Merkel’in partisi nereye gidiyor? Lider adayları endişe yarattı

Başbakan Angela Merkel 7 Aralık’ta CDU liderliğini bırakacak. CDU, Hamburg’ta yapılacak genel kurultayda yeni liderini seçecek. 7 Aralık 2018 tarihi, sadece CDU için değil, Almanya için de yeni bir dönemin başlangıcı demek. Merkel, Başbakan olarak görevini sürdürse bile, yeni parti lideriyle ‘Almanya Merkel’ dönemini yavaş yavaş kapatmaya hazırlanıyor.

Liderlik koltuğu için Merkel’in parti içinde etkisizleştirdiği muhafazakar kanatla, Merkel yanlısı liberal kanat arasında kıyasıya bir yarış yaşanıyor.
Muhafazakar kanattan iki aday var.

Biri, Merkel yüzünden siyaseti 10 yıl bırakan, özel sektörde büyük paralar kazanan Friedrich Merz.

İkincisi ise, Merkel’in parti içi muhaliflerinden Sağlık Bakanı Jens Spahn.
Üçüncü aday Annegret Kramp Karrenbauer ise Merkel’in yenilikçi çizgisinden.
Kurultay yaklaşırken iki adayın aşırı sağcı parti AfD’ye giden oyları geri kazanma amacıyla verdiği mesajlar, CDU’nun sağa kayacağı endişelerini körükledi.
Önce Jens Spahn, aşırı sağcı AfD’ye en çok oy getiren mülteci sorunu konusunda puan toplama umuduyla Birleşmiş Milletler’in yeni ‘Küresel Göç Sözleşmesi’ni tartışmaya açtı. Spahn, sözleşmenin CDU kurultayında delegelerin onayına sunulmasını istedi.   

BİR İLERİ BİR GERİ
“AfD’nin oylarını ikiye böleceğim” diye kampanya yürüten, CDU liderlik koltuğuna en şanslı adaylardan Friedrich Merz de temel iltica hakkını sorgulamaya açtı.
Alman anayasasının 16a maddesi temel iltica hakkını güvence altına alıyor. Yasa, “Siyasi takibe uğrayanlar, iltica hakkından faydalanır” diyor. Almanya bu maddeyi nazi rejimi dönemine karşılık tarihi bir sorumluluk olarak anayasasına aldı ve yasanın tartışılması bile tabu. Friedrich Merz, sadece kamuoyu değil, kendi partisinden de yoğun tepkiler üzerine geri adım attı. “Sözlerim yanlış yorumlandı” dedi.

İLTİCA VE MÜLTECİ AYRI
Alman anayasasının 16a maddesi dini, rengi, milliyeti ve siyasi düşünceleri gereği takibe, kovuşturmaya uğrayanlara sığınma hakkı tanıyor. 2013’ten beri Almanya’ya iltica başvurusunda bulunanların sayısı 1 milyon 800 bin. Bunun yüzde 72’si, yani yaklaşık 1 milyon 300 bini halen Almanya’da. Bu sığınmacılar içinde 16A maddesinden faydalanmak için siyasi sığınma başvurusunda bulunanların sayısı sadece 13 bin, yani yüzde 1. Diğerleri Cenevre Mülteci Sözleşmesi veya Avrupa mülteci sözleşmelerine göre Almanya’da.

16a maddesinin kaldırılması, Almanya’daki mülteci sayısını en fazla yüzde bir azaltır.

Siyasi sığınma hakkını tartışmaya açarak AfD’nin kozunu elinden alacağını düşünen Merz, mültecileri ve yabancıları Almanya’nın ana sorunu gibi gösteren AfD’ye puan kazandırdı.

Merkel’in yenilikçi çizgisindeki aday Annegret Kramp Karrenbauer de muhafazakar kanattan oy alma umuduyla Almanya’da yaşayan Türklere çifte vatandaşlık hakkını uyuma engel gerekçesiyle yeniden tartışmaya açtı. CDU’nun önde gelen isimleri “Parti sağa kaymaz” diye mesaj vermeye çalışsa bile, kaygılar giderek artıyor.