Avaramu yarın bu mu

Hürriyet e.yaşam yazarı Edip Emil Öymen'den geçtiğimiz gün bir e.posta mesajı aldım. ''Azizim'', diye başlamıştı mesajına, çoğu mesajındaki kibarlıkla. ''Hindistan'ın fason yazılım üretimi hakkında yazdıklarını doğrulayan bu makale hoşuna gidecek'', deyip makalenin adresini veriyordu.

Massachusetts Institute of Technology'nin (MIT) innovasyon dergisi Technology Review'da yayınlanan ''Hindistan'a mesaj: Küreselleş ya da geride kal'' başlıklı bir yazıydı bu.

Yazı ünlü yeni ekonomi gurusu MIT ekonomisti Lester Thurow'un, yakın tarihli bir Hindistan gezisinin ardından aktardığı izlenimleri konu ediniyordu. Thurow'a göre Hindistan o çok övündüğü yazılım endüstrisine rağmen bilgi ekonomisine geçişte Çin'in bile gerisinde kalma tehlikesiyle karşı karşıyaydı.

Edip Emil Öymen haklıydı. ''Zaten fason yazılım imalatında Hindistan başını almış gitmiş durumda. Asla rekabet edemeyeceğimiz Çin ise kapıda'' dediğim 5 Ekim 2003 tarihli yazımın ardından Technology Review'da 29 Ekim 2003 tarihinde yayınlanan bu yorum gerçekten hoşuma gitmişti.

Haberin yazarı Venkatesh Hariharan, Lester Thurow'un Hindistan izlenimlerini aktarmaya devam ediyordu. Hindistan yazılım endüstrisini inceleyen Thurow, Türkiye gibi bilgi toplumuna geçiş hazırlıklarında çok geri kalmış ülkelerin çok bilmiş bilişimcilerinin methiyeler düzdüğü, hükümetlerine örnek olarak gösterdiği Hint mucizesinden hiç de etkilenmemişti.

Daha da kötüsü ünlü ekonomist, Hint yazılım endüstrisinin, dünyanın ikinci en kalabalık ülkesi olan Hindistan'ı bilgi toplumuna taşıyacak bir araç olmadığı görüşünde.

Bu da bana 26 Eylül tarihli Hürriyet e.yaşam ekinde yayınlanan bir başka yazımda söylediklerimi anımsatıyor; ''Hint mucizesi filan gibi örnekler baydı artık. Biz tekstilde neysek, adamlar da bilişimde o: Fason üretici... Yeni ekonomide güçlü olabilmemiz için bilişim teknolojilerini kullanmanın yolunu bulmamız gerekiyor, bilişim ürünleri üretmemiz şart değil''...

Bilgi ekonomisinde, diyor Thurow, başı çekmek isteyen ülkeler eğitime büyük önem vermek zorundalar. Thurow, bilgi ekonomisinin enformasyon teknolojilerinden ve yazılım programlamaktan çok öte anlamları olduğuna dikkat çekiyor.

Bu kez aklıma geçen haftaki yazım geliyor: ''Intel Türkiye'ye aslında yapabileceği en güzel yatırımı yapıyor ve 50 bin öğretmeni bilgisayar kullanımı konusunda eğitmeye soyunuyor. Intel bu çok değerli yatırıma ek olarak Türk üniversiteleriyle işbirliğine girerek araştırma geliştirme laboratuarları da kurabileceğinin sinyallerini veriyor.’

MIT ekonomistine göre 21. yüzyılın Çin Yüzyılı olacağı nakaratı tam bir saçmalık. Eğer Çin Yüzyılı ya da Hint Yüzyılı diye bir yüzyıl olacaksa, bu en erken 22. yüzyıl olabilir. Çünkü Thurow'a göre bir ülkenin, dünyanın en gelişkin ülkesini yakalayabilmesi için en az yüz yıla ihtiyacı var.

Thurow bir ülkenin teknolojik olarak gelişmesi için önünde iki yolu olduğunu söylüyor. Biri Japonya'nın geçmişte yaptığı gibi kopyalamak. Ancak bu stratejiyi izlemek artık çok zor çünkü teknoloji artık daha sıkı kilitler arkasına saklanıyor. İkinci yol ise beraberinde teknoloji getirecek yatırımları ülkeye çekmenin yollarını bulmak. Bunun için de teknoloji yatırımlarının önünü açacak stratejilerin izlenmesi gerekiyor.

