Aslan'ı hakem ve direkler dövdü

Güncelleme Tarihi:

Aslanı hakem ve direkler dövdü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2009 11:26

UEFA Avrupa Ligi F Grubu ikinci maçında Galatasaray, Ali Sami Yen Stadı'nda karşılaştığı Avusturya'nın Sturm Graz takımı ile 1-1 berabere kaldı. Graz'ın golünü 45. dakikada Daniel Beichler atarken, sarı kırmızılı ekibin tek golü ise 63. dakikada Milan Baros'dan geldi.

Haberin Devamı

GALATASARAY LİDER

Gruptaki ilk maçında deplasmanda Panathinaikos'u mağlup eden sarı kımızılı ekip 4 puanla lider konumda bulunuyor. 3'er puanlı takımlardan Dinamo Bükreş ikinci, Panathinaikos ise üçüncü durumda... 1 puanlı Sturm Graz ise grup sonuncusu...

SARI KIRMIZILAR YİNE ŞAŞIRTTI

Ligde 6'da 6 yaptıktan sonra Eskişehirspor ile sahasında 1-1 berabere kalan Galatasaray, sahasında ağırladığı Sturm Graz maçında da 1 puana razı oldu ve mutlak galibiyet bekleyen taraftarlarını şaşırttı.

DİREKLER VE HAKEM

41. dakikada Keita'nın sağdan ortasında ceza alanın içinde rakip savunma ile birlikte yükselen Arda'nın kafa vuruşunda top filelere gitti. Ancak hakem Nijhuis, Arda'nın rakibine faul yaptığı gerekçesiyle filelere giden topu geçerli saymadı.

Çek golcüsü Milan Baros 59. dakikada kale dibinde topla buluştu ve yaklaşık 2 metrelik mesafeden topu boş kaleye göndermek yerine üst direğe nişanladı.

Haberin Devamı

Maçın 69. dakikasında soldan ceza alanına giren ve çizgiye inen Arda Turan, bonservisi Beşiktaş'ta olan ve Graz'da kiralık olarak forma giren Gordon Schildenfeld tarafından çekilip düşürüldü. Schildenfeld'in beline sarılarak düşürdüğü Arda ve Galatasaraylı oyuncular bu pozisyonda penaltı beklerken hakem Nijhuisdevam kararı ile herkesi şaşırttı.

70. dakikada Arda'nın ara pasında ceza sahasında sağ çaprazda topla buluşan Sabri'nin sert vuruşunda üst direğe çarpan top, taca çıktı. Sabri'nin topu direğe nişanladığı pozisyonda kale dibinde pas bekleyen Kewell ve Baros büyük tepki gösterdi.

Stat: Ali Sami Yen
Hakemler: Hendrikus S.H. Nijhuis, Coen Droste, J.F. Hans Olde Olthof  (Hollanda)
Galatasaray: Franco, Sabri, Emre Aşık, Servet, Hakan, Mehmet Topal (Dk. 77 Mustafa), Ayhan (Dk. 61 Kewell), Keita, Elano, Arda, Baros (Dk. 86 Nonda)
Sturm Graz: Gratzei, Ehrenreich, Schildenfeld, Sonnleitner, Kaldelaki, Hlinka, Weber, Bukva (Dk. 76 Prettenthaler), Muratoviç, Jantscher, Beichler (Dk. 89 Lacriç)
Goller: Dk. 45 1 Beichler (Sturm Graz), Dk. 63 Baros (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 67 Emre Aşık, Dk. 73 Sabri (Galatasaray)

Haberin Devamı

Aslanı hakem ve direkler dövdü

Hakan Şükür: Bundan fazla pozisyon olmaz / Fanatik

Kadro üstünlüğü bilinen Galatasaray’ın oyuna başlangıç istatistikleri herkesi korkutuyor. Hatta rakiplerinin oyun planı, Galatasaray’ın kadrosuna göre şekilleniyor. Aslına bakarsanız bu, büyük bir avantaj... Ancak ilk yarının sonlarına doğru gelen Graz golü, Galatasaray’ı skor dezavantajına düşürdü ve oyunun seyrini tersine çevirdi. Oyuna tedirgin başlayan Graz, elde ettiği skor avantajının ardından oyunu kendi yarı alanında kabul etmeye devam etti. Maçın ilk yarım saatlik süresinde Galatasaray’ın çok iyi futbol sergilediğini ve rakibine üstünlük sağladığını söylememiz gerekir. Buna karşın Graz’ın da bu dilimde çok tehlikeli kontrataklar bulduğunu ifade etmeliyiz.

