Atatürk’ün Akıllı Projeleri Akl-ı Kemal’de

ÇAĞDAŞ TÜRKİYE PROJESİ
Sinan Meydan, Akl-ı Kemal serisinde Atatürk ve cumhuriyet ile ilgili öylesine önemli bilgiler veriyor ki, bu bilgileri ne okullardaki ders kitaplarında görmemiz ne de ünlü aydınlarımızdan duymamız mümkün! Ciddi bir araştırma ile belgelere dayanarak yazdığı kitaplarda, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı nasıl tasarladığından, bilim, sanat, kültür, eğitim, teknoloji, sanayi, tarım, modern köyler, demiryolları ve hatta uluslararası ilişkilere kadar her şey var.

Sinan Meydan’ı okudukça, yakalarına rozet taktıktan sonra kendini ‘Atatürkçü’ ilân eden bir kısım ‘siyasi figürlerin’ Atatürk’e ve cumhuriyete ne kadar zarar verdiğini düşünmeden edemiyor insan. Çünkü Atatürk, rozetine ya da fotoğrafına tapılması gereken biri değil. Kuşkusuz kendisi de bunu hiç istemezdi. O aklın ve bilimin öngördüğü şekilde ilerlemenin en doğru yöntem olduğunu belirtiyordu ki, “Eğer bir gün düşüncelerim bilimle çelişirse bilimi seçin” sözü de bunun en açık göstergesiydi. Fakat okumayı, araştırmayı sevmeyenlerin, başkalarından ısmarlanmış kalıp cümlelerle konuşmaya alışık olduğu günümüzde, Atatürk de her şey gibi bir kalıbın içine sokulmaya çalışılıyor. Fakat tarih bilimi, tüm dayatmalara rağmen buna izin vermiyor.

BİR BİLİM İNSANI KADAR ARAŞTIRMACI, BİR SANATÇI GİBİ ELEŞTİREL
Gelmiş geçmiş bütün otoritelerin de belirttiği gibi Mustafa Kemal Atatürk bir dahi! O, aklı çalıştırmanın gerektiğine inanmış ve bilimsel gerçekliğin peşine düşmüş biri… Ancak nedense özellikle son yıllarda buna pek değinilmiyor. Örneğin onun, bir tek sözcüğün kökenini bulduğundaki heyecanına hangi ders kitabında rastladık şimdiye kadar? Hangi ders kitabında Atatürk’ün sosyal fabrika projelerini, içinde hayvan mezarlığı bile olan ideal Cumhuriyet Köyü projelerini, modern şehir projelerini, kurduğu okuma merkezlerini, spor tesislerini, örnek çiftlik projelerini, hatta tohum ıslah merkezlerini okuduk? Ya da kim söz etti şimdiye kadar bunlardan? Varsa yoksa siyasi çekişmelerin içine sokulan bir Atatürk var ekranlarda, kitaplarda, gazete köşelerinde… Oysaki Sinan Meydan’ın Akl-ı Kemal’ini okudukça şimdiye kadar anlatılandan bambaşka bir Atatürk’le karşılaşıyor insan. Bütün ömrünü yurduna ve milletine adamış devrimci bir Atatürk ile…

İÇİNDE SİNEMA, HASTANE, HATTA MÜZİK GRUBU OLAN BİR FABRİKA
Akl-ı Kemal öylesine dolu bir kitap serisi ki, Atatürk ve cumhuriyet ile ilgili hiç bilmediğimiz ayrıntıları bu kitaplarda bulmak mümkün! Atatürk’ün dehası ve halkına verdiği değeri örnekleyen yüzlerce konuya ve olaya yer vermiş Sinan Meydan. Örneğin Atatürk’ün sosyal fabrika modeli… 1937’de Aydın'ın Nazilli ilçesine bir basma fabrikası kuruyor. Bu basma fabrikasının içinde sinemadan hastaneye, müzik grubundan spor takımlarına kadar her şey var. Yani işçiler için bir kent inşa ediliyor. Üstelik bu modeli Venezuela alıp kendisi için uyguluyor, ama Türkiye bu modelden Atatürk’ün ölümünden sonra vazgeçiyor.

