Atatürk yolu = Uygarlık yolu

KURTULUŞ ve kuruluşun önderi Atatürk’ü anmak, Cumhuriyet’i ve uygarlığı anlamaktan geçiyor.

Osmanlı çökmüş... Anadolu işgal altında... İstanbul hükümeti pes etmiş... Yerelde düşmana karşı halkın direnişleri var... Ve bir lider çıkıyor, önce yerel güçleri halkçı kongreler ile birleştirip hiçbir ayrım yapmadan ‘milli’ dayanışmayı yaratıyor. Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Sünnisi, Alevisi, köylüsü, işçisi, işsizi kadını genci yaşlısı tüm Anadolu insanı Mustafa Kemal Paşa etrafında, milli ve kutsal bir dava için kenetleniyor. Bu dava toprağı işgal edilmiş, onuru ve özgürlüğü zaptedilmiş Anadolu’nun kurtuluş davasıdır.
Mustafa Kemal cepheden cepheye koşuyor; tehdit ediliyor; suikastlara uğruyor. Canı pahasına bu kutsal davadan bir an olsun vazgeçmiyor.
23 Nisan 1920’de Türk devletini kuruyor ve özgürlüğün ilanı olan ‘ulusal egemenliği’ ilan ediyor. 29 Ekim 1923’te ise devleti çağdaş uygarlıkla birleştiren ‘Cumhuriyet’i ilan ediyor. Anadolu insanı, çağdaş uygarlığa da İslam’a da aykırı olan saltanattan, hanedan yönetiminden kurtuluyor. İlke ve inkılaplar yoluyla akıl, bilim, yurttaşlık, medeni bilgiler kavramları topluma yayılıyor.
Atatürk’ün uygarlık ve onur mücadelesi emperyalizm ve ülkedeki gericiler tarafından hiçbir zaman onaylanmadı. Çünkü bu kesimlerin geleneksel menfaatleri, iş görme biçimleri ve halkı akıldışıkla uyutan söylemleri altüst edilmiş oldu.
Atatürk birey olmayı, fikri ve vicdanı hür olmayı öğretti. Milli dayanışma gerektiğinde ise bireysel menfaatlerin hiçe sayılmasını öğretti. Vatan ve uygarlık için hem içerideki gericilere hem de dış düşmanlara karşı aynı anda nasıl savaşılacağını öğretti. Atatürk’e neden karşılar anlıyorsunuz değil mi!
İnsanların akılla ve özgürce düşünmesine karşı olanlar Atatürk’ü hiç sevemediler. Onu diktatörlükle suçladılar. Oysa Atatürk, dönemindeki modaya uyup Hitler gibi, Mussolini gibi totaliter bir rejim kurmamıştır. Dış politikada barışı, ülke menfaatleri doğrultusunda stratejiyi ön plana almıştır. Bu nedenle Atatürk dönemi, dış politika tarihimizin en başarılı ve dengeli dönemi olarak anılmıştır.
Yetim kalmış zayıf ufacık bir çocuktan, büyük bir dünya lideri yaratan olgu bizzat Anadolu ve Rumeli coğrafyasıdır. Atatürk verdiği mücadele ile vatana, İslam’a, uygarlığa ve ezilen milletlere sahip çıkmıştır. Anadolu’nun kurtuluşunun, uygar Cumhuriyet’in kuruluşunun öncüsü Atatürk’e yapılan saldırılar bu nedenle hepimizin milli tarihine saygısızlık olarak görülmelidir.
Bugün Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler arasında tek demokratik ve uygar devlet Türkiye ise bu başarının mimarı tartışmasız Atatürk’tür. Vefatının yıldönümünde atamızı rahmetle, saygıyla ve hasretle anıyoruz.

