AÅžK'A DAÄ°R… Selâmünaleyküm aÅŸka!.. Bu sunuÅŸa baÅŸka bir giriÅŸ de yakışmazdı. "Åžu AÅŸk Meselesi"ni, daÄŸarcığımda ne varsa, yazıya döküp def'aten hallettiÄŸimi

Güncelleme Tarihi:

AŞKA DAİR… Selâmünaleyküm aşka.. Bu sunuşa başka bir giriş de yakışmazdı. Şu Aşk Meselesini, dağarcığımda ne varsa, yazıya döküp defaten hallettiğimi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2000 00:00

AÅžK'A DAÄ°R… Selâmünaleyküm aÅŸka!.. Bu sunuÅŸa baÅŸka bir giriÅŸ de yakışmazdı. "Åžu AÅŸk Meselesi"ni, daÄŸarcığımda ne varsa, yazıya döküp def'aten hallettiÄŸimi sanıyordum. Ancaaak… II. Dünya Savaşı yıllarında + Hamdullah Suphi (Tanrıöver) + Gagavuzlar üzerine, Büyükelçi Zeki Kuneralp'in (nâm-I diÄŸer, "Sadece Diplomat") hatıratından temel alan bir derleme hazırlarken, yeniden "aÅŸk"a tosladım. Eyvah, hatunu kaybettik diye telaÅŸlanmayın, sakın. Şöyle oldu: Zeki Kuneralp'in ciltler dolusu not defterleri vardı. Ben onlara "cevahir defteri" diyordum. Kariyeri boyunca ve emekliliÄŸinde hiç durmadan -ve de, çeÅŸitli batı dillerinde- okuduÄŸu için, önemli bulduÄŸu her ÅŸeyi not etmiÅŸti. Hem de, bir hariciyeci titizliÄŸi ile. Ben de, ona özenip, nacizane, kendi cevahir defterlerimi oluÅŸturdum; zaman içinde hayli tombullaÅŸtılar. Ä°ÅŸte, Romanya bahsi için cevahir defterlerimi tararken, aÅŸk üstüne çok alıntı kaydettiÄŸimi farkettim. Ve oturdum, hiçbir tasnife girmeden, ilk sayfadan her birini cımbızla ayıklar gibi seçip artarda sıraladım. "AÅŸk" üstüne söylenenleri toplamaya kalksak, milyonlarca sayfa deÄŸil, insan ömrü yetmez. Size sunduÄŸum, benim seçtiklerim. Eminim, her kiÅŸinin birer "aÅŸk vecizesi" vardır. Tüm insanların ortak "tatlı belası" deÄŸil mi? Onsuz olmaz… Onunla da olmaz (mı?)… Bence, hiçbir coÄŸrafyada, hiçbir insan nesli, bu çıkmazı aÅŸamayacak. Aslında, aşılmasa da olur. Güzel olan her ÅŸey, esrarını korumalı. Zaten, böylesine karmaşık bir meselede, herkesin yaklaşımı, deneyi, yorumu öylesine farklı ki, insanı alıp engin denizlere götürüyor. Benim defterlerdeki vecizeleri -hiç yorumsuz- alt alta koyunca, böylesi bir tablo çıktı ortaya. "AÅŸk'a gönül vermem / AÅŸk'a inanmam" diyenlerden deÄŸilseniz eÄŸer, sizleri sevda labirentlerinde bir gezintiye davet ediyorum. Çekinerek de olsa, bir de ufak temennim var: "Tatlı bela"nız başınızdan hiç eksik olmasın. "AÅžK, sevdiÄŸim ÅŸehirler gibidir." (YAÅžAR'ın "Deli Divane" ÅŸarkısından…) "AÅžK yarası farklıdır… Fena yaralar insanı.Olta ucundaki balığa dönersin.Çırpınmak kâr etmez…"(…) "Sevdin madem, tam seveceksinSonuna kadar seveceksin…Ölümüne seveceksin…Gelse de seveceksin…Gelmese de…" ("AY, ışığında saklıdır" adlı TV dizisinden.) "Sen kimseyi sevemezsinSevmeyeceksin…Rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibiSürüklenecek…Sürükleneceksin… Åžefkat nedir, aÅŸk nedir?