İÇİNDE HAYVAN MEZARLIĞI BİLE OLAN BİR KÖY
Millet mektepleri, halk dershaneleri, öğretmen okulları, toprak reformu, kadın hakları, çocuk hakları, devletçilik politikaları, tarım projeleri, bireyi öne çıkaran uygulamaları ne kadar biliyoruz, sorguluyoruz? Oysaki bir konu hakkında yorum yapabilmemiz için etraflıca araştırıp, öğrenmemiz gerekir. İşte Akl-ı Kemal bize bu fırsatı veriyor. Akl-ı Kemal serisinde öylesine şaşırtıcı bilgiler yer alıyor ki, ilk kez duymak insanı mahcup ediyor. Örneğin, Atatürk sağlıklı bir ülke için tohum ıslah merkezleri kurdurmuş, içinde ‘hayvan mezarlığı’ bile olan modern köyler tasarlamış ve hayata geçirmiş, hatta uzay ve havacılık projesi geliştiriyor. Bize bunlar neden öğretilmiyor?

Son zamanlarda televizyon ekranlarından insanlara seslenenler, gazete köşelerinden tarihi açıklama yapmaya çalışanlar ve hatta üniversitelerde kendine kürsü edinmiş insanlar bile Atatürk’süz bir tarih yazma derdinde. Oysaki yakın dönem Türk tarihi için bu imkânsız. Her ne yapılırsa yapılsın, bu mümkün olmuyor, çünkü cumhuriyet Atatürk zekâsı ile işlenmiş bir medeni yapı. Ondan sonrası aşama aşama özünü yitirmiş olsa da biz bugün hâlâ o mirasın üzerinde oturuyoruz. O halde ekmeğini yiyip, suyunu içtiğimiz medeniyeti iyi tanımamız gerekir.

YANLIŞ ATATÜRK ANLATIMINA DOĞRU ÖRNEK AKL-I KEMAL

Türkiye’de siyaset öylesine buhranlı ki, her çekişmenin içine ülkenin kurucu önderi Atatürk’ün adını karıştırmadan edemeyenler var. Son birkaç yıldır da ‘darbecilik’ söyleminin içine Atatürk’ü yapıştırma çabası oldukça moda! Örneğin son zamanlarda birileri ekranlara çıkıp askeri darbelerle Atatürk’ü birleştirme çabasına giriyor. Oysaki Atatürk’ün ilk işi askeri otorite kurmak değil, bir millet meclisi açmak. Kimse bundan söz etmiyor. O isteseydi, rahatlıkla askeri bir otorite kurabilirdi, etrafı askerlerle doluydu. Ama onun amacı gerçek bir demokrasi inşa etmekti. Peki, şimdikiler neden bunları görmüyor veya görmek istemiyor? Sinan Meydan’a göre, “Atatürk’e saldırmak, ekranlarda yer kapmanın bir yolu” da ondan!

AKL-I KEMAL’İN SIRRI ÇOK OKUMAK
Sinan Meydan, Akl-ı Kemal serisinde Atatürk’ün okuduğu kitaplara da değiniyor. Atatürk hayatı boyunca hiç durmadan okuyor, sürekli araştırıyor, inceliyor. Sinan Meydan Atatürk’ün araştırmacılığı ile ilgili olarak şöyle diyor: “879 tarih kitabı okuyarak, ‘Türk Tarih Tezi’ni geliştirmiş, 535 edebiyat, 397 dil-dilbilim kitabı okuyarak ‘Yazı ve Dil Devrimleri’ni yapmış, 197 siyasal bilimler kitabı okuyarak saltanatı, hilafeti kaldırıp cumhuriyeti ilan etmiş, 195 güzel sanatlar kitabı okuyarak ‘Musiki ve Sanat Devrimi’ni gerçekleştirmiş, 139 ekonomi kitabı okuyarak ‘Karma Ekonomik Modeli’ ortaya atmış, 169 hukuk kitabı okuyarak ‘Medeni Kanunu’ kabul etmiş, 104 pozitif bilimler kitabı okuyarak ‘Üniversite Reformu’nu yapmış, 75 sosyoloji kitabı okuyarak ‘Halkevlerini’ kurmuş, 101 eğitim öğretim kitabı okuyarak ‘Eğitim Devrimi’ni gerçekleştirmiştir. İşte Akl-ı Kemal böyle şekillenmiştir.”