Atatürk o salonda asla konuşmazdı

BAŞBAKAN Erdoğan'ın bir çiftçi ile giriştiği "Düşük düzeyli" konuşmanın yarattığı yoğun tartışma, önemli bir olayın gözlerden kaçmasına neden oldu.

Mersin'deki tatsız olaylardan sonra Kahramanmaraş'a geçen Başbakan'ın onuruna il örgütü tarafından 500 kişinin katıldığı bir yemek verildi.

Ancak yemekte garip bir durum vardı. Ama bu garip durum ne Başbakan, ne eşi, ne AKP yöneticileri, ne de yemeğe katılanlar tarafından yadırgandı.

Salondaki manzara Avrupa Birliği ile tam üyelik görüşmelerini sürdüren bir ülke için gerçekten de yadırganacak bir durumdu.

Yemeğe katılan kadınlar, erkeklerden ayrı bir bölüme oturtulmuşlardı.

Oturma düzeni "harem-selamlık" şeklindeydi ve kadınların hepsi değil ama büyük çoğunluğu tesettürlüydü.

Görüntü laik Türkiye'den çok İran'ı, ya da bir Arap ülkesini çağrıştırıyordu.

Belirtmeye çalıştığım gibi bu manzara AKP'lileri hiç rahatsız etmedi.

Çünkü onların kafalarındaki Türkiye buydu.

* * *

Başbakan Erdoğan toplantıda bir konuşma yaptı.

Önce partisinin iktidarda kazandığı başarıları anlattı. Sonra da yapmak istediklerine değindi.

Başbakan en büyük amaçlarının ise cumhuriyeti muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak olduğunu söyledi.

Atatürk'ün o yokluk döneminde bütün milleti tek vücut haline getirerek kurtuluş savaşını başlattığına değindi, "Biz de 3 Kasım'da iktidara gelerek ekonomik bağımsızlığı başlattık" dedi.

Başbakan zaman zaman salondaki partililerin yoğun alkışlarıyla kesilen konuşması boyunca Atatürk'ü örnek aldıklarını ve onun gösterdiği hedeflere varmak için çalıştıklarını söyledi.

Erdoğan bu hedeflere varabilmek için herkesin omuz omuza vermesinin önemini özellikle vurguladı.

Doğrusu Başbakan'ın Atatürk'ün işaret ettiği hedefleri amaç olarak seçmeleri konusundaki sözleri için söylenecek bir şey yok.

Ancak...

İşte bu ancak, bazı gerçekleri de vurgulamak gerektiğini zorunlu hale getiriyor.

* * *

Önce şunu belirtmek gerekir.

Atatürk'ün böyle bir salonda değil konuşma yapmak, oraya girmesi bile söz konusu olamazdı.

Çünkü o salondaki görünüm, Atatürk'ün 80 yıl önce yaptığı devrimlerle taban tabana zıttı.

Atatürk modern Türk kadınının giyim kuşamının uygar dünya kadınlarınınki gibi olmasını isterdi.

Türk kadınının toplum yaşamında erkeklerle eşit koşullarda, eşit haklarla yer almasını, üretime katılmasını isterdi.

Devrimlerini de onun için yaptı.

Onun için Türk kadınına bugünkü uygar ülkelerin pek çoğundan önce siyasi ve sosyal haklarını verdi.

Onun için Atatürk o salondaki harem-selamlık oturma düzenini asla kabul etmez, Erdoğan gibi o salona girip konuşmazdı.

Başbakan Erdoğan'ın tesettürlü kadınların harem-selamlık düzeninde oturtulduğu o salonda konuşması, "En büyük amacımız" dediği Atatürk'ün muasır medeniyetler hedefiyle hazin bir şekilde çelişir.

Hem de büyük devrimcinin mirasına ihanet olur.

Bu da böyle biline...
Yazarın Tüm Yazıları