Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Güncelleme Tarihi:

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2016 14:48

Gülben Ergen ve Erhan Çelik, ayrılık kararı aldıklarını açıkladı. Çelik Twitter’ına “Boşanma davası açtım” yazdı, Ergen ise “Yoluma tek başıma devam etmeye karar verdiğim doğrudur” dedi. Ünlüler dünyasındaki ayrılıklarda “Ben bıraktım, ben açıkladım” yarışı, kariyer yönetimi açısından ne kadar önemli?

Haberin Devamı

Melike Karakartal: Davayı açan veya “ben bıraktım” diyen tarafın çoğunlukla daha fazla acı çeken veya boşanma kararını öncelikli olarak alan taraf olduğunu düşünürüm. Bahsi geçen çift özel hayatlarını kameralar önünde yaşayanlardan değildi, belki de bir “öncelik” yarışından ziyade karşılıklı nezaket söz konusudur. Bana öyle görünüyor.

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor


Cengiz Semercioğlu: Elbette herkes öncelikle kendi markasını düşünüyor. Gülben yıllardır o markayı titizlikle koruyor. Erhan ise evlilikleri boyunca ekrandan uzaktı, evliliklerinin sonuna doğru TRT’de haberleri sunmaya başladı. O da bir anda kendi markasını düşünmeye başlayınca kaçınılmaz oluyor bu durumlar.
Ömür Gedik: “Ben bıraktım, ayrılık kararını alan benim, ben ayrıldım” demek ele güne karşı daha bir havalı sanırım. Daha güçlü görünüyorsun o zaman. O yüzden taraflar hızlı davranmaya çalışıyor. Hele bir de kavgalı, tartışmalı bir ayrılıksa, silahı ilk çeken daha avantajlı oluyor. Ama bence en doğrusu ilişkiye ortak bir açıklamayla son vermek.

Haberin Devamı

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor


Onur Baştürk: Önce Erhan Bey’in açıklama yapması elbette manidar. Ya da ortak bir açıklama yapmayıp tek tek açıklama yapmaları. Demek ki bir küskünlük, dargınlık var. O yüzden böyle ayrı ayrı açıklamalar geldi. Kariyer yönetimi açısından da evet önemli, çünkü popüler figürlerin özel hayatını konuşmaya meraklı insanlar. Açıklamada seçeceğiniz kelimeler bu yüzden mühim.
Herkes buradan bir anlam çıkarabilir çünkü. Gülben’in “kararı ben aldım” türündeki açıklaması ise gayet net: “Boşanmayı aslında ben istedim” mesajını vermek, güçlü kadın imajının altını daha çok çizmek istiyor. “Işıklı yoluma oğullarımla devam edeceğim” diyerek de kadın hayranlarına “benim yanımda olun” alt metnini iletiyor.

 

Haberin Devamı

EBRU ŞALLI NEREYE KOŞUYOR?

Adı Cem Yılmaz’dan sonra Arda Turan’la aşk dedikodularına karıştı. “Sinan Akçıl’a mı dönüyor yoksa” derken bir adamla Milano’ya aşk tatiline gittiği haberleri çıktı. Ebru Şallı nereye koşuyor böyle?

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Melike Karakartal: Ebru Şallı’nın pek çok kişi tarafından beğenilen bir kadın olduğunu biliyorum, o yüzden şaşırmıyorum bu haberlere. Nereye koşuyor bilemem ama erkeğin aşk hayatı hareketli olduğunda garipsenmiyorsa, konu kadın olduğunda da hemen “Nereye koşuyor” denmemeli bence. Bırakın koşsun, bu yaşta koşmayacak da ne zaman koşacak ayrıca?
Cengiz Semercioğlu: Yaz başından bu yana, son 5 aydır Ebru Şallı’yla ilgili bir tane doğru düzgün haber okumadım. Sinan Akçıl, Cem Yılmaz, Arda Turan, yok bilmem kim... Etrafında Ebru’yu uyaracak eşi dostu yok mu? İlişki yaşamasına asla bir şey demiyorum, istediğiyle ilişki yaşar, benim itirazım ilişkiyi yaşama şekline...
Ömür Gedik: Ebru rayından çıkmış tren gibi. Sinan’a dönmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Aşk hayatında en azından bir süre frene basması, işiyle gücüyle, ailesiyle vakit geçirmesi lazım.
Onur Baştürk: Ebru Şallı bence hayatını yaşıyor. Birileriyle flört etmesi kötü bir şey mi? Değil. Sonuçta güzel bir kadın, gayet fit, ve popüler.
Peşinde koşanı çok. Ama Arda Turan’la aşk yaşadığına inanmadım. Sinan’a da dönmez bu saatten sonra...