5 Ekim tarihli yazıma geri dönersek; Fason üretim yapan bir ülke konumunda olduğumuzda başımıza neler gelebileceğini tekstil sektöründeki deneyimlerimizden biliyoruz. Yazılım üretiminde fason üretici olsak n'olacak, olmasak n'olacak. Fason üretici olma özlemleri, sporda onurlu beraberliklere sevindiğimiz döneme benziyor.

Şu an sonuna yaklaştığımız bir dönemin içindeyiz. Dünya güçler haritasının bilgi teknolojilerinin kullanımıyla sil baştan çizildiği bir dönem bu. Geride kalıp Bilgi Çağı başladığında, Türkiye'nin iyi bir yerde olmasını istiyorsak fason üretici olma özlemleriyle yitirecek vaktimiz yok.

Hani bakarsınız diye not: Thurow'un Hindistan izlenimlerinin aktarıldığı yazı www.technologyreview.com/articles/wo_hariharan102903.asp adresinde.

Ertelemeli not: En beğendiğim İnternet yazarlarını yazacaktım, iki haftadır sıra gelmiyor. Belki haftaya...

Nokia şova başladı


Cep telefonu üreticisi Nokia son iki ayda tanıttığı modellerin çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Bir buçuk ay içinde Londra, Nis ve Brisbane'de çeşitli etkinlikler düzenleyen ve fuarlara katılan Nokia'nın buralarda tanıttığı modeller teknolojik özellikleri ve şıklıklarıyla göz doldurdular.

İnternet ve oyun bir arada

Nis'te düzenlenen yıllık Nokia Mobil İnternet Konferansı ve Avustralya, Brisbane'de gerçekleşen Hedef Yüzde Yüz Saf Nokia Gezginliği Organizasyonu'nda tanıtılan Nokia 7700, cep telefonu kavramını cep sihirbazına çevirecek özelliklere sahip. Geniş renkli dokunmatik ekranı, 65 bin renk desteğiyle, çıkılan İnternet sitesi gezilerinde masaüstü bilgisayarları aratmayacak kadar net görüntü veriyor. Ekranın bir diğer özelliği ise dokunmatik olması. Dahili VGA kamerası olan Nokia 770 ile müzik ve video dosyaları oynatılabiliyor, FM radyo dinlenebiliyor. Avuçiçi bilgisayar özelliklerine de sahip olan model, kullanıcısına kendi multimedya dosyalarını yaratıp, başkalarıyla paylaşabilme olanağı da tanıyor. Nokia 770'ün 64 MB'lık bellek kapasitesi, harici bellek kartlarıyla artırılabiliyor. Bu gelişkin ceptel işletim sistemi olarak cep telefonlarına avuçiçi bilgisayar özellikleri katan Symbian'ı kullanıyor. Nokia 7700 ayrıca mobil telefon televizyonu olan ilk mobil IP Datacast alıcısı Nokia Streamer SU-6 aksesuarını da destekliyor. Nokia 7700'a takılan Nokia Streamer'la, dijital TV yayınlarının ceptellerden nasıl izleneceğini göstermek için önümüzdeki aylarda devreye sokulması planlanan test yayınları izlenebilecek.

Radikal kuşak

Nokia 7600 aslında Nis'teki konferanstan bir süre önce Londra'da gerçekleşen Yüzde 100 Tasarım Fuarı'nda tanıtılmıştı. Nokia'nın yeni Üçüncü Kuşak telefonu olan 7600 teknolojide varılan en son noktaları sergileyen bir model olmasının yanı sıra şık ve modern tasarımıyla da öne çıkıyor. Dahili kamerasıyla fotoğraf ve video çekebilen bu yeni ceptel 65 bin rengi destekleyen geniş bir ekrana sahip. Sadece 123 gram olan Nokia 7600, GSM/WCDMA uyumlu dünyanın en küçük ve hafif telefonları arasında yer alıyor. Mobil cihazlara daha hızlı veri ve kaliteli görüntü olanağı sunan üçüncü kuşak teknolojisi olan WCDMA, Nokia 7600'e üstün veri iletişim özellikleri katıyor. WCDMA şebekelerinde video klip ve resim, telefon görüşmesi esnasında da gönderilip alınabiliyor.

Aklını boynuna al

Nokia'nın tanıttığı şaşırtıcı ürünler arasında giyilebilir akıllı aksesuvarlar da var. İmaj aksesuvarları adını verdiği bu ürün grubuyla Nokia, kendine farklılık yaratmak isteyenleri hedefliyor. Nokia Madalyon ve Nokia Kaleydoskop isimli bu akıllı aksesuvarlar yeni mobil yaşam tarzının öncü habercileri olarak tanıtılıyorlar. Bu aksesuvarların üzerindeki görüntü, desen ve renkler cep telefonundan kablosuz olarak gönderilen verilerle oluşuyor. Akıllı imaj aksesuvarları Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu'da 2004 yılının ilk üç ayında piyasaya sunulacak.

