Avrupalı Türk demokratlar

BERLİN’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmacı olarak katıldığı bir sabah kahvaltısından sonra, otelde gevezelik ediyoruz.

Bu arada Başbakan Erdoğan, bir grup işadamıyla bir toplantı yapıyor. Bir diğer grup işadamı yanıma geliyor ve durumdan şikayetçi oluyorlar.

‘İçerde konuştukları kim biliyor musunuz?’

Hayır bilmiyorum.

‘Yeni bir dernek kuruyorlar. Yeni Muhafazakarlar Birliği diye. Aslında eski Avrupa Milli Görüş Hareketi’nin üyeleri. Şimdi bunlara AKP sahip çıkıyor. Maksat burayı organize etmek.’

Durum ilgimi çekiyor. Durumu Cüneyt Zapsu’ya soruyorum.

‘Yeni bir dernek kuruyormuşsunuz?’

‘Evet’
deyip anlatıyor.

‘Özal’ın ABD’de yaptığı gibi bir şey yapmaya çalışıyoruz. O orada Türk derneklerini bir çatı altında toplamış ve ABD’deki Türklerin sorunlarını çözecek güçlü bir platform oluşturmuştu. Bizim de niyetimiz 2.5 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’da böyle bir yapı kurmak.’

‘Almanya’da zaten pek çok dernek yok mu?’
diye soruyorum.

‘Var ama bunun amacı farklı. Bunlar Türk toplumunun Almanya’daki statüsünü geliştirmek, yukarı çekmek için çalışacaklar. Ticari veya Türkiye’ye yönelik siyasi bir amaçları olmayacak.’

‘Adları Yeni Muhafazakarlar olacakmış’
diyorum.

‘Hayır’ diyor, ‘Adları Avrupalı Türk Demokratlar Birliği olacak. Genç, temsil gücü yüksek bir grup. Biz sadece önayak oluyoruz.’

‘’Sanki bu oluşum gücü arttırmayacak tam aksine bölecek. İşadamlarından şikayet geldi’
diye üsteliyorum.

‘Burada niyet iyi. Ama bazıları şikayet edebilir.’

‘Sanki Milli Görüş’ü AKP adına örgütlüyorsunuz diye kuşkulananlar varmış’
diyorum.

‘Hayır. Bu grubun içinde Milli Görüş’e üye olmuş, yönetici olmuş demiyorum üye olmuş ve sadece aidat yatırmış 4 kişi var. Ama bu işin Milli Görüş’le ilgisi yok. Tam aksine Alman hükümeti bu işe destek veriyor. Milli Görüş olsa bu mümkün mü?’

‘Partiniz için çalışacaklarından kuşkulananlar var’
diye damarına basıyorum.

‘Yok yahu böyle bir şey. Bunların Türkiye ile ilgisi olmayacak. Tek dert Almanya’da Türklerin önünü açmak’ diyor. Tersi kanıtlanıncaya kadar Zapsu’ya inanmayı yeğliyorum.

Çocuklarımız malımız değil

GEÇTİĞİMİZ
cuma günü, Kanal D Ana Haber’in ilk haberi, annesi ve babası tarafından dövülerek tanınmaz hale getirilmiş 3.5 yaşındaki bir kız çocuğunu konu alıyordu. Ruh sağlığı yerinde olmadığı kesin olan anne, kızı öldüresiye dövmüş, baba da çocuğu ısırmıştı. Hastanedeki bebecik korku içindeydi. Ertesi gün Almanya’ya gittim ama haberin gelişmelerini oradan izledim.

Mahkemeye çıkarılan anne ve baba ‘serbest’ bırakılmıştı. Çocuğun velayetinin ana babadan alınması için de dava açılmıştı.

Mahkemenin ‘tutuksuz’ yargılayacağı anne ve baba duruşmadan çıkarken habercilere sövüyorlardı.

Mahkemenin kararı şaşırtıcıydı ama ne yazık ki yasalar böyleydi. Çocuklar gerçek birer birey gibi değil, ana babaların malı gibi görülüyordu. Oysa onlar doğdukları andan itibaren birer ‘kişiydi’, ana babalar sadece onların sağlıklı gelişimini sağlamakla görevliydi. Çocuklarımız bizim canımızın çektiği gibi davranacağımız ‘mallarımız’ değildi.

Çocuklarını öldürmeye ‘tam teşebbüs eden’ bu ana babaya gereken cezayı vermeye yarayacak maddeler yeni TCK’da var. Dahası TCK bu gibi kötü muamelelerle ilgili maddeler de içeriyor.

Ama ne yazık ki, bunun yürürlüğe girmesi için daha bir yıl bekleyeceğiz. Ama o güne kadar hakimlerin ‘yasa’lardan ayrılmadan fakat konuya kendi ‘izanlarını’ da ekleyerek karar vermelerinde, savcıların da ‘durumu göz önüne alarak’ ceza talep etmelerinde fayda var.

Çünkü cumadan beri o görüntü gözümün önünden gitmiyor.

Yaratıcılık mı dediniz!

HÜRRİYET’in görsel yönetmeni Reha Erdoğan, çok ama çok eski arkadaşımdır. Üniversitede bizim bölümdeki kızlara ‘asılmaya’ geldiği günlerden bu yana tanırım. Hürriyet’te de yan yana odalarda çalıştık hep.

Manyak yetenekli bir adamdır.

Yıllarca Reha’ya ‘Oğlum şu manyaklıklarını işe yarar hale getir’ diye yalvardım. Hiç değilse bir resim sergisi açması için ayaklarına kapandım.

Yıllarca yapmadı. Bir ara sergisinde kullanacağı tablolarını bile seçtik yine yapmadı. Galiba benim Hürriyet’teki odamdan taşınmamı bekliyormuş.

Şimdi İstanbul Uluslararası Tasarım Buluşması’na katılıyor. Hem de inanılmaz güzellikteki tasarımlarıyla. Bence gidin görün ve Hürriyet’in görsel tasarımının nasıl bir yeteneğin elinden çıktığını anlayın.

Buluşma Hilton Kongre ve Sergi Sarayı’nda. Reha’nın eserleri ise Harbiye Askeri Müzesi’nde.

REHA’YA NOT: Oğlum sen benim zannettiğimden de çatlakmışsın...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Teknolojiyi dostlarımızdan uzaklaşmak için değil, dostlarımıza yaklaşmak için kullandığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları