Ayaz öncesi

SOKAK hayvanlarının barınak sorunu tam da ayaz arifesinde geldi gündeme.

Eksiyi gördü mü başlar Ankara’da ayaz.
Başkent’in özellikle gece ayazını bilen eskiler, “koltuk battaniyesi”ni, yün şalını üstüne çeker.
Benim nakıs termometrem ise kedilerdir.
Yeni duran, arabaların kaputlarına yatarlar.
Sıcak ya...
Ya da egzosun dibine.
Sokak köpeklerinin tüyleri taraz turaz olur.
Her kuytuya sıkışıp, ısınma çabasından.
Ve kaburgaları daha da çıkar ortaya.
* * *
Eksi 5 geldiğinde, her yer dona çektiğinde, su bile bulamaz sokaktaki havyanlar.
Kediler buzları yalar...
Sokak köpekleri -hali kalmışsa- daha peşine düşer, yoldan geçen insanların.
Ayazda, bir tek bakışları sıcak.
O Ankara türküsündeki gibi, “usul basıp yavaş yürürler”...
* * *
Taşın, betonun arasına, toprak yığının ardına uzanır, büzülür kediler, köpekler.
Bizim ana rahmindeki halimiz/fotoğrafımız nasılsa, öyle.
Ortak yönümüz çok da...
O hesapsız dostluğu, sadakati, o sevgi dolu bakışı yitirmemiş olsaydık.
* * *
On beş yıldır sokak hayvanlarını görmezden gelen Büyükşehir, asli görevleri arasında yer alan “barınak sorunu”nu sonunda gündemine aldı.
Sorun, hem Büyükşehir’i, hem tüm ilçe belediyelerini ilgilendiriyor.
Barınağın yeri, yöntemi/yönetimi, kentle/kentliyle bütünleşebilmesi, sadece barınma değil sahiplendirme mekanizmalarına da işlevsellik, yaygınlık kazandırabilmesi gibi bir çok başlığı da içeriyor.
Yarın devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları