi aklıma, pantolon deyince geçen gün Sanlı'nın üzerinde gördüğüm o çok güzel jean.‘‘Nereden aldın’’ dedim.‘‘Sorma hikayesi var’’ dedi.‘‘Zaten neyin, kimin yok ki!’’ diyecektim.Vazgeçtim.Benim tuhaf bilinç akımımdan Sanlı'ya ne!Pantolon da pek yakışmıştı kendisine...* * *Sanki Sanlı'nın bilinç akımı normal!Akmerkez'de sinemadan çıkıyor, Mavi Jeans'in önünden geçerken bari şuradan bir jean alayım diyor ama içerideki görüntüye gözü takılınca vazgeçiyor...İçeride üzerlerinde ‘‘Grevv’’ yazan, eski günlerin gerçek grev önlüklerini hatırlatan önlükleri giymiş insanlar var.‘‘Bu iş yerinde grevv var’’ yazısını görünce...Sanlı ‘‘Vah vaaah’’ diyor.Şimdi onlar bu haldeyken ben girip, bir 40 beden jean verir misiniz dersem ayıp olur, onlar bir mücadele veriyor, saygı duymak gerekiyor, alış veriş yapmak uygun düşmez diye düşünüyor.Ve sonra işe geliyor.Sevgili arkadaşı Kanat'a (ona hangi sebeple bu ismi veriyorlar, yoksa gazeteci değil de pilot olmasını mi istiyorlar) heyecanla eski günleri hatırlatan fakat yeni yaşadığı macerayı anlatmaya başlıyor:- Mavi Jeans'de bir grev vardı, acayip.Kanat, her zamanki gibi huylanıyor, ‘‘Ne grevi?’’ diye soruyor.Sanlı anlatmaya devam ediyor:- Grev ya, bayağı grev, bütün çalışanlar önlük giymiş üzerinde grevv yazıyor. Hani yazar ya, bu iş yerinde grev var, onlardan.Kanat Atkaya durumu kavrıyor, ‘‘Oğlum sen hiç televizyon seyretmiyor musun?’’ diye soruyor. Sanlı'nın cevabı tabii hayır oluyor. Çünkü seyretse bilecek. Seyretmediği için Mavi Jeans'in yeni modeli ‘‘Grevv’’den habersiz.Bunun üzerine Kanat ona anlatıyor.Müdür Bey'in yeşil kürkü...Yeni çıktı bu türkü...* * *Şimdi üzerinde o pantolonla dolaşıyor...Bana da olur mu acaba?Öyküyü anlattıklarında kahkalarla güldüm.Biraz da Yeşim için üzüldüm.Bu Sanlı, herşeyi böyle karıştırıyorsa kızın işi var.Bana absürd geldi öykü.O yüzden haddim olmayarak ‘‘bilinç akışı’’ yapayım dedim.Yüzüme gözüme bulaştırdım.Ama olsun...Bu komik öyküyü de anlatmış oldum.
Yazarın Tüm Yazıları