AVM’ler hastane mi olacak okul mu?

Parlak turuncu renkteki küçük dikdörtgen kutuyu merakla açıyoruz. İçinden küçük, çelik bir makas çıkıyor. Üzerinde Antares yazıyor.

Esprili bir davetiyeyle karşı karşıyayız.

Namık Tanık ile Mevlüt Kahraman, Etlik’te yapımı tamamlanan Antares Alışveriş Merkezi’nin (AVM) 21 Mayıs’ta yapılacak resmi açılış törenini duyuruyor.

Kutudan çıkan ince kağıt şeritte, Antares’te faaliyet gösterecek, giyim, yiyecek-içecek, elektronik, telekomünikasyon, optik, banka, tatlıcı gibi çok sayıda değişik kategorideki mağazaların listesi var.

Antares’le birlikte, 200’e yakın mağazayı barındıracak büyük bir AVM daha Ankara’da faaliyete geçiyor.

Sayısal dağılıma bakıldığında ise mağazaların önemli bölümünü hazır giyim markalarının oluşturduğu görülüyor.

Başkent’te hızla çoğalan AVM’lerin verdiği ilk mesaj, kentin refah düzeyinin arttığı, ekonomisinin geliştiği yönünde.

Buna sadece memnun olunur.

Dahası, ülkenin en önemli sorunlarından olan işsizliğe karşı, istihdam arttırıcı katkısı nedeniyle sevinmek gerektiği düşünülebilir.

Ama acaba gerçek tam olarak böyle mi?

GERÇEK, GÖRÜNENDEN ÇOK FARKLI

Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş farklı şeyler söylüyor. Karakuş, her biri milyon dolarlarla ölçülen ihracat kapasitesine sahip 150 üyeli bir meslek kuruluşunu yönetiyor.

AVM sayısındaki artışın plansız ve tehlikeli boyutlara yaklaştığını söyleyen Karakuş ile sohbetimizden bazı notlar:

Ankara’da faal AVM’lerin sayısı 15 civarında. Planlananlarla birlikte bu sayı 60’a yaklaşacak.

Her bir AVM’nin yatırım bedeli 50 ile 100 milyon dolar arasında değişiyor.

AVM’lerdeki mağaza kiralarının metrekaresi 60 euro’dan başlıyor. (Antares’inki 50 dolarmış.

Karakuş "Her ay Paris’e Milano’ya gidiyorum. Toplasanız her bir ülkedeki AVM sayısı 15’i geçmez" diyor.

AVM’LER OKUL YA DA HASTANEYE DÖNÜŞECEK

Ankara’nın bu kadar AVM’yi taşıyacak ekonomik kapasitede olmadığını vurgulayan Karakuş, "Bir süre sonra Ankara’daki AVM’lerin ya okul ya da hastaneye dönüştüğüne tanık olacağız."

Peki ama neden?

"Çünkü aslında kimse mutlu değil. Açılan her AVM, tekstil ve hazır giyim sektörü açısından rekabeti bozucu rol oynuyor. AVM sayısı arttıkça alışveriş artmıyor, azalıyor. Her yeni mağaza, eskilerin kapanması anlamına geliyor. Yüksek kiralar nedeniyle, mağazalar zorunlu giderlerini ödemekte zorlanıyor. Bundan en çok tekstil ve hazır giyim sektörleri zarar görüyor."

ÇÖZÜM: ENVANTER ÇALIŞMASI

AGSD Başkanı Karakuş, AVM’lerde her gün siftah yapmadan dükkan kapatan yüzlerce esnaf bulunduğunun altını çiziyor. Çözümün ne olduğu sorusuna yanıtı ise şöyle:

"Belediyeler aynı cadde ve sokakta birden fazla AVM’ye ruhsat vermemeli. Bu çarşılar için bir envanter yapılmalı. Sanayi Bakanlığı ile belediyeleri bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum."

Karakuş’
un uyarıları, dikkate alınmayı hakediyor galiba.
Yazarın Tüm Yazıları