Ömrünce bunu bilmeyeceksin…Rüzgârların önündeKuru bir yaprak gibi…Sürüklenecek…Sürükleneceksin." (Türk Musıkisi dendi mi, akan sular durur. NOKTA!) Bizi, bizden daha iyi anlatan, ifÅŸa eden ruhumuzun en derinlerine giden bir baÅŸka vasıta biliyor musunuz? Ben bilmiyorum. Böyle bir güzellik olamaz. Tabii, doÄŸru icra edildiÄŸinde… Böylesi bir estetik deÄŸeri, hissiyat yükü, hem beste, hem güftesiyle, ancak bizim sahip olduÄŸumuz kültür terkibi yaratabilirdi. Bu ÅŸarkının tüm mısralarını ben bir sevdiÄŸime söylemiÅŸtim. SevmediÄŸini iddia etmedim, ama ÅŸefkatini -ki vardı- göstermeyi bilemedi. Ve, kuru bir yaprak gibi, yıllarca, sürüklendi.) "Sevda denilen ÅŸey, deli gönülden gönüle akıştır. Ä°zi hiç silinmeyen ilk yakıcı bakıştır." (Türk musıkisi) "Sevip sevip ayrılmasıah küçük hanımım, zor geliyor." (Nurettin ÇamlıdaÄŸ'ın çok güzel okuduÄŸu bir türküden.) "Gönül anlamazemir dinlemez…" ("Gönül ferman dinlemez"in modern versiyonu olmalı. Eh, ne de olsa, 2000'lere girdik. Nacizane kanaatim "ferman"ın daha uygun olduÄŸu yönünde.) "Dünyaya seni bulmaya geldim.Bu dünyaya senin olmaya geldim.Bu dünyaya aÅŸkı bulmaya geldim. ("Çayımın Åžekeri", AYNA) "Üşürüm titrerim sensiz KejeGünlerim bitmezGözyaÅŸlarım dinmezHasretim elinden yandım KejeEller anlamaz, sen gibi saramaz.Oy can Keje, hey can KejeAyrılık ölümden beter Keje." ("KEJE", TÃœRKÃœ'nün seslendirdiÄŸi bir türkü.) "Çok güzelsin.Kımıldama… Hiç kımıldama…" "FORT SAGANNE", (Saganne Kalesi) filminin sonuna doÄŸru, Gerard Depardieu, savaÅŸa, yani ölüme gitmeden az önce, zorlu kadın Louise Tissot'ya söylüyor. Louise'i Catherine Deneuve canlandırıyordu. Nefes kesiciydi. Bağımsız bir feminist karakteriyle, geçen yüzyılın başında, çölden baÅŸka bir ÅŸey bilmeyen subayı canlandıran Gerard Depardieu, onun aÅŸkını taşıyamamıştı. Subay, sonunda, komutanın kendi halinde kızıyla evlenir. "Çok güzelsin…" öncesindeki konuÅŸma, savaÅŸa hemÅŸire olarak katılan Louise Tissot ile subay arasında şöyle: Evlendi mi?Evet. Söylemedi mi?Hayır…Seviyor musun?Evet…Benden çok mu?Hayır. (Ä°nsanın soluksuz kaldığı anlardan biri…) "Zemheride kalmış sanki bütün ümitler.Bir ümitsiz yola girmiÅŸ, ziyan olmuÅŸum.