Alman Meclisi’nde Hizbullah sorusu

FEDERAL Meclis’teki Sol Parti grubu Türkiye’deki aşırı İslamcı örgüt Hizbullah üzerine bir soru önergesi verdi. Önergede Türkiye’nin

Güneydoğu bölgelerinde yeni bir iç savaş tehlikesi var mı, Hizbullah’ın bazı elebaşları Almanya’ya sığınıp Alman vatandaşlığı aldı mı gibi sorular yer aldı.

Önergeye verilen yanıtta, Hizbullah’ın Sünni Kürt ağırlıklı İslamcı bir örgüt olduğuna dikkat çekildi. Örgütün amacının Türkiye’deki laik sistemi yıkıp yerine şeriata dayalı bir sistem kurmak olduğu belirtildi.

Önergede Hizbullah’ın kayıp üst düzey yöneticileriyle ilgili şu sorulara yer verildi:
“Hürriyet Gazetesi’nin 2 Ocak 2008 tarihli sayısında yer aldığı gibi şüpheli Hizbullah elebaşları İsa Altsoy, Mehmet Çiçek, Mehmet Ali Doyar, Metin Tekgöçen, Kemal Kızar, Ali Demir ve Nimet Byka Almanya’da mı kalıyor? Türkiye’den ne kadar iade talebi geldi? Cevapta, bu kişilerin nerede kaldığı, Türkiye’de aranan kaç Hizbullah üyesinin Almanya’da olduğu ve ne kadar iade talebi bulunduğu konusunda hükümetin elinde bir bilgi olmadığı belirtildi. Alman istihbaratının 2013 raporuna göre Almanya’da 350 civarında Hizbullah taraftarı bulunduğu kaydedildi.
Soru önergesinde Hizbullah PKK çatışması da gündeme getirildi. Cevapta, PKK ile Hizbullah arasında eskiden yaşanan çatışmalara dikkat çekildi. Kobani olaylarıyla iki örgüt arasında yeniden sert çekişmelerin yaşandığı ve gelecekte de bu tür rekabet çekişmelerinin ihtimal dışı olmadığı kaydedildi.

Önergede Hizbullah’ın AKP ile ve Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğinin Hizbullah yanlısı Hüda Par partisiyle ilişkileri soruldu. Soruya cevapta Hizbullah’ın AKP ile ilişkileri konusunda bir bilgi olmadığı belirtildi ve Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin de Hüda Par partisiyle ilişkileri olmadığı vurgulandı. Hizbullah’ın Almanya’daki çalışmaları hakkında ise gizlilik nedeniyle açık cevap verilmeyeceği belirtildi.

CİDDİ DEĞİL
Önergeye verilen cevapta Hizbullah’ın Türkiye’nin güvenliği açısından şu durumuyla ciddi bir tehdit oluşturmadığı kaydedildi. Türk güvenlik güçlerinin örgüte yönelik Beykoz operasyonundan sonra Hizbullah’ın şiddet eylemlerinden uzaklaştığına, sosyal yardımlaşmaya yöneldiğine işaret edildi.