Halil YETKİNLİOĞLU/ LONDRA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2015 15:16
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
İngiltere’de, Avrupa Birliği (AB) karşıtlığı hızla yükselmeye devam ederken, iktidarın büyük ortağı Muhafazakarlar bir kez daha üyeliği referanduma götürme sözü verdi.
AB karşıtı olan UKIP partisinin oylarını hızla arttırması, “Acaba İngiltere AB’den çıkıyor mu?” sorusunu
gündeme getirdi. Eğer bu gerçekleşirse, yani 44 yıldır sürmekte olan İngiltere-AB evliliği sona ererse, bu çok sorunlu bir boşanma olacak.
Siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan birçok sonuçlar doğuracak. Herşeyden önce, ülkede gerçek anlamda bölünmeyle karşı karşıya kalacak. İngiltere halkı ayrılma yönünde karar verse bile Birleşik Krallık şemsiyesi altındaki İskoçya AB üyesi olarak kalmayı tercih edebilecek. Aynı şekilde Galler ve Kuzey İrlanda’da AB ile ilgili kendi kaderini tayin edecek.
AYRILMAKTAN YANA DEĞİLLER
Ayrılmak sadece siyasi olarak değil ekonomik olarak da herşeyin altüst olmasıne neden olacak. Tüm bunlar gözönüne alındığında, Başbakan David Cameron ve Muhafazakar Parti’nin aslında pek de ayrılmaktan yana olmadığını söylemek mümkün. Zira ayrılma halinde Cameron ve partisi işlerin sarpa sarmasında sorumlu olarak bunun siyasi bedelini ödemek durumunda kalacak.
İngiltere’de 7 Mayıs tarihinde yapılması beklenen genel seçimler öncesinde AB üyeliği en merak uyandıran konular arasında yer alıyor. Genel seçimlerin beş yılda bir yapıldığı İngiltere’de 650 üyeli parlamento 7 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde yenilenecek. Dar bölgesi
seçim sisteminin uygulandığı Britanya genelinde, toplam 650 bölgede, en çok oyu alan adaylar meclise girmeye hak kazanacaklar.
Genel seçimlerde bir partinin tek başına iktidar olabilmesi için 326 sandalye kazanması gerekiyor.
BAŞBAKAN CAMERON’UN VERİLMİŞ SÖZÜ VAR
Bu dönemde seçimleri kazanması halinde İngiltere Başbakanı ve Muhafazakar Parti’nin lideri David Cameron, ülkesinin AB’ye katılım şartlarını yeniden müzakereye açma ve 2017 sonuna kadar referanduma götürme sözü vermişti. Hem kendi partisindeki AB karşıtı kanadın, hem de AB karşıtı sağcı Britanya Bağımsızlık Partisi’nin (UKIP) baskısı altındaki Cameron, reforme edilmiş bir AB’de kalmaktan yana olduğunu ifade ediyor.
22 Mayıs’ta yerel seçimlerle birlikte yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük sürpriz yaratan UKIP; Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekililiği seçimlerini ilk sırada tamamlayarak ülkede son 100 yıldır ilk kez bir genel seçimi İşçi Partisi ya da Muhafazakarlar dışında kazanma başarısı gösteren siyasi hareket olmuştu. Diğer AB ülkelerinden gelen göç ve bazı yetkilerin AB’den geri alınması, İngiltere’de 2014 yılının en önemli gündem maddeleri arasında yer almıştı. Buna paralel olarak, 2014 sonu itibariyle anketlerde, Cameron’ın AB referandumu planını riskli bulan İşçi Partisi küçük bir farkla önde gidiyor.