‘Benim yerim Bavyera’... Acaba!

Güncelleme Tarihi:

‘Benim yerim Bavyera’... Acaba
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2019 10:07

Almanya’da genel seçimler her 4 yılda bir yapılır. Son genel seçim 24 Eylül 2017’de yapıldı. Seçimlerden sonra Hırıstiyan Demokrat/ Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller, ‘Jamaika Koalisyonu’ (siyah-sarı-yeşil) kurmak için uzun süre pazarlık ettiler. Ama olmadı.

Haberin Devamı

‘Benim yerim Bavyera’... Acaba
FDP son anda yan çizince, gözler yine ‘büyük koalisyona’ (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) çevrildi.
Dönemin CDU Lideri Angela Merkel başbakanlığındaki ‘büyük koalisyon hükümeti’ 2018 yılı şubat ayında kuruldu.
Ancak daha sonraki dönemlerde yapılan Eyalet Parlamentosu seçimleri ile Avrupa Parlamentosu seçimlerinde hem CDU’nun hem de SPD’nin önemli ölçüde oy kaybına uğraması üzerine, ortaklar arasında yaşanan huzursuzluklar artmaya başladı.
Özellikle SPD kanadından, “Yeniden düzlüğe çıkabilmemiz için büyük koalisyonu terk etmemiz şart” şeklinde sesler yükselmeye başladı.
SPD’de, ‘büyük koalisyon sancısı’ artarken, CDU’nun yeni lideri Annegret Kramp-Karrenbauer’e de parti içinden tepkiler yoğunlaştı.

*

Haberin Devamı

Normal olarak bundan sonraki genel seçimlerin 2021 yılı sonbaharında yapılması öngörüldüğü halde, CDU ve ‘kardeş parti’ konumundaki CSU’da “Başbakan adayımız kim olmalı?” sorusu daha şimdiden çok açık bir biçimde telaffuz edilmeye başladı.
‘AKK’ kısa adıyla tanınan Annegret Kramp-Karrenbauer ile muhafazakar kanadın bir yere varamayacağı görüşünü savunanların sayısı da her geçen gün arttı.
Bunun üzerine ‘büyük koalisyon’ hükümetinin çökmesi ve erken seçime gidilmesi halinde CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in muhafazakar kanadın başbakan adayı olması gündeme getirildi.
Bir dönemler CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı olarak görev yapan Edmund Stoiber, “Markus Söder’in geleceği çok büyük” açıklamasında bulundu.
Yani bir yerde Söder’in Alman Şansölyesi olabileceği sinyali verdi.
Almanya’da şimdiye kadar CSU’lu hiçbir politikacı başbakan olmadı.
1980 yılında dönemin CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başkanı Franz Josef Strauss, muhafazakar kanadın başbakan adayı oldu.
Ama SPD’li Başbakan Helmut Schmidt’in karşısında tutunamadı.
Dönemin CSU Lideri ve Bavyera Eyalet Başbakanı Edmund Stoiber de 2002 yılındaki genel seçimlere muhafazakar kanadın başbakan adayı olarak katıldı.
Ama seçmenler dönemin SPD’li Başbakanı Gerhard Schröder’i tercih etti.

*

Haberin Devamı

İşte bu günlerde adı muhafazakar kanadın başbakan adayı olarak telaffuz edilen Markus Söder, çok açık konuşmakta.
Söder, “Bavyeralının yeri ait olduğu yerdir. Benim politikam Bavyera içindir, Berlin için değil” diyor.
Markus Söder, “Ben burada (Bavyera’da) kalacağım. Zira kendimi burada evimde hissediyorum. Bir Bavyeralı, Bavyera’da daha etkili olur, Husum veya Hannover’de değil” diyor.
Yani bir yerde başbakan adayı olma gibi bir niyeti olmadığını söylüyor.
Ancak iş ciddiye binince, acaba Markus Söder bu kararlı tutumunu sürdürebilecek midir?
Sanmıyorum.
Zira bunun en son örneğini bu yıl haziran ayında yaşadık.
“Başka bir görev için ayıracak hiç zamanım yok” diyen CDU Lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, Avrupa Komisyonu Başkanı seçilen Ursula von der Leyen’den boşalan Federal Savunma Bakanılığı koltuğuna yerleşiverdi.
Daha önceki dönemlerde bunun başka örneklerine de çok tanık olduk.
“Ülkem için sorumluluk üstlenmekten kaçamam” diyerek önerilen koltuklara oturup bir daha kolay kolay terk etmeyenleri bile gördük.
Evet, şu günlerde Markus Söder, “Benim yerim Bavyera’dır” diyor.
“Ben Bavyera’dan Berlin’e destek veririm” diyor.
Acaba!
Hiç şüphesiz Markus Söder, Bavyera’dan Berlin’e destek verecektir.
Ama zaman yaklaşınca ve öneri somutlaşınca da hiç şüphesiz Markus Söder de daha önceki yıllarda ‘tutum değiştiren’ başka Alman politikacılar gibi, “Ülkemizin geleceği için sorumluluk üstlenmek zorundayım. Görevden kaçmak bana yakışmaz” diyecektir.
Bundan çok eminim.

BAKMADAN GEÇME!