Rehn: AB'de Türkiye'yi küçümseme eğilimi var

Güncelleme Tarihi:

Rehn: ABde Türkiyeyi küçümseme eğilimi var
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2006 15:31

AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB'de Türkiye'nin stratejik öneminin küçümseme eğilimi olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ve ABD'nin eski BM Daimi Temsilcisi ve Kıbrıs Özel Temsilcisi Richard Holbrooke ile birlikte düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu tarafından düzenlenen “Türkiye'yi Kaybediyor Muyuz?” başlıklı panele konuşmacı olarak katılan Rehn, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde reformlar ve Kıbrıs olmak üzere iki süreci birlikte götürdüğünü belirtti.

Reformlar konusunda “geri dönüşün” söz konusu olmadığını, sadece daha hızlı yol alınmasına ihtiyaç duyulduğunu bildiren Rehn, TBMM'nin üzerinde çalıştığı 9'uncu reform paketinde Ombudsmanlık müessesesinin getirilmesi ve dini vakıflarla ilgili düzenlemeler gibi çok önemli unsurlar bulunduğunu kaydetti.

“Bunlardan daha önemlisi, ifade özgürlüğünü kısıtlayan 301'inci maddenin değiştirilmesi” diyen Rehn, bununla ilgili girişimin Türk sivil toplum kuruluşlarından gelmiş olmasından övgüyle bahsetti. AB'de Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle yaklaşan çevrelerin aynı zamanda ifade özgürlüğü konusunda çok hassas olduğundan bahseden Rehn, 301'inci maddenin AB standartlarına uyumlu olacak şekilde değiştirilmesinin Türkiye'nin üyeliğine verilen desteği artıracağını dile getirdi.

Haberin Devamı

Rehn, Türkiye'nin AB yolculuğunda yaşanabilecek bir tren kazasının AB, Batı dünyası ve Türkiye tarafından paylaşılan “ortak stratejik çıkarı” tehlikeye sokacağı uyarısında bulundu. “AB'de Türkiye'nin stratejik önemini küçümseme eğilimi var” diyen Rehn, Türkiye'nin bölgesinde demokrasinin standartlarını belirlediğine, Batı ile İslam dünyası arasında köprü oluşturduğuna ve medeniyetler buluşmasının Türkiye sayesinde yakalanabileceğine dikkati çekti.

Buna karşın Türkiye'de bazen stratejik önemin abartıldığını savunan Rehn, ”Dengeyi bulmamız gerekiyor. Türkiye büyük, gururlu ve stratejik önemi olan bir ülke olsa da, katılım süreci herkes için aynı” şeklinde konuştu. Avrupalı bazı liderlerin Türkiye'nin üyeliğine karşı söylemlerini eleştiren Rehn, Türkiye'nin tam üyeliğine daha zayıf taahhüdün koşulluluk ilkesini zayıflatacağı ve bunun sonucunda Türkiye'deki reform sürecinin kaçınılmaz olarak yavaşlayacağını söyledi.

Haberin Devamı

Koşulluluk ilkesine de açıklık getiren Rehn, her aday ülkenin katılım koşullarını eksiksiz karşılaması gerektiğini ifade etti. Rehn, AB Komisyonu tarafından yayımlanan ilerleme raporunun “tarafsız, dengeli ve adil” hazırlandığını savunarak, “Türkiye tüm kriterleri karşılarsa 10-15 yıl sonra AB'ye katılımı, üye devletlerce onaylanmasından önce, AB halklarının kalplerinden onay almış olacaktır” dedi.

“DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜNDEN ÜZÜNTÜ DUYUYORUM”

Finlandiya'nın Kıbrıs formülünün Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde olası bir tren kazasını engellemeye yönelik olduğunu ve tüm taraflar için ”kazan-kazan” yaklaşımı getirdiğini belirten Rehn, AB üyesi tüm ülkeleri plana destek vermeye davet etti.

Haberin Devamı

Rehn, “Kıbrıslı Türkler (KKTC) için hazırlanan doğrudan ticaret tüzüğünün AB üyesi ülkelerce henüz onaylanmamış olmasından üzüntü duyuyorum. Bu tüzüğü onaylamanın vakti gelip geçmektedir” şeklinde konuştu.

Kıbrıs sorunu konusunda BM'nin daha yetkin olduğunu, fakat topraklarını da ilgilendirdiği için AB'nin konuya dahil olduğunu iddia eden Rehn, “önümüzdeki birkaç yılda belki de son çözüm şansı olan Finlandiya'nın çabalarının küçümsenmemesini” istedi.

RICHARD HOLBROOKE

ABD'nin eski BM Daimi Temsilcisi ve Kıbrıs Özel Temsilcisi Richard Holbrooke ise ABD olarak “AB ve Türkiye arasındaki uzun nişanın evlilikle sonuçlanmasını” beklediklerini kaydederek, “Türkiye'nin AB hedefine ve stratejik önemine her zaman inandım. Türkiye'ye teknik engeller çıkarılıyor, ama Türkiye çok daha fazla krediyi her zaman hak ediyor” dedi.

Haberin Devamı

Fransa başta olmak üzere bazı AB üyelerini Türkiye konusundaki kafa karışıklıkları nedeniyle eleştiren Holbrooke, “Fransa eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaign 'Türkiye'ye AB'de yer yoktur' diyor. Bu türaçıklamaların büyük olumsuz etkisi olur” dedi. Türkiye kamuoyunda yıllardır “dost ülke” olarak görülen ABD'ye verilen desteğin gerilemesinde “ABD tarafının son yıllarda ilişkileri kötü yönetmesinin” etkili olduğunu anlatan Holbrooke, AB'nin aynı hataları tekrarlamamasını istedi.

Richard Holbrooke, Kıbrıs konusunda çok fazla konuşmak istemediğini belirtse de, önerilerine rağmen AB'ye katılım için oluşturulan müzakere heyetine Türk tarafının katılmaması gibi KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "büyük hatalar" yaptığını ileri sürdü.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!