Haberin Devamı

Graz hep kendi sahasında kaldı

Şu ana kadar yorumlamaya çalıştığımız periyotta Baros ve Elano’nun değerlendiremediği pozisyonlar, maçın gidişatı konusunda Galatasaray adına şanssız anlardı. Buna karşın, Galatasaray’ın sahada yer alan kadrosu, tüm bu anları lehe çevirmeye müsait isimlerden oluşuyordu. Graz’ın 2. yarıya da oyunu kendi yarı alanında kabul ederek başlaması, Galatasaray adına avantajdı. Çünkü Sarı-Kırmızılılar, önüne aldıkları hep topta pozisyon yarattı. Fakat, bu pozisyonlar golle sonuçlandırılamadı. Tabeladaki kısırlığa karşın, Galatasaraylılar’ın yarattığı pozisyonlar ve direkten dönen toplar, ‘güzel tablolar’ olarak akıllarda kaldı.

Haberin Devamı

Keita ve Arda müthiş oynadı

Keita ve Arda’nın müthiş performansı, Sabri’nin de onlara olumlu yönde katılımı, maç boyunca futbolu güzelleştiren anlardı. Ancak Graz’ın da yarattığı pozisyonlar, aslında Galatasaray savunmasının verdiği net açıklar olarak karneye yazıldı. Emre Aşık ve Servet’in çok kritik anlarda yaptığı hamleler, istenmeyen bir skorun ortaya çıkmasını önledi. Emre’nin sarı kart gördüğü pozisyon, bir savunma oyuncusunun hangi anlarda kural ihlali yapması gerektiğine güzel bir örnekti.

Evet, oyun Galatasaray adına çok daha güzel anlardan oluşuyordu, çünkü bir takım, bir Avrupa Ligi maçında bu kadar pozisyona girebilirdi. Ayrıca Beşiktaş için söylediğimiz kural dün de geçerliydi: Kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin... Bu kural ışığında maça farklı bir gözle baktığımızda, Panathinaikos maçında elde edilen galibiyetin önemi daha da ortaya çıkıyor. Galatasaray dün gece maçı hak edecek pozizyonları buldu, fakat kazanamadı. Buna karşın Galatasaray maçı kaybedebilecek pozisyonları da rakibe verdi. Galatasaray’ın deplasmanda Graz’ı yenebileceğini düşünürsek, dün geceki maça ‘bir kayıp’ olarak bakmamamız gerekir.

Haberin Devamı

Benim asıl düşüncem, Ankaragücü maçında, dün sahada yer alan oyuncuların sergileyeceği performans. Bu maç, Galatasaray’ın bundan sonraki süreçte kadrosunu nasıl değerlendireceği konusunda bize ışık tutacak. Geçen sezonu 5. sırada tamamlayan Galatasaray, mecburen sezonu erken açtı. Erken form tutan ve daha çok yetenekleriyle oynayan bu kadronun zaman zaman performans düşüklüğü yaşayacağını da gözönüne alırsak, Rijkaard’ın hafta sonu sahaya süreceği kadro daha da değer kazanıyor. Kısacası; Rijkaard’ın bu kadroyu ekonomik kullanması şart.

Erman Toroğlu: Defansta arıza / Hürriyet

Galatasaray’ın iki topu direkten döndü. Rakip çok iyi hücuma çıktı. Galatasaray da maçı alabilirdi, Avusturya takımı da...

