Geleceğimiz tehdit altında!

Güncelleme Tarihi:

Geleceğimiz tehdit altında
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2007 12:50

69 ulusa mensup binlerce bilim adamı, 12 süper gücü ve ekonomisi güçlü 19 devleti uyardılar.

Haberin Devamı

Aralarında Nobel ödüllü uzmanların da bulunduğu 1700 önde gelen bilimci, 1992 yılının Kasım ayında bir Uyarı yayınladılar. Uyarı, Uluslararası Bilim Adamları Kuruluşu´nun Başkanı Henry Kendall tarafından kaleme alındı. Bu hayati Uyarı, yüz ve bin yılın son 365 gününe girerken, bir kez daha gündeme geliyor ve insanlığın daha önemli bir konusu olamayacağını yineliyor.

İnsanoğlu, doğal dünya ile savaşmaktadır. İnsanlık yaptıklarıyla çevreye ve kritik doğal kaynaklara acımasızca zarar vermekte ve geri dönülmez yıkımlara neden olmaktadır. Eğer şu anda geçerli olan yöntemler kontrol edilmez ve yenilenmezse, gelecekte insan toplumları, hayvanlar ve bitkiler için çok büyük riskler bulunmaktadır. Bildiğimizi sandığımız yaşam destek sistemleri yeterli olamayacak ve yaşayan dünya değişecektir. Geleneksel ve geçerli anlayış acilen değişmezse, günümüzde yaşanan olaylar yıkımı getirecektir. Çevre kritik stres düzeyinde acı çekmektedir. Atmosferdeki stratosferik ozon yırtığı bizi tehdit etmekte, öldürücü ultraviyole radyasyonu dünya yüzeyine doğrudan ulaşmaktadır. Bu sonuç yok edici veya birçok yaşam formu için öldürücüdür. Hava kirlenmesi yüzeyde çok yoğundur, asit yağmurları insanlara, ormanlara ve tahıllara çok büyük zarar vermektedir. Kaybedilen toprak Asya´nın büyüklüğünün yarısı Su kaynakları, şuursuz ve kontrolsuz yeraltı patlamaları nedeniyle zarar görmekteler, bu nedenle yiyecek üretimi ve diğer su sistemleri kirlenmektedir. Dünya nüfusunun % 40´ını oluşturan, yaklaşık 60 ülkede su yetersizliği çok ciddi boyutlardadır.

Nehirlerin, göllerin ve su kaynaklarının kirlenmesi dayanılabilir düzeyin en üst noktasındadır. Okyanuslardaki koşullar daha yıkıcı ve ağırdır, özellikle dünyanın önemli bir bölümünün balık gereksinimi karşılayan bazı kıyı bölgelerinde durum daha da kötüdür. Tüm denizlerde yapılan avcılık, aşırı düzeyde ve ölçütlerin en üstündedir. Birçok balık türü, tümüyle yokolma çizgisindedir. Nehirler erozyonun ağır yükünü taşırken endüstriyel, yerel, tarımsal ve hayvancılık atıklarıyla dolmaktadır ve bunların önemli bir bölümü toksik yani zehirleyicidir. Toprak kaybı yani erozyon çok büyük alanları etkilemektedir, bunun bir diğer etkeni de hayvancılık ve tarımda kullanılan geçerli ama hatalı yöntemlerdir. 1945´den beri dünyadaki verimli toprakların oranı % 11 azalmıştır, bu oranın ifade ettiği toprak büyüklüğü, alan olarak Çin´in ve Hindistan´ın toplamından daha fazladır. Bu yüzden de, dünyanın birçok yerinde kişi başına düşen yiyecek üretimi hızla azalmaktadır.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!