Çiçeklerim solmuÅŸ gitmiÅŸ, viran olmuÅŸum." (Gene bir pop ÅŸarkısından…) "Gelse o ÅŸuh mecliseNaz ü tegafül eylese…" (Türk musikisi.) "Geceler…olmaz olası geceler…Geceler…katran karası geceler…Geceler…dört duvar efkâr…" (NÄ°LÃœFER'in seslendirdiÄŸi bir KAYAHAN ÅŸarkısından.) "Yesterday…love was such an easy game to play." (YESTERDAY, Beatles) (Korkarım, günümüz daha da "şıpın iÅŸi", beÅŸ kuruÅŸluk bir oyun oldu.) "Sevda, sevda…Unut onu.Dinsin gönlünde fırtına…Sevda, sevda…DeÄŸmez aÄŸlamaya…" (Nükhet Duru seslendirmÅŸti...) "Önde zeytin aÄŸaçları, arkasında yâr…Sene 1946… Mevsim sonbaharYâr, yâr…Seni… Kara saplı bıçak gibiSineme sapladılar…DeÄŸirmen misali döner başım.Sevda deÄŸil…Bu bir hışımTel tel çözülüp kalmışım…" (SÄ°TEM, Åžiir: Bedri Rahmi EyüboÄŸlu, Beste: Erol Evgin) "Ben böyle yürek görmedim,Böyle sevgi…" (Sezen Aksu'nun bir ÅŸarkısından...) "Her gece uyku diye yattığım sensin… ... Yanarım, yanarımTutuÅŸur yanarım…Kavurur ateÅŸim…Seni de, beni de…Belalım." (BELALIM) (Bu ÅŸarkıyı çok güzel bir adamın ardından söylemiÅŸtim, ben de. Ama o, bunu asla bilmedi.) "Here and nowYour love is all I need." (Bir ÅŸarkıdan…) Love is a gift." (Bir baÅŸka ÅŸarkıdan…) "Çok yakarmış güneÅŸin solgunuSonbahar vurgunu…" (Ahmet Özhan'ın bir ÅŸarkısından.) "Severim gözünde sitem var diye,Sevmeden küsmek olur mu?" (Ahmet Özhan'ın bir baÅŸka ÅŸarkısından.) "All there is to know… Only… The lovers know." (Vincent Minelli'nin KISMET filminden.) "Hiç ayrılamam derken…KavuÅŸmak hayal oldu." (Türk musikisi... Bizim yüreÄŸimizin sesi olan Türk musikisi için, "Uyumun uyumudur" denmesi boÅŸuna deÄŸil.) "Kont Vronslei: "KeÅŸke bana biraz saygı duysaydın."Anna Karenina: Saygı mı?.. Sevgiden arta kalan boÅŸluÄŸu doldurmak için uydurulmuÅŸ bir sözcük." (ANNA KARENÄ°NA, Son sayfa.) "Sevgi, özgürlükten doÄŸar." (Burt Lancaster, mücevherciyi oynadığı bir filmde böyle söylüyor.) "AÅŸk ebedidir… Ä°nsanlar ebedi hayata ancak sevgi yoluyla ulaÅŸabilir." (Bu ifadeyi nereden alıntı yaptığımın notunu -nedense düşmemiÅŸim.) "Sevgi, sürekli bir mücadeledir. Ä°nsana, kaderine sahip çıkabilmesi için bağışlanmıştır. Ve, gelecek, sevgiye baÄŸlıdır." (MuhteÅŸem bir Polonya filmiydi. Ama, başını kaçırdığım için olacak, ismini kaydetmeyi becerememiÅŸim.) "Aşık olanın gururu da yoktur, huzuru da…" (Münir Özkul, bir Türk filminde, Filiz Akın'a söylüyor.) "Bizde sevgi bedava da ondan…" (Sadri Alışık, bir Türk filminde, Mine KoÅŸan'a söylüyor.) "İçimde yılgın rüzgârların ayak sesleri…Sende… Daha, yeni yeni kavak yelleri." (NÄ°LÃœFER'in bir ÅŸarkısından…) "Sen her ÅŸeye karşı çıkacak kadar çok sevmenin ne olduÄŸunu hiç bilmiyorsun." (Bir tiyatro oyunundan.) "Alam yârim yanımaKış yatam, yaz uyanam…" (Ä°brahim Tatlıses'in "Saza Niye Gelmedin?" ÅŸarkısından.) "AÅŸkın tarifini sorma…Onun kaynağından bir yudum tadanDeli divanedir…Yanan ateÅŸtir…Ne mevsimi belli, ne zamanı var.Gönülden gönüle gerilir aÅŸka…" (Kaynağı belirsiz.) "Herhalde, saadet bu olmalı…İnsanın tüm hayatını sevdiÄŸi ile geçirmesi." (Hollywood'un unutulmaz filmleri arasında yer alan "Mrs. Miniwer"da, kocasına cilve yapıyor Mrs. Miniwer.) "Ben sana mecburum, bilemezsin…Adını mıh gibi, aklımda tutuyorum.Büyüdükçe büyüyor, büyüyor gözlerin.Ben sana mecburum…Bilemezsin.