Ali Sami Yen’deki seyirciler ve televizyon başındakiler ölüp ölüp dirildiler Sturm Graz geldikçe. Peki bunun sebebi neydi? Çok basit; Galatasaray takımının orta alanında topu iyi kullanan oyuncular var. Aynı şekilde forvette de. Ama Galatasaray takımında Rijkaard’ın daha hala halledemediği defans var. Hangi defans? Takımın genel defansı mı, yoksa arkada, öncelikli işi defans olan oyuncular mı? Benim söylediğim; ikinci grup. Çünkü bu oyuncular Galatasaray takımını rakibin üstüne itmiyorlar. Ne yapıyorlar? Sarı kırmızılılar topu kaptırdıklarında adım adım geriye doğru gidiyorlar. Özellikle Servet ile Emre Aşık. Neden? Çünkü kendilerine güvenmiyorlar. Tek hareketli oyuncular. Eğer rakibe baskı yaparlarsa ilk topu aldılar aldılar, alamadılar mı kaptırıyorlar. Ve tekrar yakalama şansları da yok. Bu ikisi, önlerinde Mehmet Topal ile Mustafa Sarp beraber oynadığında, rahat ediyorlar. Neden? Çünkü bunların yapacağı işi Mustafa ile Mehmet yapıyor. Ama o zaman da Galatasaray orta alanında topu kullanacak, topu rakibin üstüne götürecek adam adedi azalıyor.

Yani, Mustafa Sarp, Mehmet Topal, Emre Aşık, Servet dörtlüsünü berabere bitireceğin maçta kullanırsan o maçı kesinlikle berabere bitirirsin. Ama kazanmak istediğin maçta kullanırsan, rakibini ancak tesadüfen yenersin. Yani, bütün hikaye bu dörtlüde bitiyor.

Düşünün, dakika 83, Servet sağ açıkta hücumda... Yan tarafında ve cepheden gördüğü Elano var; ona verse, Elano en iyi şekilde kullanacak, ama Servet topla rakibini geçmek istiyor ve o topu kaptırıyor, Galatasaray kontra yiyor. Şansına kurtarıyorlar. Yani bunlar Galatasaray’ın çok önemli sorunları.

Kabak çiçeği gibi

66. dakikada Emre Aşık bir sarı kart görüyor, son derece akılcı. Rakip yine Galatasaray orta sahasını kabak çiçeği gibi yakalamış; Emre Aşık indirmese rakip direkt gole gidiyor.

67. dakikada Arda, rakip ceza alanı içinde kendini o kadar kolay yere bırakıyor ki, ne aut çizgisindeki hakem ne de yardımcı hakem ona inanıyorlar.

70. dakikada Sturm Graz ceza alanında top Grazlı oyuncunun koluna çarpıyor. Penaltı değil.

77. dakikada helal olsun Baros’a, bu hakeme de olmayan faulü yediriyor.

Galatasaray kaleci açısından şanslı. Kalelerinde düzgün bir kaleci var.

Galatasaray’ın kadrosu geniş ama Rijkaard’ın işi de zor. Çünkü defanstaki balansı sağlayamazsa, burada oynayanların mantığını değiştiremezse, orta alandaki ve hücumdaki oyuncular boş yere koşmaya devam edecek ve enerjilerini gereksiz yerlerde harcayacaklar.

Sarı kırmızılılar maçın son anlarında, “Ne olursa olsun bir puan da puandır” dediler. Rijkaard da onları ikaz ederek, “Hiç olmazsa onu kaybetmeyelim” dedi. Bence doğru mantıktı. Çünkü futbolun gerçeklerini yerine getirirsen bu takımı Avusturya’da yenersin.

Kanat Atkaya: Yorgun ayaklar / Hürriyet

Sturm Graz’ın teknik direktörü maç öncesi demecinde “Galatasaray ile 10 maç oynasak 8’ini kaybederiz” diyordu.

Benim bildiğim; Sturm Graz’a karşı 3. maçını oynadı Galatasaray ve halihazırdaki durum raporu: 2 beraberlik, 1 Graz galibiyeti... Kağıt üzerinde saçma gibi dursa da Graz neticelere bakılınca Galatasaray’dan daha dirayetli bir takım olarak algılanabilir.

