Yüzlerinden düşen bin parçaydı

Güncelleme Tarihi:

Yüzlerinden düşen bin parçaydı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2019 10:50

Almanya’da, Avrupa Parlamentosu (AP) ve Bremen Eyalet Parlamentosu seçimlerinin yapıldığı pazar akşamı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Berlin’deki genel merkezi Willy Brandt Evi’ndeydim. Giriş katındaki dev salon tıklım tıklım doluydu.

Haberin Devamı

Yüzlerinden düşen bin parçaydı
HERKES sabırsızlıkla saat 18.00’de sandıklar kapanır kapanmaz ekranlara yansıyacak ilk tahmini sonuçları bekliyordu.
SPD üyesi kızlı-erkekli gençlerin, orta yaşlıların ve yaşlıların gözü ekranlardaydı.
Ama son aylarda yapılan kamuoyu yoklamaları sonuçlarını bildikleri için çok da umutlu değillerdi.
Fakat yine de bir sürpriz olabileceği beklentisi var gibiydi.
Ancak saatler tam 18.00’i gösterdiğinde ekranlara ilk rakamlar yansıyınca salonda hüzün dolu bir hava oluştu.
Çünkü AP seçimlerinde, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) yüzde 28, Yeşiller’in yüzde 20, SPD’nin yüzde 15, sağ popülist Almanya için Alternatif’in yüzde 11, Sol Parti ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) de yüzde 5 civarında oy alacağından hareket ediliyordu.
Salonu dolduran SPD’liler adeta buz kesilmişlerdi.
Ağızlarını bıçak açmıyordu.
*
Bremen seçimlerinin tahmini sonuçları ekrana yansıyınca, suratlar daha da asıldı.
İlk tahmini verilere göre CDU yüzde 25.5, SPD yüzde 24.5, Yeşiller yüzde 18, Sol Parti yüzde 11, AfD yüzde 7 ve FDP yüzde 6 civarında oy alacaktı.
CDU, tam 73 yıldır ilk kez SPD’nin önüne geçmişti Bremen’de.
Yani SPD’nin en sağlam kalesi de düşmüştü.
Salondaki SPD’lilerin yüzlerinden düşen bin parçaydı.
SPD Genel Başkanı Andrea Nahles ile partinin AP seçimleri lider adayı olan Federal Adalet Bakanı Katarina Barley de ne diyeceklerini bilemez bir görüntü sergiliyorlardı.
Nahles, tarihi bir yenilgi aldıklarını, tam bir hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi.
Üzüntülüydü.
Katarina Barley de öyle.
Barley de yoğun bir kampanya sürdürmelerine rağmen hayal kırıklığı yaratan bir sonuç aldıklarını söyledi.
Babası İngiliz, annesi Alman, hayat arkadaşı Hollandalı olan Katarina Barley, “Ben tepeden tırnağa kadar tam bir Avrupalıyım. Avrupa Parlamentosu’nda partimizi en iyi şekilde temsil edeceğim” dedi.
*
Ekranlara CDU genel merkezi Konrad Adenauer Evi’nden görüntüler yansıdı.
Orada da hüzün vardı.
Ama Bremen’de SPD’den daha fazla oy almış olmanın sevincini yaşayan CDU’lular da vardı.
Asıl sevinç ve coşku ise Yeşiller’in genel merkezindeydi.
Yıllardır bir ‘halk partisi’ olarak bilinen SPD’yi Almanya genelinde sollayıp ‘ikinci büyük güç’ konumuna yükselen Yeşiller’in genel merkezinde tam bir bayram havası vardı.
Sağ popülist AfD’de de öyle.
Sol Parti ve FDP genel merkezlerinde ise atmosfer coşkudan çok uzaktı.
Ertesi gün köklü partilerin hepsinin liderlerininin lider adaylarıyla birlikte ayrı ayrı düzenledikleri basın toplantılarına katıldım.
SPD ve CDU’nun üzerindeki kara bulutlar dağılmamıştı.
Hem SPD Lideri Andrea Nahles hem de CDU Lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, hata yaptıklarını itiraf ettiler.
Özellikle genç kuşağı kazanmak için iklim koruması konusuna gereken önemi vermemenin çok büyük bir hata olduğunu da.
AfD, eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Brandenburg ve Saksonya’da ‘birinci parti’, Thüringen, Saksonya Anhalt ve Mecklenburg Vorpommern’de de ‘ikinci güçlü parti’ olmanın sevincini yaşıyordu.
Yeşiller ise sevinçten havada uçuyorlardı adeta.
Yeşiller Eşbaşkanı Robert Habeck ile partinin AP lider adayı Sven Giegold, “Bu seçimleri iklim koruması” kazandı diyorlardı.
Yani bir yerde, her ne kadar isim vermeseler de, Yeşiller’in bu başarısını küresel ısınmaya karşı okulu asarak her cuma günü ‘Fridays for future’ (Gelecek için Cuma günleri) adı altında İsveç Parlamentosu önünde “İklim için okul grevi” sloganıyla protesto eden ve Almanya’daki kızlı-erkekli öğrencileri de sokaklara döken 16 yaşındaki İsveçli liseli kız Greta Thunberg’e borçlu olduklarını söylüyorlardı.
İşin ilginç yönü ise Almanya’da Yeşiller iklim korumasının meyvesini oy olarak toplarken, İsveçli Yeşiller’in oy oranının 2014 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerine göre yarıya düşmesiydi.

 

BAKMADAN GEÇME!