Almanya’da hükümet direkten döndü

Güncelleme Tarihi:

Almanya’da hükümet direkten döndü
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2018 11:04

Koalisyon hükümetleri hiçbir ülkede ‘aşk evliliği’ değildir. Her parti tek başına yönetimde söz sahibi olmak ister.Ama aritmetik olarak bu mümkün olmayınca, politik çizgileri yakın partiler bir araya gelerek koalisyonu oluşturur. Yani bir yerde ‘mecburi evliliktir’ bu.

Haberin Devamı

Almanya’da hükümet direkten döndü
NİTEKİM buna son dönemlerde Almanya’da yeniden tanık olduk.
‘Kardeş partiler’ olarak bilinen CDU ile CSU, sığınmacılar yüzünden birbirine girdi.
İki ‘kardeş’ arasındaki uzlaşmaya göre yalnız Bavyera Eyaleti’nde seçimlere giren CSU, diğer eyaletlerde seçimlere katılan CDU’ya ‘kafa tutmaya’başladı.
Hatta CDU ile Federal Meclis’te ortaklık ettikleri grubu terk etme tehdidinde bile bulundu.
Ancak, CDU’nun böyle bir durumda Bavyera’da teşkilatlanıp seçimlere katılmasından korktuğu için geri adım atmak zorunda kaldı.
Ama 14 Ekim 2018 tarihinde yapılacak Eyalet Parlamentosu seçimlerinde mutlak çoğunluğu korumak için CSU sığınmacı politikasında kararlı bir tutum sergileme konusunda ısrar etti.
Herhangi bir AB üyesi ülkesi üzerinden gelen sığınmacıların Almanya’ya girişlerine izin verilemeden geldikleri ülkeye veya kendi ülkelerine geri gönderilmelerinde de.
*
Nitekim aynı zamanda Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı olan CSU Genel Başkanı Horst Seehofer, sığınmacı politikasına AB genelinde ortak bir çözümde ısrar eden Başbakan Angela Merkel’e ‘kafa tutmayı’ sürdürdü.
Tabii bu durum ‘kardeşler’ arasındaki huzursuzluğu artırdı.
Hatta, “Ya Merkel, ya Seehofer” diyenler bile oldu.
Seehofer’in, Almanya-Avusturya sınırından sığınmacıları geri gönderme uygulamasını başlatması halinde, Başbakan Merkel’in görevden alması bile gündeme getirildi.
Seehofer, “Benin sayemde bu göreve gelmiş bir başbakanın beni görevden almasına izin vermem”, “Benim eğere oturmasına yardım ettiğim biri beni atmak istiyor”, “Artık bu kadınla (Merkel) birlikte çalışamam” şeklinde açıklamalarda bulunarak, yaşanan gerginliği daha da tırmandırdı.
Ama restleşmenin hem CDU hem de CSU’ya bir şey getirmeyeceğini, aksine Almanya’ya zarar vereceğini gören sağduyulu muhafazakar politikacılar devreye girdi.
‘Kardeş partiler’ hem kendi aralarında hem de birlikte ‘orta yol bulmak’ için günlerce pazarlık ettiler.
Nihayet uzun süren pazarlıklardan sonra, Almanya-Avusturya sınırına ‘Transit Merkezleri’ (konteyner ve çadır kent) kurulması konusunda uzlaşmaya varıldı.
Daha birkaç gün önce Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanlığı ile CSU Genel Başkanlığı’ndan istifa edeceğini ilan eden Seehofer, bu uzlaşı üzerine “Göreve devam edeceğim” dedi.
Başbakan Merkel de -her ne kadar arzu ettiği gibi olmasa da- varılan uzlaşıdan memnun olduklarını ilan ederek ‘kardeş kavgasını’ bitirdi.
Yani, ortaklığın bitmesi bir yerde ‘direkten döndü’.
Tabii ‘şimdilik’.
*
Koalisyon ortağı SPD de, CDU ile CSU’nun kendi aralarında uzlaşmaya varıp yeniden sağlıklı ve sağduyulu politik çalışmaya dönülmesi yolunun açılmasına sevindi.
Ama bu sevinç nereye kadar?
Zira ‘Transit Merkezleri’ fikri 2015 yılında da gündeme gelmişti.
SPD o zaman ‘büyük koalisyonda’ (CDU/CSU-SPD) buna karşı çıkmış ve bu yüzden de hayata geçirilememişti.
Ama son 3 yılda durum değişti.
Alman halkı da tutum değiştirdi.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, halkın büyük bir bölümü de başka bir AB ülkesi üzerinden gelen sığınmacıların geri gönderilmesine tam destek veriyor.
İşte bunu gözönünde bulundurup, SPD’nin ‘kardeşler uzlaşısına’ destek vermesi beklenmekte.
İstemeyerek de olsa.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!