Dün itibariyle Galatasaray’ın nasıl durdurulacağı kaba hatları ile belli olmuş vaziyette. Tıpkı Eskişehir maçında olduğu gibi rakibini erken dağıtmakta başarı sağlayamayan sarı kırmızılı ekip maç ilerledikçe kendi kendini yoran eski model takıma döndü. Sorumluluk üstlenmesi gereken ayaklarda yorgunluk dikkat çekici. UEFA Avrupa Ligi’nde kendi sahasında Graz ekibine yenilmemek Galatasaray açısından ne derece başarı sayılır, takdiri size kalmış. Ancak dünkü maçtan çıkıp çıkabilecek sonuç da buydu.

Hakemin silik bir tip olması veya “gol noktalarındaki şanssızlık” gibi açıklamalar tatmin edici olmaktan uzak. Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Galatasaray henüz istediği noktaya erişmekten uzak.

Servet ile Emre Aşık eğer sahada en çok mücadele eden iki isim oluyorsa diğer futbolcuların sorumluluk alanlarını gözden geçirmeleri de şart oluyor. Bu maçın Avrupa rotasında sapma yaratacağına ihtimal vermiyorum. Fakat bu yorgunluğun sırrı çözülmezse Galatasaray daha çok kaza yaşar diye düşünüyorum.

Rıdvan Dilmen: Panik / Milliyet

Galatasaray kazanıp işi garantilemek istiyordu. Eskişehir beraberliği, Fenerbahçe’nin Twente yenilgisi gibi ders olur diye düşünmüştük. Aslında oyun anlamında çok kötü değillerdi. Ama beklentinin altında kaldılar. Sürekli öne oynamaya çalıştılar. Bu kadar öne oynamanın, bu kadar ofansif oyuncuyla saldırmanın karşılığında pozisyon azdı.

Sturm Graz takımı genç bir ekip. Kalitesi düşük ama temposu yüksek. Aslında maç da böyle oldu. Galatasaray tamamen oyunu rakip alana yıktı. Tipik kontralar yedi. İlk yarının son 10 dakikası maçı tek kaleye çevirdi. İşte bu bölümde 45’te rakibin golü geldi. İkinci yarının ilk 15-20 dakikasında da ilk yarıdaki tablo yaşandı. İstek ve öne oynama arzusuna rağmen pozisyon gelmeyince Teknik Direktör Rijkaard bu kez ikili defansif orta sahadan birini çıkarıp, Elano’yu oraya kaydırdı. Beş hücumcuyla oynadı. Sabri takviyesiyle sayı altı oldu. Ama yine söylüyorum bu kadar hücumcu oyuncuya rağmen yeterli pozisyon sağlanamadı.

Dün gece gördüğüm en büyük problem oyun içinde 3-1 kazanılan Panathinaikos maçının unutulması ve kontrolün kaybedilmesiydi. Çünkü son bölümlerde kontradan yenilecek bir gol Galatasaray’ın gruptaki işini zorlaştırırdı.

Galatasaray takımı kalitesinin altında bir sakinlikte. Çabuk oynamak, öne oynamak iyi ama bunu sakinlikle birleştirip daha organize olmak lazım. Elano etkisiz bir oyuncu. Gol pası vermesine rağmen... Bir kere fiziği iyi değil. Bana göre Galatasaray’ın ilk on birinde oynamaz. Keita’nın gücü ise 70 dakika. Baros iyi değildi ama klasik gol arzusunu sonuçlandırdı. Bir topu da direkten döndü. Mehmet Topal, Ayhan ve son bölümde giren Mustafa Sarp hücum yönünde takımını eksik bıraktı. Haksız da değillerdi. Önlerinde dönüşü olmayan oyuncular var. Dönen topları Sturm Graz’ın alması da bu oyuncuları yordu. Arda o kadar yetenekli ve o kadar iyi oyunlar oynadı ki... Dün de aslında etkili pozisyonlarda hep vardı ama daha önce oynadığı o muhteşem futbol hep akıllarda kaldığı için vasat gözüktü. Aslında Galatasaray’a baktığımızda yaratıcı tek oyuncu.

Hakem pozisyonlara hep yakındı. Bir tek uzak kaldığı pozisyon oldu. Onda da 5. hakem gözünün önünde Arda’ya yapılan penaltıyı vermedi.

