Güncelleme Tarihi:
TUĞÇE Albayrak, Almanya’da doğdu. Arkadaşlarıyla birlikte gittiği bir restoranda, iki Alman kızın imdadına koştu. Gençlerden birinin zaptedilemeyen öfkesine kurban gitti. Almanya, günlerce çok genç yaşta kör şiddete kurban giden Tuğçe’nin acı kaderini konuştu. Tuğçe ismi Almanya’yla özdeşleşti.
Tuğçe’nin temiz bir saflıkla iki kız için canını verdiği, ardından organlarını bağışladığı sırada, Berlin’de uyum zirvesi vardı.
Uyum zirvesinin gündemi yabancı isimlerinden dolayı göçmen kökenli gençlerin meslek eğitiminde ayrımcılığa uğramalarıydı. Bu iki örnek Almanya’da görüntüyle gerçeğin ne kadar zıt olduğunu gösteriyordu. Tuğçe meslek eğitimi için bir işyerine başvursaydı, belki adından dolayı alınmayacaktı. Ama Tuğçe, bu topluma ait olduğu duygusu ve içgüdüsüyle hayatı pahasına yardıma koştu.
Aynı günlerde Birleşmiş Milletler OECD örgütü göç raporunu yayınladı. Rapora göre Almanya göçün çekim merkezi. Geçen yıl 450 bin insan Almanya’ya göçtü. Almanya’da mültecilere karşı hava değişti. İnsanlar mülteciler için yardıma koşuyor. Giysi yardımından mülteci çocuklarıyla ilgilenmeye, Almanca kurslara varıncaya kadar Almanlar aktif çalışıyor. Bu da bir Almanya gerçeği.
Almanya’da yaşayan 16.5 milyon insanın geçmişinde göç öyküsü var. Bunlardan 10 milyonu Alman vatandaşı. Alman kimliği artık eskiden olduğu gibi kan bağıyla tarif edilmiyor. Ulusal kimlik tarifi değişti. Eski Almanları, onlarla kan bağı olmayan yeni Almanlarla birleştiren ortak nokta nedir? Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’ne bağlı Uyum ve Göç Araştırma Enstitüsü bu konuyu araştırdı. Eskilerle yeni Almanları birleştiren Almanya sevgisi. Almanların yüzde 85’i Almanya’yı seviyorum diyor. Yeşiller ve Sol Parti seçmenleri Almanya’yı seviyorum demekte zorlanırken, göçmen kökenlilerin yüzde 81’i “Evet Almanya’yı seviyorum” diyor.
Ama dahası var. Ülke sevgisi kimin Alman olacağı sorusuna tam cevap vermiyor. Eski Almanlar, kimin Alman olacağı sorusunda Müslüman kökenlileri bunun içinde görmüyor. Yüzde 60’ı sünnetin yasaklanmasını, yüzde 42’si cami yapımına sınır konulmasını istiyor. Müslüman kökenlilerin herhangi bir istek veya talepte bulunmasını istemiyor. Araştırmacılar, Müslüman karşıtlığının şiddete dönüşebileceği endişesi taşıyor. Bu da bir Almanya gerçeği. Bu resimleri biraraya getirince, Almanya’nın göçmenleriyle henüz bütünleşemediği manzarası ortaya çıkıyor.