 

Haberin Devamı

FACETIME’DAN KIZ İSTEME MODA OLABİLİR

Murat Yıldırım, yaşadığı aşkın her dakikasını sosyal medyadan paylaşmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı’nın Yıldırım’a Facetime üzerinden kız istemesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Onur Baştürk: Murat Yıldırım daha önce özel hayatını böyle sunmaz, gayet efendi köşesinde takılırdı. Ne olduysa artık, birden kendini vitrine koymaya doyamadı. Belki de gerçekten aşktan, bilemiyorum. İnsan âşık olunca coşar, evet.
Facetime’dan kız isteme yeni bir şey.
Hızla yayılır.
Cengiz Semercioğlu: Murat Yıldırım birden sosyal medya canavarı kesildi başımıza. Bunda müstakbel eşinin etkisi büyük olmalı...
Çünkü Murat, Arap dünyasında da sevilen bir oyuncu ve eşi de Murat’la evlilik yolunda olduğunu cümle aleme bildirme ihtiyacı hissediyor. Yoksa bugüne kadar göz önünde olmayı sevmeyen biri neden birden sosyal medya canavarı olsun?
Ömür Gedik: Belli ki bu iş Murat Yıldırım’ın ve de eşinin çok hoşuna gitti. Belki hevestir geçer, belki de artarak devam eder bilemeyiz.
Sıkılana kadar takılsınlar.
Face’ten kız isteme olayı ise hayli yenilikçi, moda olabilir.
Melike Karakartal: Mutluluk sergileme işi yüksek dozda olunca elbette şov gibi görünüyor ama bir yandan da sürekli mutsuzluk halinin egemen olduğu zamanlarda yaşarken mutluluk paylaşımı yapan insanları çok da eleştiresim gelmiyor.
“Bırakalım paylaşsınlar, ne var bunda” diye de düşünüyorum bazen.
Ben kişisel olarak bu kadar yoğun paylaşımı lüzumsuz buluyorum ama öte yandan bu tip sosyal medya paylaşımları ünlü isimler için bir PR kaynağı. Facetime üzerinden kız isteme bir jest olmuş, mutluluklar dilerim.

 

Haberin Devamı

ÜNLÜLER ÖNAYAK OLMALI

Cinsel istismar düzenlemesi tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Ünlüler de tepkilerini sosyal medyada dile getirdi. İşte Konsey’in bu konudaki görüşleri...

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Onur Baştürk: Burada önemli olan tıpkı Bozcaada’nın kıyıları olayındaki gibi ünlülerin bu tür olaylara önayak olup kendi kişisel hesaplarından duruma itiraz etmeleri, kitleleri harekete geçirmeleri. Bu konuda genelde ünlüler korkak davranıyor, biliyoruz. Keşke her zaman duyarlı olsalar ve her zaman bu tür paylaşımlarda bulunsalar...
Ömür Gedik: Ünlülerin ve sosyal medyanın tepkilere önayak olmasının ne kadar önemli ve etkili olduğunu Bozcaada ve cinsel istismar düzenlemesi konularında görmüş olduk. Susmamalıyız. Tecavüzü cezalandırmak yerine ödüllendirmek kabul edilemez. Bunlar insan değil çünkü. Daha geçen gün Ankara’da bir kediye tecavüz edildi ve içimiz parçalandı. Hayvana, insana fark etmez, bu insanlıktan utandırıcı suçu işleyenlerin affı olamaz.
Melike Karakartal: Türkiye’de 18 yaşından küçük çocuklar imam nikahıyla evlendiriliyor.
18 yaşından küçük bir kız çocuğuyla evlendiği bir biçimde belirlenmiş adamlar, “cinsel istismar” suçuyla hapse giriyor.
Çocuğu olmuş ve kocası hapse girmiş küçük kızların ve ailelerin mağduriyetini gidermek adına bir kanun çıkardığınızda, çocuk yaşta kızlarla evlenmiş adamları affetmiş oluyorsunuz.
Yani kız çocuklarıyla evliliği normalleştirmiş oluyorsunuz. “3 bin vaka var” diyorlar, küçük çocukları evlendiren imamlara ceza vermek, meslekten men etmek, aileleri eğitmek, bir eğitim politikası üretmek gerekir istismarcılara yol açmak yerine.
Cengiz Semercioğlu: Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar, çocukları çok sevdiğini söyleyenler, “Onlar bizim geleceğimiz” diye nutuklar atanlar Meclis’ten bu tür yasalar çıkarmaya kalkmıyor mu, delireceğim!
Bırakın istismarı, tecavüzü, şiddeti, küçük yaşta çalıştırmayı, dayağı, sömürmeyi, çocuk dendiğinde akan suların duracağı bir devlet anlayışı istiyorum ben...