Masaj gibi mesaj

Nokia iki yeni modeli 6810 ve 6820 ile mesaj yazmayı, masaj kadar zevkli kılıyor. Nis'te tanıtılan ürünler arasında olan bu iki yeni model, ergonomik bir klavye ile beş yönlü navigasyon tuşunun avantajlarından yararlanıyor. Nokia'nın mesajlaşmaya yönelik bu iki modeli, kullanıcıların e.posta mesajlarına ev ya da ofis dışındayken de kolayca ulaşmasını ve cevaplamasını sağlıyor.

Alo otoyoldayım

Nis'te yapılan konferansta tanıtılan ilginç ve fonksiyonel ürünler arasında Nokia 610 araç kiti ilgi çekti. Piyasadaki araç kitleri bir yandan araç sürüp, bir yandan telefonla konuşmayı kolaylaştırıyor olsalar da Nokia 610 bu işe keyif katacak kadar marifetli. Kablosuz Mavidiş teknolojisinden yararlanan Nokia 610, SIM kart değiştirmeye gerek bırakmıyor. Kitin en önemli özelliklerinden biri ise telefon görüşmesine ek olarak veri bağlantısı olanağı da vermesi. Araç dışı anten bağlantısıyla ses ve veri iletişimindeki kesintileri minimuma indiren Nokia 610 bağımsız ekranı ile çok rahat bir kullanıma sahip. Araba ön konsoluna yerleştirilebilen bu ekranda gelen mesajlar rahatça okunabiliyor. Aracın iki farklı kişi tarafından kullanıldığı durumlarda her iki kullanıcıya da kendi kişisel bilgilerini girme, sese duyarlı işlemleri yerine getirme ve kendi adres defterlerini oluşturma imkanı sunuyor.


Şampiyonların kahvaltısı


1976 yılından beri çalışanlarına her sabah beraber yaptıkları kahvaltıyla güne merhaba dedirten Computer Associates (CA), bu geleneğini dünyadaki tüm ofislerine taşıma kararı aldı. Çalışanlarının iletişimini, paylaşımını ve verimini artırmayı hedefleyen uygulama kapsamında yılda bir hafta sosyal bir aktivite için de kullanılıyor. Bu aktivitede, tüm dünyadaki CA çalışanları bir haftalık kahvaltılarından vazgeçiyorlar ve bu gelir hayır kurumlarına bağışlanıyor.


Akıllı telefonlara müjde


Sony Ericsson ve Handango tarafından yapılan bir duyuruya göre, P800, P802 ve P900 akıllı telefonlarına İnternet'ten uygulama, dosya ya da fotoğraf yüklemek artık çok kolaylaşacak. Symbian işletim sistemli akıllı telefon kullanıcıları, Sony Ericsson Application Shop Client ile Symbian uygulamalarına erişerek, bu uygulamaları kolayca satın alabilecekler.

Handango tarafından sağlanan Application Shop Client, yerel olarak çalışıyor, zengin bir grafik arayüz ve çok hızlı cevap süresi sunuyor, havadan uygulama alımının hızını ve rahatlığını sunarken kullanıcı deneyimini geliştiriyor. Sony Ericsson Application Shop Client, Sony Ericsson akıllı telefonları için, 500'ün üzerinde uygulamanın bulunabildiği Handango kataloğundan seçilmiş oyun, eğlence, verimlilik, iş ve gezi yazılımlarının bulunduğu geniş bir yelpazeyi gözler önüne seriyor.

www.handango.com


Motorola akıl fikir dağıtıyor


Motorola, dünyanın ilk 4 Mbit MRAM çipini üretti. Teknolojide yaşanan bir dönüm noktası olarak tanımlanan 4 Mbit MRAM çipin mevcut bellek teknolojilerinin yerini alacağı öngörülüyor. MRAM'in mutfak eşyalarında, elektronik sistemlerde ve tüketiciye yönelik cihazlarda bulunan çoklu hafıza cihazlarında kullanılması bekleniyor.

MRAM hız, güvenilirlik ve az enerji gerektiren cihazlarda kullanılacak. Sınırsız okuma-yazma dayanıklılığı, düşük yazma enerjisi ve hiç enerji sarf etmeyen veri koruma sistemiyle yüksek performanslı kayıtların gerekli olduğu cihazlara uygun olan MRAM, cihazlardaki parça sayısını azaltıp, daha düşük maliyetler sağlayacak.
Yazarın Tüm Yazıları