Bir TV programındaki ‘faşist’ tartışması

DÜN köşemizdeki ‘İyi şeyleri gözden düşürünüz’ başlıklı yazıda, Ankara’dan emekli bir gazeteci okurumuz “Altan (Öymen) Abi, geçen haftaki bir TV tartışmasında Atatürk’e hakaret eden, faşist diyen o kadın yazara niye cevap vermedi?” diye sormuştu.
Radikal yazarı Altan Öymen dün aradı, “Benim konuşmalarım ve cevaplarım tam dinlenmemiş galiba... Size bu programın ilgili bölümlerini bir CD halinde gönderiyorum. Cevap verip vermediğimi okurların takdirine bırakıyorum” dedi.
Bandı gönderdi, ilgili bölümleri dinledik.
Bir bayram sabahında ‘posteki ayıkladık’ sanki.
Bantta, ‘kadın gazeteci’nin (Nagehan Alçı) söyledikleri de var, Altan Öymen’in verdiği cevaplar da var.
Şu görülüyor... ‘Faşist’ sözcüğünü aslında Meclis Genel Kurulu’nda konuşan bir ‘AKP’li milletvekili’ (Mehmet Metiner) kullanmış...
Meclis tutanağına göre şöyle demiş:
“Türkiye’nin geçmişinde tek adam yönetimi vardır, ebedi şef, milli şef faşizmi vardır.”
Bu konu programda gündeme gelince tartışma özetle şöyle gelişiyor:
Altan Öymen: Meclis’te bir kimse saygısızlık yapmış...
Nagehan Alçı: Onu tespit etmek lazım. Metiner’in fikrine katılmıyorum ama onu saygısızlık da olarak görmüyorum.
A.Ö.: Diyor ki (Metiner); bir ebedi şef, bir milli şef faşizmi vardır, bu ne demek yani?
N.A.: Buna katılmayıp eleştiririz.
A.Ö.: Eleştirin lütfen... Saygısızlık dediğim bu sözler. Saygısızlığın dik âlâsı... Arkadan diyor ki, şimdi demokrasi vardır, halk kimi isterse o iktidara geliyor diyor. İşte bugün halk kimi isterse onun iktidara gelmesi meselesi de, bu Cumhuriyet’in sonucudur. 1950’de o beğenilmeyen, eleştirilen Cumhuriyet’in ‘milli şef’ dediği kimsenin, milli şeflikten falan vazgeçip iki tarafın da uzlaşmasıyla bir seçim kanunu hazırlattıktan sonra, normal seçimleri demokratik yapmış olması ve iktidarı öteki parti kazandığı için ona devretmesidir. Bunu (bu sözleri) nasıl niteleyeyim şimdi? Sadece saygısızlık değil terbiyesizliktir. Bunun Meclis kürsüsünden yapılması ayıptır.
CNN’de, 3 Kasım Perşembe akşamı yayınlanan ‘Dört Bir Taraf’ programında ‘faşist’ üzerine gelişen tartışmaların esası bu. Programın diğer katılımcıları Nazlı Ilıcak ve Enver Aysever de, Cumhuriyet ve Atatürk üzerine çeşitli görüşlerini açıklıyorlar. Nazlı Ilıcak bu arada II. Abdülhamid’le ilgili dönemi övgüyle anlatıyor.
Altan Öymen, bu görüşler arasında Cumhuriyet ve Atatürk dönemi ile ilgili eleştirilere uzun uzun cevaplar veriyor.
Yerimiz elvermediği için tartışmanın özeti bu.

‘Atatürk’ün izinde’

DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek köşemize bir açıklama göndererek “Atatürk’ü anmak ile ilgili -dünkü- uyarınıza aynen katılıyorum. Bugün her zamandan daha çok Atatürk’ü anmak, anlamak ve anlatmak zorundayız. Türkiye’yi yolundan saptırmak ve dağıtmak isteyenlerin, Atatürk’e ısrarla saldırıları da uyandırmayacaksa, bizi ne uyandıracak?” dedi. DYP Genel Merkezi’nde bugünkü anma toplantısında opera sanatçısı Şakir İlyasoğulları, uluslararası piyanist, Arnavut Devlet Sanatçısı Johan Bokta’nın eşliğinde Atatürk’ün sevdiği türküleri söyleyecek.
Ankara’da 09.05’te Zafer Meydanı’nda toplanılacak ve ‘Yeniden Atatürk Cumhuriyeti İçin Anıtkabir Yürüyüşü’ yapılacak. “Atatürk’ün aydınlanma devrimine ve ilkelerine sahip çıkacak milyonlarca kişi olduğunu göstermek” amacıyla Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, bugünden itibaren 1 ay süreyle her gün 19.38’de, 3 dakika süreyle ev lambalarını kapatma ve araç lambalarını yakma eylemine başlayacağını açıkladı. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Av. Burhanettin Hakgüder, yönetim kurulu üyeleri ve 16 şube yöneticileriyle birlikte Atatürk’ü Batı Trakya-Gümülcine’de anacaklarını söyledi. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen bir öğrenci ve özürlü grubuyla Selanik’te Atatürk Müzesi’nde anacaklarını bildirdiler.
Yazarın Tüm Yazıları