Panathinaikos’un deplasmanda Dinamo Bükreş’i yenmesinden sonra Galatasaray, Panathinaikos ve Bükreş’in şansları eşitlendi. Demek ki işi ciddiye almak lazım. Özellikle artık iç sahada puan kaybına tahammül kalmadı.

Ahmet Çakar: Tehlike sinyalleri / Sabah

Galatasaray dün gece sürpriz bir sonuçla iki puan kaybetti ama kazansaydı bile dün gece geleceğe yönelik tehlike mesajlarını görmezlikten gelemeyiz.

Galatasaray takım savunmasında eksik bir görüntü çiziyor. Takım savunması asla ve asla geri dörtlüde oynayan oyuncular olarak düşünülmemeli. Takım savunması en uçtaki Milan Baros'dan başlar kaleciye kadar gelir.

Diğer bir deyimle top rakipteyken G.Saray özellikle orta sahada ısıramıyor. Keita, Arda, Elano veya Kewell gibi oyuncular rakiplerini kovalıyorlar ama bu sadece göstermelik. Rakibi kovalamak, geriye koşmak takım savunmasına katkıda bulunmak değildir. Çok mütevazi bir Orta Avrupa takımı olan Sturm Graz biraz şanslı ya da becerikli olsa G.Saray'ı paramparça ederdi.

Yıldız oyuncuların gerçek anlamda savunma yapmayıp mücadele etmemeleri Türkiye Ligi'nde fazla sırıtmıyor. Ama rakip biraz diri, biraz top yapan oyunculardan kurulu olduğunda takke düşüyor ve G.Saray'ın keli görünüyor.

Dün gecede işte Ali Sami Yen'de Graz, G.Saray'a kel olduğunu gösterdi. Alışılmış G.Saray ligimizde çok pozisyon verip, zaman zaman gollerde yiyip ama maçları kazanıyordu. Hem de çok gol atarak. Ama dün gece Graz'a karşı bunu da yapamadılar.

NET PENALTI VERİLMEDİ

Bunun iki sebebi var. İlki rakip iyi mücadele etti, ikincisi G.Saray'ın atak oyuncuları formda değiller. Arda'daki düşüş sürüyor. Eğer Elano Brezilya Milli Takımı'nın Elano'su ise dün geceki gibi sıkışmış maçları tek başına çözmeli.

Keita çok koşuyor, rakip savunmayı karıştırıyor ama final paslarında başarılı değil. Rijkaard'ın bundan sonra çok iyi bir karar vermesi lazım. Rakip iyi ve diri bir takım olduğunda Arda, Kewell, Elano ve Baros gibi oyuncuların sadece göstermelik savunma yaptıklarında bunun bedelini G.Saray ağır şekilde öder. Dün gece sadece iki puan olarak ödedi ama bir başka gece çok farklı olabilir. Sahada çok yakışıklı ve gencecik bir hakem vardı ama maalesef hakemlikle uzaktan yakından alakası yoktu. Arda'nın ilk devrede attığı golü UEFA'nın yeni uygulamaya koyduğu 'kale çizgisi hakemi' iptal etti. Bence karar doğru, çünkü Arda kafaya çıkmadan önce rakibini itiyor ama hemen hemen aynı yerde ikinci yarı Arda'ya yapılan net bir penaltı var ama bu verilmiyor. Verdiği kartlar kart değil, göstermediği kartlar da cabası...

Uğur Meleke: Rijkaard'ın rotasyonları / Milliyet

Graz, ilk yarıda sağdan açık vermeye müsaitti; ama Rijkaard 45 dakika boyunca rotasyonu (kelimenin gerçek anlamını, yani şekli döndürmeyi) unuttu
 
Rakip 15 milyon euroluk mütevazı bir takım... Yani bütçe açısından Süper Lig’deki 18 takım içine ancak 19’unculuktan girebilecek durumda! Kendi evlerinde D.Bükreş’e kaybetmişler, İstanbul’a da büyük ümitler besleyerek gelmedikleri belli. Ama Rijkaard’ın Tam Saha’ya verdiği o efsane röportajda üstünde ısrarla durduğu, Türk takımlarında eksik olan çok temel bir özelliğe sahipler: Pozisyon bilinçleri var. Alman Ligi’nin arka bahçesi konumlarından olsa gerek, o ekolün koşulsuz disiplinini hissettiriyorlar. Zaten Galatasaray’a karşı üstün oldukları tek konu bu, ondan faydalanarak da sarı-kırmızılıların ailece hücuma gittiği, Hakan’ın Sabri’nin alanını kapamaya çalıştığı bir anda golü buldular.