İçimi seninle ısıtıyorum." (ATTÄ°LA Ä°LHAN) "Seven gönül, yar kıymeti bilendir." (Bir ÅŸarkıdan…) "AÅŸk yoksullara göre deÄŸildir oÄŸlum… Vaktimiz yok…" ("NONE BUT THE LONELY" filminde, oÄŸul rolündeki Cary Grant ile annesi rolündeki -efsanevi aktris- Ethel Barrymore dertleÅŸiyor.) "AÅžK… Kimi kalbe gıdadırNe yenir, ne yutulurBir demir leblebidirÇiÄŸneyen aÅŸk olsun." (ŞİNASÄ°) "AÅŸkta ölçü olur mu?Ölçü olsa, aÅŸk güzel olur mu?" (HEP O ÅžARKI filminde, (Zeki Müren-Belgin Doruk) Münir Özkul, Zeki Müren'i sorguluyor.) "Sevgili TanrıkucaklaÅŸmayı sen mi buldun?Çok güzel biÅŸey." (Brenda isimli bir çocuk.) "Bir dilrübaya düştü gönül, müptelası çok…AÅŸkın sefası yok deÄŸil, amma cefası çok." (Åžeyhülislam Yahya'dan.) "Sevgisiz bir hayat, ne kadar baÅŸarılı olsa da, yaÅŸanmamış sayılır." (AYTEN GÖKÇER'le yapılan bir röportajdan.) "AÅŸk… Bir hastalık olarak doÄŸmamıştır... Ä°nsanların sonsuz sahip olma duygusu, onu bir hastalık haline getirmiÅŸtir." ("TENDEKÄ° TUZ" filminden.) "Asya'm…Al yazmalım… Selvi boylum…BitmemiÅŸ türküm." ("SELVÄ° BOYLUM, AL YAZMALIM"dan) "MeÄŸer… Gülüp geçmiÅŸim, aÅŸkın yanından…" (Yeni Türkü'den Derya KöroÄŸlu'nun bir ÅŸarkısından) AÅŸk affedici midir? "AÅŸk, sizin sıradan durumda affedebileceklerinizden daha fazlasını affetmenizi saÄŸlıyor. Zaten, aÅŸkın ilk dönemlerinde, kiÅŸiler, kendilerini silmeye çalışırlar. Ve, biribirlerine kendilerini anlatırken, aslında, biribirlerinin olmaları istedikleri gibi anlatırlar. Yeni bir aÅŸkın içinde, kendinizi yeniden yaratmaya çalışırsınız." AÅŸk için maksimum ne yapılır? "Bakıyorum, millet aÅŸkı için hep bir yerlere gidiyor. Uzak yola gitmeyi, aÅŸkları için fedakârlık zannediyorlar. EÄŸer insan, kendine aykırı olan, asla affedemeyeceÄŸi ÅŸeyleri kabul edebiliyorsa, yani kendini ortadan kaldırabiliyorsa, gerçekten âşıktır." (AÅŸkın Åžifreleri" üzerine KürÅŸat BaÅŸar ile bir mülakattan. Milliyet, 16 Haziran 1996) "Ä°nsanın, sevmediÄŸi birine, istediÄŸi her ÅŸeyi vermesi çok kolaydır." (Bir Fransız filminden.) "Derin kaz! Toprak iÅŸi de, gönül iÅŸi gibidir. Çok emek vermek ister." (Mihail Åžolohov'un romanından uyarlanan "Vatanları İçin SavaÅŸtılar" filminden.) "Çilemi seveyimHa yerde…Ha gökte…Annem, annem!Beni aÅŸka verAsi gönlüm-bir-aÅŸka boyun eÄŸer." (Sertab Erener'in "Seyr ü Sefer" adlı ÅŸarkısından.) "Yine yoksun diye, düşmanım her güne.Dursun dünya, dönmesin sensizYaÅŸatmasın, of, Allah'ım sensiz!"