Avusturya direnemez

Güncelleme Tarihi:

Avusturya direnemez
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 01, 2005 00:00

AB’yle pazarlıkta diplomatların ‘sözcüklerle dansı’ sürüyor. Ä°lk sorun ‘imtiyazlı ortaklık’ deyiminde. DiÄŸer sorun çerçeve belgesinde Kıbrıs’ta Türkiye’nin kayıtsız ÅŸartsız taviz vermesini öngören 5. maddeden kaynaklanıyor. 3 Ekim yaklaÅŸtıkça ortalık iyice toz duman oldu. Ankara’da artık her kafadan bir ses çıkıyor. Aslında kimse AB’yle köprüleri yıkmak istemiyor. Ama DışiÅŸleri kulislerinde, pazarlıkta uygulanan taktikle ilgili görüş ayrılıkları var.Daha sert pazarlık yapılmasından yana olanlar, ‘1997’de Lüksemburg’daki gibi müzakereyi donduralım. Time-out alalım ve maça ara verelim. AB nasıl 1997’de Türkiye’yi gözden çıkartamadıysa yine çıkartamaz. Bir süre sonra koÅŸulları yumuÅŸatır öyle masaya otururuz. Aksi takdirde bu çerçeve belgesiyle ikinci gün müzakere duracak’ diyor. UzlaÅŸmadan yana olanlar ise ‘Yakaladığımız tarihi fırsatı kaçırmamalıyız. Müzakere tarihini aldıktan sonra Türkiye’ye akan 40 milyar doları ve gelen yabancı sermayeyi unutmayalım. Ekonomide yaÅŸadığımız take-off’u riske sokmamalıyız. 3 Ekim’de masaya oturalım. Ondan sonra zaten kavga uzun sürecek’ diyerek maça ara verilmesine karşı çıkıyorlar.UZLAÅžMACILAR AÄžIRLIKTA Öncelikle kapalı kapılar ardında hálá iplerin uzlaÅŸma yanlılarının elinde olduÄŸunu belirteyim.Tabii ki, hem Avrupa Parlamentosu’ndan çıkan karar, hem de Kıbrıs için AB’nin yayınladığı karşı deklarasyon herkesin canını sıkıyor. Hatta, ‘Yeter artık’ dememek için kendilerini zor tutuyorlar. ErdoÄŸan ve Gül de, AKP tabanını zor kontrol ediyorlar ama yine de ‘hukuken baÄŸlamıyor’ deyip ÅŸimdilik Brüksel’de esen havayı görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.SÖZCÃœKLERLE DANS Son 48 saate girerken, pazarlık tamamen müzakere çerçeve belgesindeki birkaç sözcüğe kilitlendi. Diplomatlar sözcüklerle dans ediyorlar. Ä°lk sözcük malum. Zaten aylardır tartışıyoruz: ‘İmtiyazlı ortaklık’. Bu kavramının belgeye girmesini ilk isteyen Angela Merkel oldu, ama bir yanlış bilgiyi düzeltelim. Åžu anda bunda ısrar eden yok. Sorun yaratan Avusturya bile ‘imtiyazlı ortaklık’ deyiminde ısrar etmiyor. ‘BaÅŸka alternatifler dışarda bırakılamaz’ cümlesinin girmesini istiyor. Ama Viyana da pazarlığa açık. Belgedeki ‘Müzakerelerin ucu açıktır’ cümlesinin güçlendirilmesi ve Hırvatistan’la dondurulan müzakerelerin yeniden açılması için pazarlık yapıyor. Türkiye’yi kuvvetle destekleyen bir AB ülkesinin büyükelçisi, ‘Avusturya bu koÅŸullarda fazla direnemez’ diyor. O bakımdan, Avusturya krizinin aşılacağına kesin gözüyle bakanlar çoÄŸunlukta.KIBRIS PAZARLIÄžI Son anda pazarlık yine Kıbrıs’ta düğümleniyor. Çerçeve belgesinin 5. maddesi, Kıbrıs’ta Türkiye’nin kayıtsız ÅŸartsız taviz vermesini öngörüyor.Madde şöyle: ‘Türkiye katılıma kadar geçen süre içinde, uluslararası kuruluÅŸlardaki politikalarını ve pozisyonunu ve üçüncü ülkelere yönelik politikalarını Avrupa BirliÄŸi’nin ve üye ülkelerin kabul ettikleri politikalara yavaÅŸ yavaÅŸ uydurmak zorundadır.’EÄŸer bu madde aynen kabul edilirse, Türkiye bütün kozları kaybedecek. Rumlar, 4 Ekim sabahı Türkiye’nin NATO baÅŸta olmak üzere uluslararası kuruluÅŸlarda Rum yönetiminin üyeliÄŸine uyguladığı vetoyu kaldırması için baskıya baÅŸlayacak.EÄŸer ‘zorundadır (required)’ sözcüğünün yerine ‘teÅŸvik edilir (encouraged)’ gibi farklı bir sözcük üzerinde uzlaÅŸma saÄŸlanırsa kriz aşılabilecek. Kısacası diplomatların ‘sözcüklerle dansı’ devam ediyor.Abdullah Gül’ün AB bakanlarıyla ilk randevusu öğlen yemeÄŸindeydi. ‘Belgeyi görmeden gelmem’ deyince randevu akÅŸam yemeÄŸine atıldı. Ä°yimserliÄŸini koruyan bir AB büyükelçisiyle konuÅŸtum. ‘UzlaÅŸma olmazsa belki de gece yarısı saatleri durdurup sabah iÅŸkembe çorbası içerler’ diye takıldı.Ä°ster akÅŸam yemeÄŸi yesinler, isterse sabaha karşı iÅŸkembe çorbası içsinler, kimse hálá 3 Ekim’de ATA uçağının kalkmayacağına inanmıyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!