ATA VE KAYIP HAYATLAR...

Dul bir annenin baba sevgisinden uzak yetiştirildiğine inandığım Ata’nın üstünde kurduğu otorite, tavır ve davranışları, hareket ve sözleri hiç içe sindirilecek türden değildi.

Hep “Bir yerde değil, çok yerde yanlış var” derdim.

Hangisinin düzeltilmesi gerektiğine de karar veremezdim diziyi izlerken.

Ata henüz yaşamın kendisine ne türlü oyunlar oynayabileceğinin farkında olmayan, eğitimi eksik, dünya görüşü dar, değil damat adayı henüz kendisini yönetemeyecek durumda bir genç iken, soyundurulduğu rolün altında ezilmesi mukadder bir tiplemeydi dizide.

Ama TV dizisinin daha karmaşık, daha heyecanlı, daha fazla reyting getirmesi için TV yöneticilerinin tuzağına kolayca düşen Semra Hanım ve Ata, saman alevi gibi parladığını algılayamadıkları sanal şöhretin altında kalacaklardı ama ne zaman?

Çok geçmedi ve bir otel odasında sonlanan dramatik ölümün sorumlu ve sorumlularını şimdi uyuşturucu ya da başka bir nedende arar hale geldik.

Ölüm neden ve nedenlerini somut delillerle kanıtlamak mümkün olabilir.

Ama ya gerçek neden?

Gerçek nedeni kaderde mi arayacağız?

Yazıyı uzatmaya ne gerek var ki…

Soyadı Türk.

Annesi dünyaya getirdiği çocuğuna Ata adını koyuyor.

Yani Ata Türk.

Semra hanım bir asker kızı.

Çocuğu bu kez otel odasında ölü bulunduktan sonra son sözü söylüyor: “Asker kızıyım. Ben de bir şehit verdim!”

Gel de, yaşamın başlangıcından son noktasına kadar uzanan bu trajik tabloda ölümün gerçek nedenini ıskala.

Ben gerçek nedeni ve nedenleri bulamam.

Çünkü, uzmanlık alanım değil.

Çünkü, gerçek nedeni bulmak pedagoglardan başlayıp ruh bilimcilerin uzmanlık alanına kadar uzanıyor da ondan.

Sevgiler,