 

Haberin Devamı

SİBEL CAN 6 YAŞ KÜÇÜLSE NE OLUR?

Sahneye çıkabilmesi için babasının mahkemeye başvurup yaşını büyüttüğü Sibel Can, 32 yıl sonra yine mahkeme kararıyla yaşını 6 yaş küçülttü. Yaş mevzusu sanatçılarda ne kadar önemli? Belli bir yaştan sonra “ne kadar küçük o kadar iyi” mi?

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Onur Baştürk: En anlamadığım konu. Kimlikte yaşını küçültünce ne oluyor yani? Ayrıca önemli olan yaşının iyisi görünmek. Sibel Can da gayet iyi görünüyor. Böyle şeylere takılmasına gerek yok.
Cengiz Semercioğlu: Sibel Can 6 yaş küçülse ne olur, 6 yaş büyüse ne olur? Biz onu yaşıyla, fiziğiyle değerlendirmiyoruz ki artık, sesi bize yetiyor. Ama genç ve güzel kalma isteği, modern zamanların en büyük obsesyonu. Dolayısıyla hangimiz 6 yaş küçülmek istemezdik ki? Hele Sibel Can gibi hak ettiğimiz şekilde buna imkanımız olsa hangimiz yapmazdık?
Ömür Gedik: Sanatçılar için yaş mevzusu önemli arkadaşlar. O sadece rakam dediğimiz şey algıyı etkiliyor sonuçta, “yaşlı” damgasını vuruveriyorlar. Bunun önüne geçmek için Ajda Pekkan gibi kendine çok iyi bakıp yaşsız olmak lazım. Tabii ki ses önemli, performans önemli, şarkılar önemli ama şöyle de bir gerçek var ki; yaş hanesinde artan o rakamla birlikte çizgiler de artarsa bu, iş hayatına pek de iyi yansımayabilir.
Melike Karakartal: Yaş, nüfus cüzdanındaki bir rakam sadece. İnsanın ruhu ne diyorsa o yaşta bana kalırsa. Sibel Can gerçek yaşını görmek istemiş nüfus cüzdanında, bunu bir “gençleşme” çabası olarak görmüyorum.

 

SOSYAL MEDYA BAYDI MI?

Kendall Jenner’ın 70 milyon kişinin takip ettiği Instagram hesabını kapatıp Instagram bağımlılığından sıkıldığını söylemesi, “Sosyal medya baydı mı?” sorusunu da beraberinde getirdi.

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Cengiz Semercioğlu: Beni çoktan baymıştı zaten. Hiçbir zaman orada uzun saatler harcayan biri olmadım. Çünkü çekirdek çitlemek gibi bir şey bu. Başlayınca çekirdeği nasıl bırakamıyorsan, sosyal medyada da sörfe bir başladın mı bırakamıyorsun... Sık sık sosyal medya detoksu yapın, iyi geliyor.
Melike Karakartal: Sosyal medya hem insanın çevresiyle bağ kurma ihtiyacını karşılıyor hem de paylaşım hastalığı yaratıyor. Sosyal medyanın olmadığı hayatımızı özlüyorum zaman zaman. Yaşadığımızı paylaşmazsak, yaşamıyoruz sayılacağız neredeyse. Sırf paylaşmak için fotoğraf karesi yaratanlar, gerçekte olanı unutarak telefonuna gömülenler... Çevrelerindeki güzelliği, olanı biteni sadece paylaşabildiğinde değerli bulanlar... Tüm bunları düşündüğümde sosyal medyanın eski çekiciliğinin kalmadığını görüyorum. Artık “paylaşmamak” moda, eğilim o yönde.
Onur Baştürk:Kendall Jenner haklı! Hangimiz sabah uyanır uyanmaz Instagram’a bakmıyoruz ki? Ya da Snapchat’e? Ya da yatarken? .
Whatsapp’tan çılgın gibi iletişim halindeyiz. İki dakika telefona bakmayınca bir tuhaf oluyorum ben mesela. Bu kadarı fazla gerçekten. Kendall gibi genç bir fenomenin böyle bir karar alması önemli.
Çünkü bu işi bitirirse yine onların nesli bitirecek ve yeni bir şey çıkacak. Ve bence yeni bir şeylerin çıkması yakındır.
Ayrıca ne yaptığını daha az paylaşan insanlar daha değerli olacak.
Ömür Gedik: Geçenlerde şarjım bitti, bitkisel hayata girmiş gibi hissettim kendimi.
Sosyal medya bağımlısı olduğumu itiraf ediyorum.
Kötü bir alışkanlık amahoşuma gidiyor nette yaşamak. Sosyal medya bağımlılığı şekil değiştirebilir ama asla tamamen yok olmaz bence. Kendall gibi hesap kapatanlar istisna olarak kalır. 

