Aspirin’in bile suyunu çıkarırız netekim...

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Nisbeten sakin bir pazar günü geçirecektim, telefon çaldı.

Merkez sağın birleşmesi konusundaki özlü görüşlerimi sordular.

Klasikleşmiş bir dörtlük aktardım.

Öyle bir ordu ki

Görse şaşar Anibal

Ördeklerden bir filo

Kazdan bir amiral

Telefon kapanır kapanmaz yine çaldı. Açtım.

Merkez solun birleşmesini soruşturuyordu arkadaşlar...

Bu sefer ikilik attırdım.

Sürüyü çevirirsen ters yöne

Topal koyun geçer en öne

* * *

Başım ağrımaya başlamıştı, üç aspirin aldım.

Edebiyat bilgime ve keskin siyasi zekâma bir kere daha hayran kaldıktan sonra oturdum, bıraktığım yerden polisiye roman okumaya başladım, telefon yine çaldı.

Sevgili doktor dostlar arıyordu. Ne yaptığımı sordular, başımın felâket ağrıdığını, birkaç aspirin aldığımı söyleyince azar işittim...

Aspirinin tarihini anlattılar bana...

* * *

Antik Çağ lokman hekimleri söğüt ağacının kabuğunu dibekte döver, ateşi, ağrısı, sancısı olan hastalara suyla karıştırıp yuttururlardı.

Küüüttt, ateş düşer, paatttt ağrı-sızı kalmazdı.

Söğüt ağacı kabuğunun kerametinin nereden geldiğini tam iki bin yıl süreyle kimse kestiremedi, anlayamadı.

1893 yılına gelindi. Almanya'daki Bayer ilaç fabrikalarında çalışan genç kimyager Felix Hoffman'ın bazı şeyler canına tak etmişti.

Babası romatizmalarından şikâyetçiydi.

Meyhane arkadaşlarını yanına toplayıp oğlunun çalıştığı laboratuvarı basıyor, ‘‘Ne biçim bilim adamısınız? Şu ağrılarıma çare bulamadınız...’’ diye fabrikanın düzenini bozuyordu.

Canına tak etti Hoffman'ın... Söğüt kökenli asetil'i gül kökenli Spiraea'yla harmanladı, en son ‘‘in’’ ilacın o olduğunu söyledi.

As-spir-in... İnsanlık tarihinin en önemli iki buluşundan biri...

* * *

‘‘Aspirin’’ deyip geçmeyin... Birinci Dünya Savaşı'nı noktalayan Versailles Antlaşması görüşmelerinde ‘‘anahtar rol’’ oynadı aspirin... Almanya diretseydi, savaş yeniden çıkabilirdi.

‘‘Savaş tazminatı’’ olarak, aspirinin isim hakkını Fransa, İngiltere, Amerika ve Rusya'ya verdi Almanlar...

* * *

‘‘Her derde deva tek ilaç’’ aspirindir.

Ama, azı karar, fazlası öldürücüdür.

Türkiye'de her yıl 800 milyon tablet aspirin yutuluyor.

Türkiye'de her yıl aspirin zehirlenmesinden ölenlerin yüzde 83'ü oyun-oyuncak çağındaki (1-4 yaş) çocuklar...

Türkiye'de her yıl mide-bağırsak kanaması geçirenlerin yüzde 34'ü, kanamadan 3 saat önce, ortalama 3-4 tablet aspirin alıyor.

Türk Tabipler Birliği, aspirinin açıkta, bakkalda, kasapta, işportacı tezgahında satılmasını önlemek, 1-4 yaş grubundaki çocukların ölüm ve zehirlenme hızını düşürmek için tedbirler düşünüyor.

Yani, dünyanın en ‘‘tedavi edici’’ ilacını ‘‘öldürücü ilaç’’ haline getirmişiz... Bari çocuklarımızı koruyalım...

* * *

Yoğun, çok yoğun, ziyadesiyle kritik bir siyasi haftaya girdik.

Baş ağrısının tek ilacının bile suyunu çıkarmaktan vazgeçsek mi?

Yazarın Tüm Yazıları