Avrupa'dan bakış

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Strasbourg

Sorunlara yaratıcı hiçbir çözüm getiremediğinden, ya gerçekleri ya da ilkeleri oraya buraya çekiştirerek, hayatı kalıplara dökmeye çalışan Avrupa, bugünlerde yine Türkiye ile meşgul.

Avrupa Birliği dışişleri bakanlarından sonra, şu sıralarda Avrupa Konseyi Türkiye'yi görüşüyor.

Dikkatler, Öcalan'ın adil biçimde yargılanması ve insan hakları standartlarına uygun muamele görmesi üzerinde odaklaşıyor.

Bu konunun, Yunanistan ve terör boyutları ise, ikili konuşmalarda 'Tabii çok önemli' oluyor ama iş konuşulanları kağıda dökmeye geldiğinde, Türkiye yine tek muhatap kalıyor.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Daniel Tarchis'e, belki biraz da kızgınlıkla soruyorum:

‘‘Avrupa Konseyi, terörist Carlos da yakalandığında aynı endişelerle uyarıda bulunmuş muydu?’’

‘‘Carlos, Paris'te yargılandı ve ne kendisinden, ne de avukatlarından bir şikayet geldi’’ diyor.

Türkiye standartları ile Fransa'dakilerin, pek benzemediklerini ima ediyor.

Avrupa politikalarının piştiği Konsey'in genel sekreteri, davranışlarının nedenini şu sözlerle açıklıyor:

‘‘Biz, Türkiye'yi Avrupa'nın bir parçası olarak görüyoruz. Türkiye'nin içişlerine karışmıyoruz. Çünkü bunlar, Türkiye'nin değil, Avrupa'nın içişleri. Eğer Türkiye açısından, insan haklarına uyulmaması ve yargı bağımsızlığı gibi endişe verici bir durum söz konusuysa ve biz bu duruma dikkat çekiyorsak, bu Avrupa için endişelendiğimizden ileri gelmektedir.’’

* * *

AVRUPA'nın tepkisi, ilk olarak Avrupa Birliği dışişleri Bakanlarının Lüksemburg'daki genel işler konseyinden geldi. Bu, ilk adımdı.

Daha sonra, Avrupa Konseyi delegeler komitesi toplandı. Buradan çıkacak olan açıklama, Türkiye'nin de üyesi olduğu daha geniş bir platformun görüşünü yansıtacaktı. Ama geçen hafta boyu süren toplantılarda, Yunanistan'ın PKK'yı terörist örgüt olarak kabul etmemekte direnmesi yüzünden sonuç alınamadı.

Cuma günü Paris'te, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi özel toplantısında, yine Türkiye'ye malum hatırlatmalar yapıldı.

Ya Yunanistan boyutu?

ABD ile Avrupa arasındaki fark, işte bu noktada ortaya çıkıyor. ABD, PKK'yı terör örgütü olarak görüyor ve Atina'yı, teröre verdiği destek konusunda sıkıştırıyor. Avrupa ise, bu konuda suskun.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, ‘‘Avrupa, Atina'nın terör ve teröristlerle içli dışlı olması konusunda sessiz mi kalacak?' soruma ‘‘Yunanistan, bu konuda Konsey'de eleştirildi’’ cevabını veriyor ama ne toplantılarda, ne de sonuç bildirgelerinde, Atinalı ortak üzerine gidilmiyor.

* * *

AVRUPA'nın, Yunanistan üzerine gitmemesinin en önemli nedeni sorulduğunda, yanıtı tek: Simitis hükümetini zor durumda bırakmamak.

Ülke içinde, ağır baskı altında olan Simitis'in hükümetten düşmesi halinde, Yunanistan'ın, hem Avrupa hem de bölgesinde daha ağır sorunlara yol açabileceği hesapları yapılıyor.

Avrupa, Simitis'i koruyor. Ya Simitis ne yapıyor?

Yunanistan Başbakanı, şu sıralarda hem ülke içindeki muhalefete hem de Avrupa'ya Türkiye kartını oynuyor.

Cuma günü Meclis'te yaptığı konuşmasında ‘‘İstikrarsız ve insan haklarına saygı göstermeyen rejimi ile Türkiye, Avrupa yolunda ilerlememizi engellemek için bize karşı sürekli saldırgan ve tehditkar bir tutum içinde’’ diyor.

Yunanistan, bugünlerde kendini kurtarmak için Türkiye'den sert açıklamalar yükselsin diye adeta dua ediyor.

* * *

BİLİYORUM, Türkiye en ‘‘Turcocentrik’’ (Türkmerkezli), en içe kapalı günlerini yaşıyor. Seçim tozdumanının ardından, Avrupa filan görünmüyor.

Ama Türkiye, önümüzdeki haftadan itibaren, Avrupa gündeminde daha fazla yer alacağa benziyor.



Yazarın Tüm Yazıları