 

İNENLER - ÇIKANLAR

İREM DERİCİ (ÇIKTI)

Altın Kelebek’teki şovu nedeniyle...

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Melike Karakartal: Herkesin gözünü sahneye kilitleyen etkileyici bir şov yaptı Derici. İşine saygısı büyük, bravo.
Ömür Gedik: İyi hazırlanılmış, kendine güvenli, etkileyici bir performanstı. Salondan da büyük alkışı aldı.
Cengiz Semercioğlu: Ba-yıl-dım... Sadece sahnesi de değil, o gece kulisinde de gördüm İrem’i. Çekim gücü, enerjisiyle bir popstar olmuş.
Onur Baştürk: Gerçekten güzel bir şov yaptı. İleride yapacağı sahne performanslarında hem canlı söyleyip hem de dans performansı yapabilir. O potansiyel onda var.

 

TARKAN (ÇIKTI)

İstanbul Tasarım Bienali’ne gidip sanata dikkat çektiği için...

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Ömür Gedik: Ünlülerin sanata katkısı en çok katılarak oluyor, onları takip ediyor kitleler çünkü. Hele söz konusu kişi Tarkan olunca etkiyi siz düşünün.
Melike Karakartal: Şöhretli isimlerin ya AVM’de alışverişte, ya davetlerde verdiği pozlara alışığız, Tarkan’ın verdiği “Bienal gezin” mesajı temiz hava gibi geldi.
Cengiz Semercioğlu: Cumartesi günü gittim Bienal’e, tıklım tıklımdı. “İşte Tarkan etkisi” dedim.
Onur Baştürk: Nihayet Tarkan sırça köşkünden çıkıp sokağa indi ve süper bir şey yaptı. Bundan sonra sergilerde de görebiliriz onu. Hatta Cem Yılmaz gibi koleksiyoner bile olabilir.


ÇAĞATAY ULUSOY (ÇIKTI)

Siirt’teki köy okuluna gizlice yardım yaptığı için...

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Onur Baştürk: En güzeli göstermeden, duyurmadan yapılan yardım. Çağatay’a bravo.
Ömür Gedik: Ünlüler bu yardımları gizli değil, açık açık, duyurarak, bağırarak yapmalı bence, bir şey yapmadan oturanlara örnek olmak adına...
Cengiz Semercioğlu: Kış bastırırken köy okullarındaki çocuklara yardım eli uzatın ünlüler dünyası... Çağatay’ın yaptığı örnek olsun...
Melike Karakartal: “Ne yapabilirim, nasıl faydalı olabilirim” diye düşünerek başkalarına iyilik yapmak herkesin yapabildiği bir iş değil. Yürekten tebrikler.

 

SEÇKİN PİRİLER (İNDİ)

İhanetin kitabını yazacağını açıkladığı için...

Ayrılıkta herkes kendi markasını düşünüyor

Melike Karakartal: Çektiği acıyı hafifletmeye çalışıyor herhalde ama kitap yazarak sadece acısını artıracak gibi görünüyor.
Onur Baştürk: Of ki ne of! Seçkin Piriler gerçekten bu kitapta aldatılmasını gayet net yazacaksa günlerce bu konuşulacak demektir. Travmasını deştikçe deşmek, kanattıkça kanatmak istiyor belli ki. Bu şekilde eline bir şey geçmez oysa.
Ömür Gedik: Biz Seçkin’e “Unut geçmişi, önüne bak” dedikçe, geçmişe daha da gömüyor kendini. Bakın, “gömüyor” diyorum, yok oluyor orada.
Cengiz Semercioğlu: Seçkin biraz daha zorlarsa Kaan ve Kıvılcım’la röportaj yapmaya kadar götürecek işi.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!