Aşırı milliyetçi, beyaz ve Alman değilsen, sevmek yetmiyor

Güncelleme Tarihi:

Aşırı milliyetçi, beyaz ve Alman değilsen, sevmek yetmiyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2018 10:11

Der Tagesspiegel gazetesine konuşan göç araştırmacısı Naika Foroutan, Almanya’daki toplumsal gelişmelerin faşizm öncesi evreyi aldırdığını söyledi.

Haberin Devamı

ALMANYA’daki toplumsal gelişmelerden büyük endişe duyduğunu belirten Naika Foroutan “Ahlaki temel uzlaşı parça parça erozyona uğruyor. Toplumsal gelişmeler, faşizm öncesi bir evreyi andırıyor” dedi.
Almanya’da, Avrupa’ya yönelik göçün önlenebilmesi için Akdeniz’de insanların boğulmasına göz yumulması gerektiği şeklinde tartışmaların bile yaşanmasının kendisini derinden sarstığını vurgulayan Foroutan, bunun da ahlaki erozyonun bir işareti olduğunu ve Avrupalı olmayan insanlara nasıl farklı gözle bakıldığını gösterdiğini ifade etti.
Bunun yanı sıra tüm araştırmaların, sığınmacıların, boğulma riskini bile göze alarak her halükarda Avrupa’ya gelmeye çalışacağını gösterdiğini belirten Foroutan, Alman Milli Takımı’ndan ayrılan Mesut Özil’in bile sadece başarılı olması durumunda Alman olarak görüldüğünü, başarısızlık durumunda ise toplumdan dışlandığını söyledi.

Haberin Devamı

Aşırı milliyetçi, beyaz ve Alman değilsen, sevmek yetmiyor

GAUCK’U DA ELEŞTİRDİ
Naika Foroutan, artık Alman toplumuna ait olmanın dini, inancı, ten rengi ne olursa olsun Almanya’yı sevmekle ilgili değil, aksine köken, aşırı milliyetçilik ve beyaz olmakla ilgisi olduğuna dikkati çekerek, bu konuda eski Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un da hataları olduğunu bildirdi. Gauck’un, konuşmalarında, ülkedeki fakir insanların durumunu anladığını ifade etmek amacıyla söylemlerinde ‘göçmenlere karşı sahte bir anlayış gösterilmemesi gerektiğini’ ve ‘çok kültürlülüğün kendisini korkuttuğunu’ söylemesinin doğru olmadığını aktaran Foroutan, özellikle iyi bilinen bir kişinin bu şekilde konuşmasının kendisini gelecek konusunda daha da endişelendirdiğini belirtti.

‘1968 KAZANIMLARI KAYBEDİLİYOR’
Foroutan, Almanya’da 1968 hareketiyle birlikte elde edilen eşitlik, hoşgörü ve düşünce özgürlüğü gibi kazanımların günümüzde kaybedilmekte olduğuna işaret etti. Foroutan, Macaristan, Polonya ve Slovakya gibi ülkelerin gittikçe sağa kaymalarının başlangıçta önemsenmediğini, ancak şimdi İtalya ve Avusyurya’da da durumun farklı olmadığını, Alman hükümetinin de “Berlin, Viyana ve Roma ekseninden” söz etmeye başlamasının endişe verici olduğunu kaydetti.

BAKMADAN GEÇME!