Tabii ki oyun disiplini size bir gol kazandırabilir, ama 90 dakikayı sadece disiplinle bitirmek her zaman mümkün olmaz. Orijinal sağ açığı Hölzl sakat olduğu, sağ beki Sonnleitner de stopere geçtiği için Graz, ilk yarıda sağdan açık vermeye müsaitti; ama Rijkaard 45 dakika boyunca rotasyonu (kelimenin gerçek anlamını, yani şekli döndürmeyi) unuttu. Elano’yu nihayet 46’da sola aldı, Keita’nın da yerini ancak son 40 dakikada değiştirerek Fildişili’yi sol bek Kandelaki’nin gölgesinden kurtardı. 

Gerek oyun içi yer değişiklikleri, gerekse 5 forvet görünümlü düzen Galatasaray’ın son yarım saatte oyunu tümüyle rakip sahaya yıkmasını ve 1 gol bulmasını sağladı. Ama Kewell’ın frikiğiyle M.Topal’ın havadan gelen topa vurduğu kötü vole dışında sarı-kırmızılıların şut denediğini göremedik. Kaleye vurmadan da daha fazla gol atamıyorsunuz işte...

Hakan Ünsal: Laubali hareketler / Star

Galatasaray’ın çok isteyerek başladığı maçta daha fazla istekli olan biri vardı. Geldiği günden beri en farklı Elano’yu gördük. Fakat bu istek fazlalığı Elano’yu yanlış oyuna itti. Oyunun içinde hep olmak isteyen Elano o işi rahatlıkla yapabilecek Ayhan varken ta gerilere kadar gelip top aldı. Bu da asıl önde ihtiyaç olduğunda Elano’nun yeride olmamasına sebep oldu. Galatasaray oyuncu özelliğinden dolayı hep rakibi göbekten delmeye çalışan bir ekip. Keita kenarı daha fazla kullanıyor ama Arda tam kenar oyuncusu olmadığından kale karşısındaymış gibi hareket ediyor ve rakip kademeli şekilde etkisiz hale getiriyor.

Galatasaray’ın bu maçın haricinde genel problemi pres yapamaması. Yapmaları da zor. Çünki Keita, Elano, Baros ve Arda gibi 4 hücum yönü yüksek oyuncu hep kendi ayaklarına oynanmasını ve top kendilerinde iken oyunu biliyorlar.?Aslında bu kadar alternatifli ve yetenekli bir kadronun sadece 4 oyuncunun günlük performanslarına bağlı olmamalı. Özellikle Sami Yen’de Graz gibi rakiplerin kolay kolay kendi sahasından çıkamaması lazım. Bunun için takım halinde pres yapma özelliğini kazanmış bir ekip olmalı. Ama pres yapan bir takım olmak için gerekli oyuncular, lig ve ortam var. Rijkaard uzun süre kalmak ve ekipten de üst düzey yararlanmak istiyorsa oyunu daha fazla rakip yarı alanda oynatmalı.

Galatasaray problem yaşadığı Kasımpaşa, Eskişehir ve Graz takımlarının ortak özelliği dirençli ve defans anlayışları iyi olan ekipler olmasıydı. Yani Galatasaray’ın öndeki oyuncularına iyi defans yapan fizik gücü iyi olan takımlar kim olursa olsun problem olur. Galatasaray, Yunanistan’da erken gol sayesinde aldığı kolay galibiyetten sonra böyle bir Graz beklemiyordu. Ne hikmetse Galatasaray’da oyuncular fantastik goller peşinde. Eskişehir maçında Keita şimdi de Elano aynı noktada aynı vuruşu deneyerek muhtemel 3 puanı engelledi.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!