Yeşiller’e Greta dopingi

Güncelleme Tarihi:

Yeşiller’e Greta dopingi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2019 10:06

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in geçen yıl henüz 15 yaşındayken eline ‘İklim için okul grevi’ yazılı pankartı alıp, başkent Stockholm’daki İsveç Parlamentosu önünde tek başına iklim korunması için başlattığı protesto dünya genelinde yaygınlaşırken, bu hareketin hem Avusturya hem de Almanya’da ilk etapta Yeşiller Partisi’ne yaradığı çok açık bir biçimde görüldü.

Haberin Devamı

Yeşiller’e Greta dopingi
GRETA Thunberg’in geçen hafta Birleşmiş Milletler’in New York’ta düzenlediği ‘İklim Zirvesi’ne katılan çok sayıda hükümet ve devlet başkanına hitaben yaptığı konuşmasında, “Boş laflarınızla rüyalarımı ve çocukluğumu çaldınız. Tüm bu olanlar çok yanlış. Şu anda burada olmamalıydım. Okyanusun diğer yakasında okulumda olmalıydım. Ama hepiniz umut almak için biz gençlere geliyorsunuz. Bu ne cüret” sözleri farklı şekilde yorumlanırken, Avusturyalı seçmenler destekleyici bir tutum sergilediler.
Pazar günü Avusturya’da yapılan genel seçimlerde, 2017’deki seçimlerde yüzde 4 barajını aşamayan Yeşiller, oy oranlarını yüzde 10 artırarak toplam oyların yüzde 13.8’ini aldılar.
Bunda hiç şüphesiz Greta Thunberg’in ‘isyanının’ etkisi vardı.
Yani bu bir yerde Yeşiller için ‘Greta dopingi’ idi.
Benzer bir etkiye son haftalarda Almanya’da da tanık oluyoruz.
En son yapılan kamuoyu yoklamaları, Almanya’da bu hafta sonu genel seçim olsa, Yeşiller’in toplam oyların yüzde 27’sini alacağını göstermektedir.
Hem de iktidarın büyük kanadı Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile aynı oranda.
*
Avusturya seçimlerinin kazananı 31 yaşında ‘Avrupa’nın en genç Başbakanı’ olan Sebastian Kurz oldu.
Kurz’un liderliğindeki Avusturya Halk Partisi (ÖVP) toplam oyların yüzde 37.5’ini aldı.
Hem de bir önceki seçimlere göre oy oranını yüzde 6 artırarak.
Sebastian Kurz, ortaklık ettikleri aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) o dönemdeki genel başkanı ve Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache’nin adının bir skandala karışması üzerine, bu yıl mayıs ayı sonunda 2017’den beri sürdürdüğü ortaklığı bitirmesinin meyvelerini topladı.
Bir dönemler Avusturya Dışişleri Bakanlığı da yapan Sebastian Kurz, yeniden başbakan olmayı garantiledi.
Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ise seçimlerden yüzde 21.2 ile ‘ikinci güçlü parti’ olarak çıksa da tam bir hezimet yaşadı.
Bu, 1945 yılından beri SPÖ’nün aldığı en düşük oy oranıydı.
1979 yılında oyların yüzde 51’ini alan, 1999’da yüzde 33’e düşen SPÖ, pazar günü tam bir hayal kırıklığı yaşadı.
Avusturya seçimlerinin hem kaybedeni hem ‘kazananı!’ ise FPÖ oldu.
2017 yılındaki genel seçim öncesi İbiza’da (İspanya) varlıklı Rus oligarkın yeğeni olduğunu söyleyen bir kadınla buluşan ve partiye seçim kampanyası yardımında bulunmaları halinde ihalelerde Rus şirketlere ‘kolaylık sağlayacakları’ sözünü veren o dönemdeki FPÖ Lideri Starche ile ilgili ‘İbiza skandalı’ görüntüleri yayınlandığı halde, yüzbinlerce Avusturyalı seçmen buna hiç de aldırış etmedi.
Bu skandal üzerine istifa etmek zorunda kalan Starche’nin özel giderlerini, eşe dosta verdiği partileri FPÖ’ye ödettirdiği, eşine verdiği pahalı hediyelerin faturalarını partiye gönderip parasını aldığı, şu andaki Genel Başkan Norbert Hofer’in evinin etrafına güvenlik amacıyla monte edilen demir parmaklıkların parasını partiye ödettirdiği belirlendiği halde, aşırı sağcı seçmenler bu ‘yolsuzluklarda’ hiçbir sakınca görmedi.
FPÖ yüzde 9.8 oy kabına rağmen toplam oyların yüzde 16.2’sini alarak seçimlerden ‘en güçlü üçüncü parti’ olarak çıktı.
Yani ‘gerçek demokrat’ olarak geçinen birçok Avusturyalı seçmen, tüm demokratik değerleri ayaklar altına alan, kendi partilerini bile dolandıran FPÖ’lü politikacıları ödüllendirdiler.
*
Evet, Avusturya seçimlerini Sebastian Kurz kazandı.
Ama yeni bir hükümet kurması o kadar da kolay olmayacaktır.
Sebastian Kurz, “Parlamentoya giren tüm partilerle konuşacağım” dese de, aşırı sağcı FPÖ, “Bizim yerimiz muhalefet” diyor.
SPÖ, yok olup gitmemek için ÖVP ile ‘büyük koalisyona’ sıcak bakmamakta.
Muhtemelen Sebastian Kurz, Yeşiller’le ortaklık etmenin yollarını arayacak.
Belki yüzde 8.6’yla parlamentoya giren liberal Neos’u da yanlarına alarak.
Yeşiller’le pazarlık hiç de kolay olmayacaktır.
Çünkü hem göç hem de iklim korunması politikasında aralarında dağlar kadar görüş ayrılığı var.
Bakalım ÖVP ile Yeşiller ortak noktada buluşup bu dağları aşabilecekler mi?
Biraz zaman alsa da göreceğiz...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!