(Kerim Tekin'in "Karbeyaz" ÅŸarkısından.) "Bu haince veda niye?SevmiÅŸtim ölesiye… (…) Tuzaktı aÅŸkım bana, yandım kahroldum.Canımın baharında, yok olup bittim yâr. (…) Haykırsam dünyayaAÅŸkmı bir solukta." "Sensiz hayat nedir ki?BoÅŸ bir virâne…" (Bir pop ÅŸarkısından.) "Sensiz büyür yalnızlık.Seninle baÅŸlar yaÅŸam.Gülümsemendir aÅŸk." (Dr. ErdoÄŸan Tanaltay'ın "Gülümsemendir AÅŸk" ÅŸiirinden.) "SavaÅŸ da aÅŸk gibidir, yüzyüze gelmek gerekir." (Napoleon Bonaparte böyle buyurmuÅŸ.) "aÅŸkımızın ateÅŸiBu büyülü gecede içimdeÖyle sev ki beniÖlürüm elinde." (Harun Kolçak'ın bir ÅŸarkısından.) "Bir kumarda, aÅŸk mı, savaÅŸ mı daha çok?Hangisinde kaybedenlerin sayısı daha fazla ise, o." (Sevgililer Günü için, Çetin Altan'ın "Åžeytanın Gör DediÄŸi" köşesinden.) "Âşığım…Sevda çölünden geçtim.Kerem'im, Ferhat'ım bugün.Kendimden geçtim de, aÅŸkına düştüm." (Kubat'ın bir ÅŸarkısından.) "Sevmek… Birçok ÅŸeyi göze almaktır." (Derya KöroÄŸlu'nun bir ÅŸarkısından.) "En güzel sevgi, en güzel ifade edilen sevgidir." (Cons Jeans) "Bana yoksun… Biliyorum.Usul usul eriyorum.Ne ekmek, ne de su…Sensizlik korkusu…İstemem…Yeter ki… Sen yanımda ol.Yeter." (Bir ÅŸarkıdan.) "Gel, yârim ol…Sevdalım ol…Sultanım ol…Fermanım ol…Dertlerimin dermânı ol!" (Çelik'in bir ÅŸarkısından.) "The greatest thing you'll never learn,Is, to love and beloved in return." (Ölümsüz Nat "King" Cole'un "Nature Boy" adlı ÅŸarkısından.) "Ben aÅŸkı, bir karşı çıkış, yani her ÅŸeye karşı çıkma olarak düşünüyorum. Var olan düzene karşı çıkma, kurallara karşı çıkma ve kendinize yeni bir dünya yaratma." (Doç. Dr. Gül BaltaÅŸ ile ilgili "Romantizme geri dönüş" baÅŸlıklı bir haberden. Hürriyet / 8 Aralık 1997). "Yürek ki,paramparça…" (Pierre Reverdy) "Onlar aÅŸkı yazıyorlar, ama yaÅŸayamıyorlar." (HÃœRRÄ°YET, 28 Haziran 2000... AÅŸk romanlarının ünlü kadın yazarları, Georges Sand, Charlotte, Emily ve Anne Bronte KardeÅŸler, Jackie Collins, Jane Austen, Margaret Mitchell, Danielle Steel ve nihayet Barbara Cartland'dan mülhem bu derleme yazının yazarı, bu branşın magazin basınındaki duayeni, çok sevgili Azize Bergin.) The End De… Acaba, "Happy End" mi?.. DoÄŸan Canku'nun mısralarına bakacak olursak, öyle gibi: "Sevgi,Benim anladığımsa,Ebedi, sınırsız hiçliktir.Binbir çeÅŸit renkteÖnce kalplerde yeÅŸerirSaflaÅŸtıkça aÅŸarKâinatın derinlikleriniGeçer daha öteyeVe, özünü buluncaya dekBüyür de, büyürSığmaz yüreklere.(…) Sevgi, EÄŸer anladığımsa,Yaratanın ta kendisidir…" Jülide ERGÃœDER - 4 Aralık 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!