Ayıp ama nerede

“Yemek yerken ağız şapırdatılmaz, dirsekler masaya konmaz, ekmek ağızla değil eller kullanılılarak küçük parçalara ayrılır, aman yemek yerken yüksek sesle konuşma, ayıp...”

Küçük bir çocukken babamın bana söylediği sözlerdi bunlar. Arkadaş çevresi çok geniş biri olan babamın dıostlarıyla ya da iş arkadaşlarıyla sık sık dışarıda yemek yerdik. İşte bu kalabalık ve yarı resmi yemeklerde neyin yapılıp neyin yapılmaması gerektiğini babamızdan öğrendik.

Peki babam nereden öğrenmişti, sofrada uyulması gereken görgü kurallarını. Muhtemelen biraz okuduğu dergi ve kitaplardan , biraz da katıldığı kalabalık yemek davetlerinden.

Dönemin dergilerinde görgü kurallarına ya da “masa nasıl kurulur” gibi konulara şimdikinden daha çok yer verildiği su götürmez bir gerçek.
Dönemin en çok okunan dergilerinden biriyse Hayat’tı. Hala bir yerlerde rastladığımda okumaktan kendimi alamadığım Hayat dergisinin bir sayısında yemeğin salçasına ekmek banılmayacağı, özellikle resmi davetlerde bunun çok ayıp karşılanacağı yazar. O zamanlar Fransızlar gibi kibar olmak moda olduğundan, bu görgü kuralının Fransızlardan alınma olduğunu düşünmek de normal. Aile, eş - dost sofralarında çok mecbur kalırsanız ekmeğinizi yemeğin suyuna batırabiliyorsunuz. Ama parmaklarınızı kullanmadan. Ekmeği çatala batırarak yemeğin suyunun tadına bakmak ayıp değil. Ama dediğimiz gibi, sadece eş- dost ve akrabalarla yenen yemeklerde.

Görgü kurallarını aldığımız ülke Fransa olunca böyle kurallar bulunması da garip değil doğrusu. Her ülkenin bir yemek kültürü var ve örneğin bizim cânım tencere yemeklerimiz özellikle Batı’da pek yok. İşte bu yüzden suyuna ekmek banacakları bir yemekten de söz etmek mümkün değil. Peki, olsaydı banarlar mıydı? Bunun cevabını bilmek çok zor. Çünkü sofra adabı direkt olarak sofraya konan yemeklerle birlikte şekilleniyor.

Kırmızı biberli Karaağaç köftesi
6 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 15 DAKİKA
PİŞME SÜRESİ 20 DAKİKA
MALZEME LİSTESİ
6-7 adet orta boy kırmızı dolmalık biber 
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Köfte için; 
250 gr yağsız köftelik kıyma 
1 çay kaşığı tuz , karabiber
1 çay kaşığı kimyon, yenibahar 
1 adet orta boy kuru soğan
2 dilim tost ekmeği 
1 adet yumurta 
5 yemek kaşığı süt
1 demet maydanoz

YAPILIŞI : Dolmalık kırmızı biberlerin üzerini kapak şeklinde kesip tohumlarını ayıkladıktan sonra yıkayın. Süzüp üzerlerini kâğıt havluyla kuruladıktan sonra bir kenarda bekletin. Diğer taraftan, köfte harcını hazırlamak için kıymayı derin bir kaba koyun. Üzerine tuz, karabiber, kimyon ve yenibaharı serpin. İncecik doğradığınız soğanı da malzemenin üzerine aktarın. Tost ekmeklerinin dış kısımlarını ayırıp içlerini ufalayarak kıymaya ekleyin. Üzerine yumurtayı kırıp sütü de ilave edin. Maydanozu ayıklayıp incecik doğrayarak kıymayla karıştırın. Karışımı 3-4 dakika kadar yoğurun. Kırmızı dolmalık biberleri hazırladığınız bu harçla sıkıca doldurun. Doldurduğunuz dolmalık biberlerin üzerine fırçayla bolca zeytinyağı sürün. Fırın tepsisini kalan zeytinyağıyla yağlayıp yağladığınız biberleri tepsiye yan ayna sıralayın. Kırmızı biber köftelerini 10 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında 30 dakika, üzerleri iyice kızarıncaya kadar pişirip çıkarın. Dilimleyerek ve sarmısaklı yoğurtla birlikte servise sunun.

Osmanlı usulü şeftali şerbeti
8 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 30 DAKİKA
MALZEME LİSTESİ 
1,5 kg yumuşamış (olgunlaşmış) şeftali
5 su bardağı su
3 su bardağı tozşeker
1 adet limonun suyu 
2-3 adet karafil

YAPILIŞI : Şeftalileri yıkadıktan sonra soyup ortadan ikiye bölün. Çekirdeğini çıkarıp iri kuşbaşı et formunda doğradıktan sonra derin bir kaba aktarın. Üzerine tozşeker ve suyu ilave edip oda sıcaklığında 30 dakika kadar bekletin. Mutfak robotu, el ya da çatal yardımıyla iyice ezerek püre haline getirin. Limon suyunu ilave edip, tahta bir kaşıkla karıştırın. Temiz tülbenti geniş bir tencereye yayın. Hazırladığınız şeftali püresini azar azar üzerine aktarıp sıkarak süzün. Elde ettiğiniz şeftali özsuyunu şişelere doldurup içine karanfilleri atarak buzdolabında bekletin. Servise sunmadan önce bardakların içine birkaç adet taze nane yaprağı atıp buz ekleyin. Buzdolabından çıkardığınız şerbeti bu bardaklarda servise sunun.

NOT: Osmanlı usulü şuruplarda son aşamada iyice çırpılarak kar haline getirilmiş yumurta akı şerbete ilave edilir. Çünkü yumurta akının soğuk şerbetle kimyasal bir reaksiyona girmesi sonucunda şerbet berraklaşır ve duru bir görünüm kazanır.
Yazarın Tüm Yazıları