Demokrasi sevdalıları umutlandırdı

İKİ Almanya birleştikten sonra Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Saksonya’nın Leipzig ve Dresden kentleri, ‘barışçıl devrim’ olarak da nitelenen ‘kansız devrim’in gerçekleşmesinde öncü rol üstlendi. 
‘Halk biziz’ sloganıyla her pazartesi sokaklara dökülen ‘özgürlük sevdalıları’ her şeyi göze alarak, yoğun bir mücadele verdi.
Ve 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın çökmesiyle ‘demokrasi ve özgürlük sevdalısı’ Doğu Almanlar, ‘Pazartesi Gösterileri’ ile tarih yazdı.
Ama zamanla durum değişti.

*
2014 yılında ‘Pegida’ kısa adıyla tanınan İslam ve yabancı düşmanı, ırkçı ‘Batı’nın İslamlaşmasına karşı Vatanperver Avrupalılar’ çatısı altında birleşen aşırı sağcılar ve sağ popülistler, Saksonya’nın başkenti Dresden’de karargah kurdu.
Aşırı sağcılar ve sağ popülistler, Leipzig’de demokrasi ve özgürlük için başlatılan ‘Pazartesi Gösterileri’ni, İslam ve yabancı düşmanlığını körüklemek için Dresden’e taşıdı.
Zamanla sığınmacı düşmanlığını da körükleyen Pegida’nın ‘Pazartesi Gösterileri’, ölümü bile göze alarak sokaklara dökülen ve ‘kansız devrimi’ gerçekleştiren ‘demokrasi ve özgürlük sevdalılarına’ girişilen en büyük ihanetti.
Pegida’nın bu ihaneti 4.5 yılı aşkın süredir devam etmekte.
Pegida bu akşam Dresden’de 190’ıncı ‘Pazartesi Gösterisi’ne hazırlanıyor.
Bu Almanya adına utanç verici bir durumdur.
Nitekim şu andaki Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas da, Federal Adalet Bakanı iken bu gösterileri çok açık bir biçimde ‘Almanya’nın ayıbı’ olarak nitelemiştir.

Ama her şeye rağmen 2013 yılında kurulan sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD), aşırı milliyetçi ve sağcıların da tam destek verdiği Pegida’nın da sayesinde Almanya’nın 16 eyaletinde parlamentolara girmiştir.
Hatta 2017 yılında yapılan genel seçimlerinde toplam oyların yüzde 12.6’sını alarak Federal Meclis olarak bilinen Alman Parlamentosu’na da.
Hem de ‘üçüncü büyük güç’ olarak.
AfD, özellikle eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerde her geçen gün daha da güçlenmektedir.
1 Eylül’de Saksonya ve Brandenburg’da yapılacak Eyalet Parlamentosu seçimlerinden AfD’nin daha da güçlenerek çıkacağına kesin gözüyle bakılmaktadır.
Nitekim son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları, bunu çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır.

*
İşte Dresden’de ‘demokrasi sevdalıları’, cumartesi günü AfD’nin önünü kesmek için sokaklara döküldü.
Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK), sendikaların, kiliselerin ve farklı grupların destek verdiği ‘Bölünemez. Açık, özgür ve dayanışma içindeki bir toplum için’ sloganı altında aşırı sağ ve sağ popülistlere karşı düzenlenen gösteriye 35 binden fazla kişi katıldı.
Gösteriye katılanlar arasında ellerinde ‘Omas gegen Rechts’
(Büyükanneler sağcılara karşı) yazılı pankartlar taşıyan ‘demokrasi, özgürlük ve dayanışma sevdalısı’ büyükanneler de vardı.
Göstericiler, “Almanya’da ırkçılığa yer yok” diyorlardı.
Göstericiler, “Almanya’da yabancı düşmanlığına yer yok” diyorlardı.
Göstericiler, “Almanya’da İslam düşmanlığına yer yok” diyorlardı.
Göstericiler, “Almanya bir hukuk devletidir’ diyorlardı.
Gösteri sırasında, klasik barış hareketinin şarkıcısı olarak bilinen Beatles topluluğu üyesi ünlü sanatçısı John Lennon’ın ‘Imagine’ (Hayal et) ve Alman müzisyen Rio Reiser’in ‘Wann?’ (Ne zaman?’ isimli parçaları da çalındı.
İşte Dresden’de ‘demokrasi ve özgürlük sevdalılarının’ aşırı sağ ve sağ popülistlere karşı sokaklara dökülmesi barıştan, sevgiden, dayanışmadan, hoşgörüden yana olan tüm demokratları sevindirdi.
Tabii umutlandırdı da.